Bir millet yok edecekseniz önce dilinden başlayacaksınız derler. Dilini kaybeden millet zaten kendini de kaybeder.
Eskisi gibi uydurukçuluğu açık açık yapıp övünmüyorlar. Ama Türk dili adına da hiçbir şey yaptıkları söylenemez eski uydurukçaları pekiştirmeye çalışıyorlar. Olanak gibi, yanıt gibi, “Adam” kelimesini dilimizden çıkarmışlar. Yerine ne koyacaklar bilmiyorum? İşadamı, iş insanı oldu. Yıllar önce Milli Eğitim Bakanlığı tebliğler dergisinde “ adam” kelimesinin kullanılmamasını tavsiye etmişti. Başaramadılar, şimdi başarmaya çalışıyorlar.
En son 1979 yılında Türk Dil Kurumu bir dizi Türkçe kelime üretmişti acayip, garip kelimelerdi. Türk Dil Kurumu’nun uydurduğu kelimeler o zaman bir dergide yayınlanmıştı. Şimdi bir kısmını hatırlayalım!
“Asamak”, sizce nedir bunun karşılığı? Yorulmayın, ben söyleyeyim; “Asansör”. Ne kadar hoş bir kelime değil mi? Estetik, bedii, zevk veren bir lügat! Neyse; biz devam edelim öbür estetik, bedii kelimeleri de sıralayalım.
“Gömültük– Mezarlık”, bence gebertik deseydiler daha Türkçe olurdu. Neyse devam edelim; “Birlikteş– federe, Erkyurt–Devlet, Bakılık–klinik, İstenç–Arzu”, bunu tutturur gibi oldular. “Girgilik– Priz, İşlik–Atölye”, bu kelimeyi okullarda Atölyelere astılar az da olsa zemin buldu. “Öndelik– Avans, Sarmaç– Ambalaj, Özetleyim– Toplantı”. Yahu uzaktan yakından toplantıyla bir ilgisi var mı bu lügatin? “Kokusavar–Deodorant.” Bu kelimeyi tuttum. Hatta sinek ilaçlarının üzerine bir aralar sineksavar yazmaya başlanmıştı. “saklam– emanet, Sayrı– hemşire”. Ben bir ilgi kuramadım bu kelimeler arasında. “Yiyesi– İştah, Çıtırdak–kraker, örteç–maske.” Bir vatandaşımız, “ . “İzlenti–Moda, Atmalık– jeton, Yumuşatmalık– Amortisör” ne kadar güzel kelimeler Türkçemize hayırlı olsun.
Cemil Meriç, Her şeyin ırzına geçen Fransız ihtilali, Fransız diline dokunmamış der. 20. yy’in en büyük kültür devrimcisi MAO, Çin diline ve Alfabesine dokunmayı aklından bile geçirmemişti.
Atatürk’ün etrafındakilerin gayretkeşliği sonucunda; Atatürk bile, yeni dil özentisine kendisini kaptırmış. Hatta bu yeni dilde bazı kutlama telgrafları göndermiş ve şeref konuşmaları da yapmıştır. Yeni dilde Kutlama telgrafının adı “Kutun Bitiktir.” Bu konu da Nihat Sami Banarlı’nın, “Türkçenin Sırları “ isimli kitabında güzel örnekler vardır. İlgilenenler oraya bakabilir.