enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
17°C
Kocaeli
17°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
20°C

Suriyeli Çocukların Vebali

29.08.2020
A+
A-

Suriye iç savaşı sonrasında yaşananlar üzerinde çok yazı kaleme alındı. Kimin ne kadar suçlu olduğu, neyin yanlış-eksik veya doğru yapıldığı konusunda ideolojik konumumuza göre cevaplar üretme yoluna gittik. Suçlu aramaktan ziyade, daha kötü durumların ortaya çıkmaması için neler yapmamız gerekir sorusuna yoğunlaşmamız daha anlamlı olacaktı.

 

Yıllardır ülkemizdeki Suriyeliler üzerinden çok ciddi tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmalar bazen ırkçı bir boyuta varabilmektedir.

 

Ülkedeki bütün olumsuzlukların yükünü ülkesini terketmek ve bize sığınmak zorunda kalan muhacirlere yıkılabiliyor.

 

Suriyeliler gitsin korosu, onları siyasetlerinin kirli bir objesi haline getirmekten de çekinmediler. Seçilirsem ilk işim Suriyelileri ülkelerine göndermek olacak diyenlerin sayısı hiç de az değildi.

 

Derken İdlib’deki gelişmeler ve Batı dünyasının vurdumduymazlığı üzerine bir siyasi karar alındı. Ülkeye yeni mültecilerin gelmesi veya ülkedekilerle ilgili sağlıklı bir çözüm üretilememesi durumunda bunun bedeli hem ekonomik, kültürel, sosyal ve daha da önemlisi siyasi olarak taşınılamaz noktaya gelmişti.

 

Türkiye, göçmenlere kapıyı açınca, Batılılar ülkede ciddi bir göçmen olduğunu hatırlamış oldular. Henüz 100 bin göçmen geçmişken, Yunanistan’a 700 milyon Euro kaynak aktarma kararı verdiler. Türkiye’deki 4 milyon göçmene karşı verdikleri sözleri yerine getirmeyenler, Yunanistan’a bonkör davranmıştı.

 

Bizlere hak ve hukuktan bahsedenler, Yunanistan’ın insanlık dışı uygulamalarına karşı ses çıkarmak bir tarafa, destek verdiler. Nazi kamplarındaki uygulamaların benzerlerini kısa sürede bütün dünyanın gözleri önünde sergilediler. Göçmenleri bu soğuk havalarda soyup, değerli eşyalarına el koyup, Türkiye’ye sürme yoluna gittiler. Diğer taraftan attıkları göz yaşartıcı bombalar, gerçek silahlarla atışlar acı olaylara sebebiyet verdi.

 

Köylülerin silahlandırılarak, göçmenlere karşı şiddet kullanmalarına izin verilmesi ayrı bir garabet. Evrensel hukuk normlarına göre sınırların açılması ve kabulün gerçekleşmesi gerekirken, her türlü hukuksuzluk sergilendi. Batı medeniyetinin “Tek dişi kalmış canavar” olduğu net bir şekilde tekrar görülmüş oldu.

 

Daha da kötüsü, Almanya’nın kamplarda bulunan 1000 ile 1500 arası çocuğu kabul edebileceğini belirtmiş olmasıdır. Bu Nazi kafa insan haklarını yok sayıyor. Çocukları ailelerinden koparmak da ne oluyor. Hangi hukuk buna izin verebilir ki?

 

Avrupa’nın sicili bozuk. Göçmen çocuklarından ciddi bir sayının kaybolduğunu biliyoruz. İlk dalga göçmen geçişlerinin olduğu 2016’da 63 bin çocuk kayboldu.

 

Peki bunlara ne oldu? Bir bölümü organ mafyasının elinde can verirken, diğer bir bölümü fuhuş batağının mezesi haline dönüştürüldü. Bir bölümü de misyonerlerin elinde, kendi inanç ve toplumlarına düşman olarak dönüştürüldü.

 

Özellikle Almanya’nın sicili çok kötü. 2010-2018 yılları arasında Almanya’da ailelerinden zorla alınıp, devlet kontrolüne geçirilen çocuk sayısı yaklaşık 500 bin. Bunlardan 100 bini Müslüman Türk çocukları.

 

Koruyucu ailelerin yanına verilen çocuklar, bilinçli bir şekilde dönüştürülüyor. İnsan hakları söylemi altında, en temel insan hakları çiğnenmektedir.

 

Suriyeli mülteci çocukların Haçlı Avrupalılar elinde dönüştürülmesi konusunu bir daha düşünmeliyiz.

 

Gidin demek kolay, ama orada başlarına gelecekler de bizi ilgilendiriyor olmalı.

 

Ey Müslümalar, Ey İslam âleminin koruyucusu olan Türkler, bu duruma bir el koyma sorumluluğu taşımıyor muyuz? Müslüman Suriyelilerin Haçlıların elinde oyuncağa döndürülmesi, bir bölümünün organları ile, bir bölümünün seks sektörünün basit oyuncağı olarak, diğer bir bölümün de misyonerlerin elinde dönüştürülmesine göz mü yumacağız?

 

Bu vebal bize yeter…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.