enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Açık
19°C
Kocaeli
19°C
Açık
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
27°C
Çarşamba Çok Bulutlu
21°C
Perşembe Çok Bulutlu
19°C

YILDIZLAR ENGEL TANIMAZ

26.12.2020
A+
A-

“Engel” kelimesi için Türk Dil Kurumu “Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap” tanımını yapıyor. Doğru fakat eksik bir tarif; engeller birçok kişinin birçok şeyi gerçekleştirmesini önlemek için yetersiz kalabiliyor. Hayatın her alanında o kadar çok yıldız insan var ki bu engelleri alt edebilmiş.

 

1- Cameron Clapp

 

Kaliforniya’da tren yolu kenarında arkadaşları ile birlikte eğlenirken, iki bacağını ve sağ kolunun kendinden alınmasına rağmen asla pes etmeyen CAMERON CLAPP’ın olağanüstü hayat mücadelesi azmin örneklerden biridir. Clapp, kendisi için hazırlanan kol ve bacak protezlerini taktıktan üç ay sonra engelliler yarışlarına katılır ve birincilikler alır. O herkes gibi koşup oynuyor. Hatta golf bile oynuyor. Fakat o yaşadıklarından dolayı asla üzgün olmadığını söylüyor. “Benim başıma çok kötü bir şey geldi ama ben yaşadıklarımdan iyi şeyler çıkarmayı başardım” diyen Clapp gibi ilerisi için yeni hedefler koyarak hayata umutla bağlanmalı.

 

2- STEPHEN WİLLİAM HAWKİHG:

Birkaç yıl önce öldü. Yakalandığı Motor Nöron Hastalığı olarak da bilinen ALS yüzünden gözleri ve dudakları dışında vücudunun hiçbir yerini oynatamayan HAWKİHG’in dünyanın en büyük fizikçisi olabilmesindeki gerçek sırrı anlamalıyız.

Hawking de, başarısını birinci hanımına borçludur. Ama ona sadakat göstermemiştir. Bu konuyla ilgi CNN Türk’de bir de program yapılmıştı.

 

Stephen Hawking, dünyanın en önemli teorik fizikçilerinden biri. Ünlü fizikçi 20’li yaşlarının başındayken yakalandığı ALS hastalığının pençesinde olmasıyla da biliniyor. Onu bedenine hapseden bu hastalık, Hawking’i ne bilimsel çalışmalarından ne de düşüncenin sınırsız evreninden alıkoyabildi. Kımıltısız ve sessiz kalan bedeni ayrıca onu kadınlarla ilişkisinden de uzak tutamadı. 3 çocuk sahibi olan Hawking, özel teknolojilerle sesini duyurabildiği, hareket edebildiği tekerlekli sandalyesindeyken eşini bile aldattı ve ikinci evliliğini yaptı.

 

3-Chris Browin:

 

Serbrar Palas diye bilinen bir beyin hastalığı özrüyle doğar ve sol bacağının başparmağından başka bir yeri kıpırdamayan İrlandalı Chris Browin, annesinin gayretleri neticesinde büyük bir yazar olmuştur. Ve adına çevrilen sol bacağım filmi Oscar film ödülünü kazanmıştır. Onun da hocası annesidir.

 

4- Beethoven:

“Bu çocuğa iyi bakın, bir gün tüm dünya onu tanıyacak.” On yaşındaki yetenekli çocuk için böyle demişti Mozart ve gerçekten de yanılmadığını gösterdi. Sadece müzikle geçen ömrünün 21 yılını sağır olarak geçirdi, fakat duymasa da piyanosundan çıkan melodilerle tüm dünyada ölümsüz bir iz bıraktı. Sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. Pek çoğumuzun bildiği, senfonisi ile dillere destan Klasik Batı Müziği sanatçısı bu muhteşem isim Beethoven, 1823 yılında bestelenen 9. Senfoni’nin son bölümü olan ‘Ode to Joy’dan ilham alarak AB marşını bestelenmiştir.

Beethoven’ın hizmetçileri, işitme duyusu kötüleştikçe, piyanoda oturduğunu, ağzına bir kurşun kalem koyduğunu, notanın titreşimini hissetmek için enstrümanın ses tablasının diğer ucuna dokunduğunu hatırladılar.

 

5- Karateci Çocuk:

Japon çocuğun tek hayali ünlü bir karateci olmaktır. Çocuk bir gün talihsiz bir kaza geçirir ve sol kolunu kaybeder. Yine de şükreder ki sağ kolu sağlamdır. Fakat morali de bozuktur. Artık salona gitmemektedir.

Ailesi karate çalışmasını istememesine rağmen ona özel bir hoca tutar. Hoca daha ilk derste çocuğa rakibini sağ koluyla kavrayıp üstünden savurmayı gösterir. Hoca sonraki bütün derslerde aynı hareketi tekrarlatıp durmaktadır. Çocuk bir gün çok sıkılır ve hocasına: “Hocam başka bir harekete geçsek?” der. Hocası ona” bu hareketi dünyada en hızlı yapan kişi sen olmadıkça bu hareket bitmeyecek” der. Sonuçta çocuk o kadar hızlanır ki artık hocası bile bu harekete karşı koyamayacak hale gelir.

 

Bir gün hocası Gençler Karate Şampiyonası’na katılacağını çocuğa söylediğinde çocuk çok şaşırır. Çocuk ilk müsabakasına çıkmadan önce hocasına sorar, “hocam ben tek bir hareket biliyorum. Rakiplerim çok ustalar, bu iş nasıl olur?“ Hocası, “Sen sadece bildiğin bu hareketi rakibinden önce yap” der. Çocuk mindere çıkar ve ilk hareketinde rakibini yener. Tek hareketle finale çıkar. Finaldeki rakibi kendisinden çok güçlüdür. Çok korkup hocasına bakar. Hoca, “hareketi hızlıca uygula” der. Çocuk hareketi yapar ve son rakibini de mağlup ederek şampiyon olur.

Çocuk sevinçle hocasının yanına koşar, “Hocam nasıl odu, tek bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum!” Hocası Çocuğa sevgiyle bakar ve der ki, “Yavrum; senin yaptığın hareket karatedeki en zor hareketlerden biridir. Ve bir tek karşılığı vardır: rakibin sol kolunu tutmak. Rakiplerin de onu sende bulamadılar…”

 

Japon çocuk başarısını ailesine borçludur, Hawking başarısını 1. hanımına borçludur, Chris Browin de ünlü bir yazar olmasını annesine borçludur. Engelleri aşmak için elinizden birisinin tutması lazım. Engelli yarışında hiçbir yarışçı o sıra sıra engelleri görünce yarışı terk etmez. Bilakis o engelleri aşmak için, hazırlıklı gelmiştir. Peki o yarışta engelleri aşamazsa ne eder? Pes mi eder? Ayağını burksa ya da düşse? Bu engeller olduğu müddetçe ben bu yarıştan çekilirim diyen bir yarışmacı gördünüz mü? İşte hayat da böyledir. Bu yarıştan çekilmek için intihar etmek, yarışı kaybetmek demektir. Yani engellerden birine takılmaktır. Adı üzerinde engelli yarış. Engeller seni yarışın başında gözünü korkutup yarıştan vazgeçirmek için değil, seni daha güçlü, daha dayanıklı yapmak içindir. Tabi buradaki engellerin hep fiziksel engel olarak anlaşılmaması gerekir. Mesela cennete gitmek için de şeytan engelini aşmak gerekir. O engeli aştın mı tamam, o zaman rahatsın. Can cenneti sever ama günahlar bırakmaz derler ya, işte buradaki engel günahlardır, onları da aşmalıyız, yarışı kazanmak için.

 

6-Tekaüt Dede:

Köyümüzde bir dede vardı, Tekaüt (köyde tekavut) derdiler. Biz dedenin adını Tekaüt bilirdik. Liseye başladığımda Tekaüt kanun diye bir şey gördüm. Allah Allah bu ne diye bir baktım, ne göreyim; emekli imiş. Bizim köydeki dedenin adı da, Tekaüt değil Hasan imiş. Kerim Nadi: “Beybabam artık Tekaüt olmuş, babası gibi odasında kitaplarının arasında yaşıyordu.” diyor ya; biz de tekaüt olduk, artık kitaplarımızın arasında yaşıyoruz. Ama bizim babamızın kitapları yoktu, bir tek kitabı vardı. Kur’an’dan başka kitap tanımazdı. O da ona yeterdi.

 

Köyün hocası anlatmıştı: Köyün Kur’an kursu yapılırken ormandan ağaç kesiyorlarmış! Bizim ormanlarda yürümek zor iştir. “Bir de baktım” diyordu hoca, “Tekavut da gelmiş ağaç taşımaya. Ayağı ağaçtan olduğu için basınca yere batıyor, kaymıyordu” diyordu. Azim engel tanımaz, güneşin doğmak için engel tanımadığı gibi. Fakat güneşi parlak bir şekilde görebilmemiz için bulutları gözümüzün önünden uzaklaştıracak bir güce ihtiyaç var…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ali kemal sancak dedi ki:

    Siz de bizim yıldızımızdınız kıymetli hocam. Ve biliyorum ki her zaman da öyle olacaksınız.