enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Hafif Yağmurlu
16°C
Kocaeli
16°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C

SOKRATES GENÇLER HAKKINDA YANILMIŞ

02.05.2021
A+
A-

SOKRATES GENÇLER HAKKINDA YANILMIŞ OLMALI

‘‘Bugünün gençleri lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran, geveze ve obur yaratıklardır.’’
Sokrates(M.Ö.400)

Ah Sokrates; senin yaşadığın devirlerde Aristophanes sana ‘‘sözcüklerle oynayan, gençleri babalarıyla, devletin otoritesini sorgulamaya yönelten bir sofist’’ diyordu. Antik Yunan filozofu Sokrates, yazımızın mukaddimesinde zikrettiği sözünü muhtemelen bilgelik yoluna ilk adım attığı anlarda söylemiş olmalı. Çünkü bilgeler böyle demez. Diyalektik akıl yürütme üstadı olan Sokrates’in kendi yöntemiyle bu sözünü hadi çürütelim. Bu arada Sokrates’i hakikaten çok severim.
Genç nedir? Lüks nedir? Gösteriş nedir? Başkaldırmak nedir? Geveze nedir? Obur nedir?
Sokrates’in eleştirdiği gençlere acaba lüksü kim sunmuş olmalı, gösterişe kimler alıştırmış olmalı, saygıyı kim öğretmiş, gevezelik ve oburluk konusunda kimleri rol model almış olmalılar?
‘‘Sordum sarı çiçeğe
Annen baban var mıdır?
Çiçek der derviş baba,
Annen babam topraktır.
Hak lâ ilahe illallah.
Allah lâ ilahe illallah.’’

Yunus Emre

Bizim Yunus, özü gereği insanları çiçeğe benzetmiş. Şiirinin ilerleyen bölümlerinde çiçeğin benzinin neden sarıya çaldığından bahsederken de ölüme yakın olduğu gerekçesini önümüze koyar.

O vakit gençleri de fizyolojik olarak yani yaşları gereği biz de yeşil çiçeğe benzetelim. Çiçekler sudan, topraktan ve güneşten başka ne isterler ki…

Genç çiçeklerimizin toprağı; anası-babası yani ailesi ile yakın akrabalarıdır. Gençlerimizin suyu, içinde yaşadığı toplum ve devlettir. Gençlerimizin güneşi ise kendi akılları ve ilahi esintilerdir. Yani yaratılışlarına giydirilmiş toplam vicdandır.

Gençlik terimi daha çok fizyolojik, demografik ve sosyolojik durumu yansıtmada ve anlatmada kullanılır. Her aklı başında toplum ister istemez kendi neslinin gençliği üzerine kafa yorar, dertlenir ve zaman zaman endişelenir. Çünkü toplumların devamlılığı için nesillerin eğitilmesi, milli ve manevi değerlerle donatılması, içinde büyüyüp geliştiği kültür ve medeniyet havzasının farkına varması, tüm değerlerine sahip çıkması ve tarihi kodlarının idrakinde olması elzemdir.

Fakat erişkin bireylerin, tüm yukarıda zikredilen hassasiyetleri gençlere nasıl aktaracağı meselesi ise üzerinde pek durulmayan önemli bir sorundur.

Mecelle’nin önemli bir kaidesidir: ‘‘Ehem mühimme, elzem lazıma müreccahtır.’’
Evet, gençler ve gençlik önemli yani ‘‘mühim’’. Ancak gençlerin eğitimi; insanlığa ve tüm topluma faydalı bireyler olarak yetiştirilmesi meselesi ise daha önemlidir yani ‘‘ehem’’dir.

Bir manası da hazine olan ‘‘genç’’ konusu üzerinde uzun uzun tefekkür etmek, yerel, bölgesel, ulusal hatta uluslararası mevcut durumu gerçek durumuyla analiz etmek, plan ve projeleri analiz sonuçlarına göre hazırlamak ve en nihayetinde tüm toplumu bu konu üzerinde iyi uygulayıcılar haline dönüştürmek gerek. ‘‘Usulsüz vusûl olmaz’’, derler. Eğer iyi uygulayıcılarımız yeterli değilse metodumuz ne kadar sahih olursa olsun sonuç alınması zor iştir.

Evrensel değerleri bilmeyen, mevcut konjonktürden bihaber, insani ve milli değerleri zayıf ve hepsinden öte sevgi mahrumu bir ailede yetişen gençlerin durumu elbette zor. Çünkü çiçeğin toprağı çok zayıf. Ebeveynleri birbirine saygı göstermeyen, birbirini sevmeyen bir ailede yetişen çocuk elbette saygısız olmaya daha meyal değil midir Ey Sokrates!

Gençlerin içinde büyüdüğü aile kadar bağlı olduğu toplum ve devlet de son derece önemli diğer bir husus. Toplum ve meşru otorite olan devlet, bir nevi çiçeğin büyüyüp- gelişmesinde su kadar önemli bir yer tutuyor. Sivil toplum kuruluşlarından, devletin tüm organlarına kadar her unsur, gençlere yönelik ortak akılla bir yaklaşım sergiledi de; gençler buna rağmen mi büyüklerine saygısız ve başkaldıran bir tutum sergiliyor Ey Sokrates!

Çocuklar artık youtuber olmak istiyor, gençler twichde özgürce elektronik sporu takip etmek ve video oyunları canlı akıştan izlemek ve yayınlamak istiyor. Anne ve babaları facebookda, tweeterda kendilerini ve yaptıklarını anlatıyorlardı. Gençler de instagramda kendilerini daha özgür hissediyorlar. Öğretmenleri mis gibi kokan sayfaları koklayarak kitaplarını okurken, dedeleri TRT Radyo’nun müzikleriyle neşelenirken; günümüzde ise gençler spotifyda renkli kulaklarını takarak sesli kitap dinlemek ve podcastde dijital olarak radyoda vakit geçirmekten hoşlanıyorlar. Şimdi tüm toplum olarak biz, gençlerimizin güncel kanallarına girerek; oralara uygun içerikler bıraktık da, ahkam mı kesiyoruz!

Gençlik ve Spor Bakanlığımızın, ‘‘Ulusal Gençlik ve Spor Politikası Belgesi’’nde, gençlik politikalarının hedef grubu,14-29 yaş aralığında bulunan bireyler olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde 20 milyonu aşkın genç nüfusun ne yiyip-içtiği, kimlerle gerçek veya sanal ortamda görüştüğü, eğitimini nasıl aldığı, kültürel ve sportif davranışlarını nasıl geliştirdiği ve en önemlisi akıl-vicdan cevherini nasıl koruduğunu bilmek kadar tüm bu unsurlara yönelik stratejileri bir bir uygulamak da gerekiyor. Gençlerin yaş, cinsiyet, ekonomik, ailevi, kültürel ve sosyal durumları, eğitim seviyeleri, yaşadıkları yerler gibi hususlar göz önünde bulundurularak, gençlerle uygun iletişim kanallarının kurulması, kamu politikalarının oluşturulmasında büyük öneme sahip.

Her erişkin birey, bir vakit gençlik yıllarını hatırlasın. Ben genç iken yüksekten atan, uygulaması olmayıp sürekli ahkam kesen büyüklerime oldukça gıcık kapıyordum. Şimdi de bizim gençlik bizim aramızda ahkam keseni sevmiyor.

Ben genç iken beni sevmeyen, dinlemeyen; tabiri caizse beni kâle almayan büyüklerimi umursamıyordum; imdi de bizim gençlik böyle erişkin tipleri takmıyor.

Peygamber Efendimiz (sav.)i reddeden, deist gençlere hiç kızmayalım. Onlar bildikleri peygamberi reddediyorlar. Maalesef onlara bildikleri(yanlış bildikleri) Peygamberi biz öğrettik. Peygamber Efendimizin nasıl da insani değerlere sahip olduğunu, hayvanları ve çevreyi ne kadar da çok sevdiğini, gençleri her gittiği ortama götürdüğünü, yanından hiç ayırmadığını ve onlara genç yaşlarına rağmen büyük fırsatlar tanıdığını üstüne basa basa anlatsa idik, gençlerin çoğu deist olmazdı. Ateist gençlere de hiç kızmayalım. Onlar bildikleri(yanlış bildikleri) Tanrı’yı reddediyorlar. Allah’ı biz onlara doğru-düzgün anlatabilse idik bu ateist gençlerin büyük bir kısmı Allah aşığı olurlardı. Ebeveynleri, eğitmenleri ve dahi tüm rol modelleri camiden uzak duran bir neslin gençleri niçin camiye gitsin ki…

Camileri gençlerin sürekli gideceği uygun mekanlar haline tamam dönüştürelim de onları kim elinden tutup camiye götürecek, Sokrates!

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.