enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Pazar Açık
19°C
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
27°C
Çarşamba Çok Bulutlu
22°C

İzzeddin El-Kassam Kimdir ?

A+
A-

Bazen gençlere birilerinin gelip Filistin’i anlattıklarını duyarım. Ne anlattı size gelen hatip dediğimde; hocam çok güzel bilgiler verdiler, falancanın mezarı oradaymış, Mescidi Aksa çok mübarekmiş, Hz. Ömer’den ve Selahaddin’i Eyyubi’den bahsetti vs derler.

Ben de, size İzzettin El- Kassam’dan, El Hüseyni’den, El-Fetihten, Hamas’tan bahsettiler mi, oraya giden Türk gençlerinden bahsettiler mi? Diye sorduğumda, hayır diyorlar. Peki siz tanıyor musunuz bu söylediklerimi dediğimde bazısı duyduk diyor, bazısı da hiç duymadık diyorlar. Malik Bin Nebi bu gibi insanlara İdeolojik ajanlar der. Ortada ne Ömer var Ne de Selahaddin.

Rahmetli Trabzonlu Haci Ahmed Efedi; İslam’ın 5 şartı’nın farz olduğunu bildiğiniz gibi Filistin cihadının da farz olduğunu bileceksiniz derdi.  Şimdi İzzeddin El-Kassam’a gelelim:

İzzeddin Kassam denince akla ilk gelen Filistin davasıdır. Çünkü o Filistin davasıyla özdeşleşmiştir.

En şedit düşmanlarından olan zamanın İsrail başbakanı “D.Ben Gurion” bile onun başarısını itiraf etmek zorunda kalmıştır. İzzeddin Kassam’ın şehadeti üzerine Bengurion şöyle der: “ Araplara bir insanın fikri uğruna canını verebileceğini göstermiştir. Bu şüphesiz Arap gençliği ve kitleleri için çok öğretici ve önemli bir faktör olacaktır. “

Kassam’ın mücadelesini kendilerine örnek alan Hamas ekibi askeri birliklerine onun adını vermişlerdir. Kassam’ın en büyük özelliklerinden biri eğitimle cihadı birleştirmesidir.

Kassam tahsil hayatını bitirip memleketine dönünce (1912) ilk iş olarak ağalara karşı mücadele etmeye başlamıştır. Bunun üzerine ağalar onu İstanbul’a şikâyet edip İzmir’e sürgün edilmesini istemişlerdir. Kassam’ın Hilafet merkezi olan İstanbul’a gittiği rivayet edilir.

İzzeddin Kassam çalışmaya başladığı o dönemde İslam Dünyasının iki büyük düşmanı olan; Fakirlikla, cehaletle ve İslam Dünyasının dış güçler tarafından bölünüp parçalanma tehlikesine karşı şiddetle mücadele etmiştir.

Hamasın bugün Gazze’de yaptığı bu mücadelenin devamıdır. Dış tehlikelerekarşı açtığı cihadın en ön safında yer almış, cihadı örgütlemiş ve bu uğurda şehid olmuştur.

1911 yılında İtalyanlar Libya’yı işgal ettiği vakit gençleri Libya’ya cihada göndermek için örgütledi ve İstanbul dan bu konu da izin aldı.

Daha sonra ki yıllarda, Fransızlara karşı Suriye de, İngiliz ve Yahudilere karşı Filistin’de açtığı cihad cephesinin en ön saflarında savaşırken görüyoruz onu.

Fransızlara karşı savaşırken aynen bugünkü Hamasın İsrail’e karşı verdiği savaş gibi, Fransızlara karşı kazanılması mümkün olmayacak bir savaş neden devam ettiriliyor dedikodularına sebep olmuştur. Bu dedikodular üzerine şunları söylemiştir:

Mühim olan bu savaşı bizim illa da kazanmamız değildir. Asıl mühim olan bizim Ümmete ve gelecek nesillere iyi bir ders vermemiz, onlarda cihad ruhunu diriltmemizdir.” der

1919 Yılında, Amerika’dan bölgenin durumunu öğrenmek ve tavsiyelerde bulunmak üzere bir heyet gelir. Bir temsil heyetiyle görüşürler. El-Kassam heyete şunları söyler: “Ne tavsiyenize, ne de himayenize, sizin hiçbir şeyinize ihtiyacımız yoktur. Çünkü başkalarında olmayan güç bizde vardır der ve çantasından bir “Kur’an-ı kerim” çıkartarak işte bizim güç kaynağımız budur” der.

Fransızlar El-Kassam’ın cihadını durduramayınca onunla anlaşmak isterler fakat o şu cevabı verir: “Derhal geldiğiniz gibi gidin! Önümde iki seçenek vardır. “ ya diriliş, ya şahadet”. Bu geldikleri gibi gidecekler sözünün her halde hatırlıyorsunuzdur.

Fransızlar Suriye’yi tamamen işgal ettikten sonra, iktidarlarını sürdürdükleri Nusayri – Alevi- Hükümeti vasıtasıyla hakkında idam kararı çıkartırlar. Bir arkadaşlarını yakalayıp köyün meydanında üzerine gaz döküp canlı canlı yakarlar.  El-Kassam, cihadını Filistin’de sürdürme kararı almış ve Hayfaya gitmiştir.

Hayfaya vardığında takvimler 1920’yi göstermektedir. O Filistin’e gelince bazı Filistin’in önde gelenleri ona, yürüyüşler ve gösteriler yapmayı teklif eder. Diğer bazıları ise kongreler ve müzakerelerle bu işi halletmeyi teklif ederler. Fakat o Yahudilerin ve İngilizlerin niyetini iyi bildiği için bu görüşleri reddeder. O Kıyamın ve Cihadın gerekliliğine inanır ve bu yolda yürür.

Müslümanların uzun sürecek bir savaşa hazırlanmaları gerektiğine inanıyordu. İşte bu savaş o uzun sürecek savaşlardan biridir. İngilizler onun dirisinden çok ölüsünden korkmakta da haksız değiller. Onun için 21.11. 1935 tarihindeki cenaze törenini de engellemek istemişlerdir. Ama engelleyememişlerdir. Onun cihadını da, bu yoldaki savaşını da engelleyemeyeceklerdir.

Daha çok savaşlar olacağı kesindir. Tâ ki, büyük şeytan ABD ve onun uşakları ellerini bu coğrafyadan çekinceye ve şeytanın sözcüleri bölgenin idaresinden uzaklaştırılıncaya kadar

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.