Ecevit, İngiltere den olumsuz cevap alıp, “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesiyle barışı temin edemeyince dönüp ülkesine gelmişti. Arkasından da bakanlar kurulunu toplamıştı.
Başbakan Ecevit, Bakanlar Kurulunda, çıkartmadan başka çare kalmadığını söyler ve kararı imzaya açar. Karar sorunsuz bir şekilde imzalanır.
Haydin Namaza
Karar alındıktan sonra, Oğuzhan Asiltürk der ki; Arkadaşlar, çok önemli bir karar aldık. Haydi, hep birlikte Cumaya gidelim ve ordumuzun başarısı için dua edelim. CHP liler de bu teklife olumlu karşılık verirler. Fakat bu uzun sürmez, Çalışma Bakanı olan Önder Sav mazeret beyan eder. Diğer CHP liler de benzer mazeretler ileri sürerek camiye gitmezler. Ama evde abdest alıp iki rekât şükür namazı kılalım derler. Kılıp kılmadıklarını bilemeyiz.
Aslında Oğuzhan Asiltürk, CHP’lileri topluca Cuma Namazına götüre bilseydi, Kıbrıs çıkartmasından daha büyük bir zafer kazanacaktı. Ama CHP’de tek başına iktidar olacaktı. CHP aslında bu kararı uygulamamakla tek başına iktidar olma imkânını da kaybedecek ve Güneş Motel de, Milletvekili pazarı açacaktı. Bu da, aslında CHP ye kurulan en büyük tuzaktı. Bu işi ortaya atanlar ve transfer parasını verenler CHP’yi kısa bir süre iktidar yaparak, iktidardan tamamen uzaklaştırmıştılar. Daha sonra ki yıllar da bunun bir hata olduğunu ve tuzağa düşürüldüklerini bazı CHP liler itiraf edecekti.