enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Hafif Yağmurlu
16°C
Kocaeli
16°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C

İslam Siyasetinde Lidere Mutlak İtaat

13.04.2022
A+
A-

İslam siyasi tarihinde devamlı suret ile gündeme gelmiş, günümüz Siyasal İslam’ın da her daim gündeminde olmuştur. Lidere mutlak itaat yada biat konusu.

Biz bu aşamada konu siyaset olduğu için ölçüyü işin çıkış merkezi olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) olarak alacağız ve herkesçe hemen hemen malum başat iki örneği ile konunun cevabını bulacağız.

Birinci örnek;

UHUD SAVAŞI; ResulAllah Bedir savaşını vahye binaen yaptığı için sahabe ile savaş kararı üzerine istişare yapmamıştır. Lakin Uhud öncesi sahabe ile bir araya gelip istişare yapmıştır. Peygamber savaş yapılmaması yada gerilla (savunma) savaşı yapılması noktasında fikre sahipti. Lakin sahabe tam tersi konuda fikir beyan ediyor savaş yapılması konusunda peygambere rağmen ısrar ediyordu. Sonuç olarak istişareden peygambere rağmen savaş kararı çıktı. Uhud savaşına çıkılmadan önce sahabe bunu peygambere rağmen yapmasında vicdani olarak şüpheye düştü, savaştan az önce bu kararını peygambere

Biz yinede sana uyalım Ya ResulAllah dediler.

Peygamber efendimiz ise şu cevabı verdi.

Bir peygamber istişareden alınan karardan ve zırhını giydikten sonra asla dönmez ve çıkarmaz, dedi.

Peygamber efendimizin taviz vermediği bu ilke doğrultusunda Uhud’ta savaş kaybedilmiş 70 sahabe şehit olmuş, şehit olanların içinde Peygamberimizin amcası Hz.Hamza ve Hz.Musab, Hz. Çahş gibi yer almış,kendisininde mübarek bedeni yara almıştı. Bu onun için çok üzücü bir hadise olsada bundan asla taviz vermemişti. Dolayısıyla İslam siyasetinde esas olan biat değil istişare idi ve bu açık meydan istişaresi idi. (bol şahitli)

İkinci örnek;

HENDEK SAVAŞI; ResulAllah savaş öncesi yine sahabesi ile istişare ederken fikirlerini beyan ederken, İranlı bir farisi olan sahabe Selman bin- Farisi ona şu cümleyi ifade etti

Ya ResulAllah bu senin fikrin mi? Yoksa Vahiy mi?
Hayır, benim fikrimdir…
O zaman benimde bir fikrim vardır, bizim İran’da savaş öncesi cephelere hendekler kazılır, deyip olayı detaylıca izah etti.

Müzakerenin sonunda Peygamber Hz. Selman’ı haklı bulup

Selman doğru söyledi, dedi.

Böylelikle Hendek savaşı büyük bir zafer ile sonuçlandı. Bunun üzerine İranlı olmasına ve peygamber ile hiçbir soy bağı olmamasına rağmen peygamber şu cümleyi sarf etti;

Selman benim Ehl-i- Beytimdendir.

Biri aleyhte diğeri lehte sonuçlanan her durumda görülen odur ki İslam Siyasetinde mutlak itaat asla lidere değildir. İslam için bunun en temel ölçütü olan Hz. Muhammed (S.A.V)  efendimizde bu böyle cereyan ediyor ise bu aşamada lidere mutlak biat talebi kişilerin imanlarını elbette bilemeyiz ama imanlarında bir Tevhit sorunu olduğunun göstergesidir.

Her iki hadisede peygambere vahiy olup olmadığı sorusunun gelmesi İslam da mutlak itaatin sadece Nas’a yani Allah’a ve emirlerine olduğuna bariz bir işarettir.

Sözün özü;

Saygı istenmez kazanılır.

Sevgi istenmez kazanılır.

Biat istenmez kazanılır.

Bunları isteyen Firavun,

Kabul edense necis köledir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Kadir alkan dedi ki:

    Çok doğru eğer zoraki saygı beklenirse karşınızda halk değil soytarı ordusu bulursunuz unutulmamalıdır ki liderler halkı temsil eder sürekli biat istediğiniz insanlar sizin bı yansimanizdir