enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3533
EURO
34,7324
ALTIN
2.406,41
BIST
10.147,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
20°C
Kocaeli
20°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Pazar Açık
21°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
23°C

SOLUN NAMUSU VAR MI ?

29.08.2020
A+
A-

Solun namusu var mı?

Kitapçı amca

-yok oğlum

Durup dururken nerden girdik bu konuya. Bir gazeteciye verilen tepki ve gazetecinin, anlaşılan, tanımadığı ve çokta önemsemediği, bu namus kavramının ne ifade ettiğini bilemediği bir bölgenin insanlarına karşı takındığı tavır yeniden solun namusunu benim gündemime getirdi.

Rauf TAMER’in “ Solun Namusu” diye bir kitabı vardır. İlk baskısı 1975’ya da, 1976’yılında yapılmıştır.

 

Aynı isimle bir de, Uğur Mumcunun kitabı var. Solun namusuna Tehafut olarak yazılmıştır.

Bu kitapta;  Sol ve namus kelimelerinin bir araya gelemeyeceğini anlatır Rauf Tamer o ironik kitabında.Sol, iffet konusunda geniş mezheplidir, der.

İsmet Özel‘de yıllar önce “Solcu denildi mi Türk milleti “boynuzlu” anlar.” demişti.

Yine bir solcu yazar, solcu denince millet eve girdiğinde askıya asılmış şapkayı hatırlar demişti. Bundan kasıt, solculuğun geniş mezhepliliği anlatılır. Yani, eve giren kişi evin yatak odasında yabancı birisinin olduğunu şapkadan anlar.

Lise yıllarımız da, sağla, solla ilgisi olmayan arkadaşları solcu kitapçılara gönderir “solun namusu” var mı diye sor bakalım derlerdi bazı arkadaşlar?

 

Kitapçıya giren arkadaş da öğrenirdi solun namusu var mı, yok mu? 

Solun namusu ile ilgili 2 Mart 2010 yılında sanırım Mahmut Toptaş hocanın da bir yazısı yayınlanmıştı Milli Gazetede:

Hoca Efendi: “Pekiyi şimdi ben neden girdim bu konuya?  Çünkü solun namus anlayışı ile yeniden karşılaştı Türkiye.

 

İki özel televizyonda yayımlanan iki dizi solun namus anlayışını ortaya koydu. Önce, Bu Kalp Seni Unutur Mu dizisinden başlayalım. Fragmanları 12 Eylül ve sonrasına ait ilginç enstantaneler içerdiği için başından beri izlemeye çalıştım diziyi.Diyarbakır, Metris, Mamak cezaevlerindeki işkenceleri, baskıları gündeme getirdi.

 

Militarizm protesto ediliyordu.

 

Ve üstelik bu dizi darbe girişimlerinin hız kesmediği bir döneme rast gelmişti. Dizi, ideolojik kamplara ayrılan bir ailenin dramını da ortaya koyuyordu. Birkaç bölüm sonra da solun namus anlayışı çıktı ortaya.

Ana karakterlerden biri, cezaevinde yaşadığı travmayı atlatma esnasında evli bir kadınla tanışıyor, onunla ilişki kuruyor. Kadın, hamile kalıyor. Kocası da karısını boşamak üzere iken onun başkasından hamile olduğunu öğreniyor. Ama bakıma muhtaç olduğu için buna ses çıkarmıyor. Kadın, kocasının yanında başkasının çocuğunu doğuruyor, büyütüyor. Koca da bu ara başka bir kadınla ilişki yaşıyor.

Diziyi seyrederken acaba dedim, bu konsept sırf heyecan olsun diye mi böyle ayarlandı.Bu konuda şüphelerim var; çünkü senaryoyu yazanlar 12 Eylül öncesini yaşayan şahitlerden destek alıyorlar.

 

İkincisi, eserde bu tür olayların milliyetçi ve İslamcı çevrede geçmemesi ve özel olarak solcuların bu şekilde gösterilmesi tesadüf olmasa gerek. 

Filmi aşan ve gerçekliği olan bir olay örgüsü ile karşı karşıyayız anlayacağınız. Pekiyi, neymiş bu solun namus anlayışı? Evli bir kadın başka biriyle ilişkiye girebilir, ondan gebe kalabilir, koca da buna katlanır, o da intikam olsun diye başkası ile ilişki kurar.

 

Dizi’nin verdiği mesaj bu.

İkinci dizi Aşk-ı Memnu dizisi. Orada ilişkiler aile içinde yaşanıyor. Halit Ziya‘nın şöyle bir dokunarak geçtiği olay, dizide ballandırılarak, özenti oluşturacak şekilde yansıtılıyor.

 

Halit Ziya solcu, solcu olduğu için kurguyu böyle yaptı filan diyecek değilim. Ama RTÜK bu dizi ile ilgili cezayı kestiğinde kimlerin nasıl feryat ettiklerini gördüm ve gene Solun Namusu‘nu hatırladım.Çünkü bunun gayet doğal bir şey olduğunu söyleyen gene “solcular” oldu.

Dedikki Rauf Tamer‘in bahsettiği sol o dönemdeki Ecevit solculuğu idi.Şimdi CHP solculuğu var karşımızda.

 

Adı sol olduğundanmıdır, yoksa partinin adının CHP oluşundanmı nedir; insanlar namus algısı konusunda gene aynı yerdeler. Bu işte bir iş var.”

İşe bakın ki, solun namus anlayışıyla Ali Ayvazoğlu’nun Ankara’ya kültür müdürü atanması sonrası yeniden karşılaştık.

 

CHP’nin genel başkanı, insanların haysiyetlerine dil uzatanların yerine, onları eleştirenleri istifaya davet ediyor.İşte bu solun namus anlayışının özetidir. 

Bu günler de solcu bir yazar da “Eğer haberimle namusa dil uzattımsa o dili kendi elimle keser, yazan kalemimi kendi elimle kırarım.Bu böyle biline. Bahar Hanım’da, Ali Ayvazoğlu’nu da tanımam.Haksız atamaları örtmek için, kimse namus gibi kutsal kavramların arkasına sığınmamalı.Trabzon da iş bekleyen binlerce gencin sözcüsü oldum hepsi bu kadar” diye döktürmüş ve yazısını altınada, “Süleyman Demirel’in devlet adamlığa”  diye bir yazı yazmış.

Bu namuslu adam Çaycıların şirket yönetim kurullarına atandığı zaman kimin adına kalem oynatıyordu? 

 İnancından dolayı devlet ’in üniversitelerine sokulmayan gençler, adından dolayı işten atılan gençleri hiç görme dimi? Bu namus tellaları. Menşei itibarı ile uygun değildir diye iş başvurusu alınmayan, Memur olarak atananların işe başlatılmadığı zaman haksız atamaları değil de, atanamamaları niçin dile getirmediniz?O kişiler solcu olmadığı için mi? Şimdi iş bekleyen insanlardan utanmadan söz ediyorlar. 28 Şubatta bunların namusu yok muydu? 

Yine Trabzon’da, bir kamulaştırmadan bahsediliyor ve bura da bilir kişinin yaptığı yolsuzluktan dolayı savcının ve emniyet müdürünün görevden nasıl uzaklaştırıldıklarını anlatıyor.

Demirel’in ne kadar namuslu bir devlet adamı olduğundan bahseden yazısında: Demirel’in yeğeni ve eşi Egebank’ın sahibi Demirel’in yeğeninin gözaltına alınışı anlatılıyor ve Demirel ’tarafından hiçbir zaman bir müdahalede bulunulmadığı anlatılıyor.
İtalya’ya gönderilen zeytinyağında makine yağı çıktığında, 23 Mayıs 1967’de yaşanan skandalın lekesini, temizlemek isteyen hâkim ve savcıların akıbetinin ne olduğunu da yazsa idi de, görse idik Demirel’in devlet adamlığını.Motor yağı katkılı zeytinyağlarını Türk halkına kimler yedirdi?

 

Yazsa idi ya bu haysiyet cellatları.

“Demirel de zam Nazmiye de A….” ! diye bağıran bu solcu haysiyet cellatları, ne zaman Demirel dostu oldular? Onlar bilmiyorsa ben söyleyeyim! Demirel namuslu gençliğin haysiyetini ayaklar altına aldırmaya kalktığı zaman dost oldular.

Namustan şereften bahseden bu haysiyet cellattı diye tanımlanan kişiler nerelerde ve kimlerle çalıştığını görürsek namus anlayışını de anlamış oluruz.

Yanında çalışmakla övündüğü Uzanlar’ın sadece İmar Bankasından ülkeye verdiği zarar, 8 katrilyon, Uzanların Türkiye ye maliyeti 32 Milyar dolar (cnn Türk.com 24. 03.2010)

 Ya, çalıştığı diğer Dinç Bilginin sabah grubunun ülkeye verdiği zarar ne kadardır?

“8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava da. 21 Ocak 2016’da kararını açıklayan Mahkeme, Bilgin’in Etibank hâkim hissedarı ve yönetim kurulu başkanı sıfatıyla Betomek İnşaat Sanayi Anonim Şirketi’ne 1999 yılında kullandırılan 1 milyon lira kredinin (nitelikli zimmet) haksız suretle mal edinilmesini sağladığı gerekçesiyle 12 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti. (Cnn Türk.com Son Güncelleme: 11.12.2018 )

Avrupa da porno kulüplerinde gününü gün edip, eğlenen eski patronları ile kültür anlayışı aynı olan bu adamlardan, Ali Ayvazoğlu’nu taktir etmelerini beklemek safdillik olur.

İşte bunların namus anlayışları, kültürleri bu tip kişilere hizmet etmeyi gerektirir. Bunun karşıtı namuslu insanları küçültmeye kalkmaktır.

Bunların kültür anlayışı ile Ali Ayvazoğlu’nun kültür anlayışı çok farklıdır. Bunların Meyhane, kerhane kültürleri ile Alinin; Ülkemizin binlerce yıllık mazisinden beslenen kültür anlayışı ebetteki çatışacaktır.  Ali, bu solcuları tanımaz. Ama ben iyi tanırım, boş tabutlarla gezdiklerini, cenazeleri bile nasıl istismar ettiklerini, Demirel’in kardeşinin özel okullarının kapatılması için İstanbul dan Ankara ya yürüdükleri ve şimdi o yürüyüşte bulunanların özel okullar da öğretim görevlisi oldukları, nasıl yalan söylediklerini iyi bilirim.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.