enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2875
EURO
34,8082
ALTIN
2.435,17
BIST
10.268,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
15°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Çok Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Anne Elma Kokusu Geliyor

18.03.2021
A+
A-

DAYE BEHNA SEVA TE, ‘ANNE ELMA KOKUSU GELİYOR’ 16 MART 1988

“Krallar bir memlekete girdimi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” Neml suresi 34. Ayet.

Sessiz kalınan her katliam, sonraki katliamların basamağıdır.”

Ortadoğu’ya, Arap krallar girdikleri günden beridir ki, bu bölge rahat yüzü görmedi. Harap oldu, binlerce insan öldü ve hâlâ daha ölmeye devam ediyor. Zalimlerin ibretlik ölümlerinden hiçte ibret almışa benzemiyorlar. İşte beldeleri harabeye çeviren zalim krallardan biri de Irak’ın Kralı Saddam Hüseyin’di. Suriye’nin Zalim Kralı Hafız Esad ve diğerleri gibi. Bunların yaptıkları zulümler elbette ki bir köşe yazısına sığmaz. Ama biz çok çok acı olan, insanlık dışı olan bir iki tanesine temas edeceğiz.

İnsanlık tarihinin kara lekesi: ‘Elma ve Muz kokulu’ ölüm, Halepçe Katliamı:

Zalimlerin, Hiroşima ve Nagazaki’den sonra sivilleri hedef alan en büyük kimyasal saldırı olarak tanımlanan Halepçe katliamı 33 yıl önce, 16 Mart 1988 sabahı başladı ve 5 saat sürdü. Rus yapımı Irak savaş uçakları Irak’taki Kürt kasabası Halepçe’ye, yine Rusya’dan aldığı ölümcül elma kokulu, muz kokulu hardal gazı ve sinir gazı sarin ile beş saat boyunca zehirli gaz yağdırdı ve binlerce insanın ölümüne neden oldu.
Olay yerine ilk varan sınır tanımayan doktorlar ekibi, hardal gazı kullanıldığını dünyaya ilan ettiler. Fakat dünya bu sesi duymazlıktan geldi. 1990’a kadar.
İşin garibi, 1990’ dan sonra Saddam’a bu kimyasal gazları veren ülkelerin parlamentoları tarafından; insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul edilip kınandı bu olaylar. Sanki kendilerinin hiç suçu yokmuş da kuklaları suçluymuş gibi davrandılar.

 

Halepçe’ye düzenlenen kimyasal saldırı sonrası bölgeden kaçan 500 bin kişi yine Anadolu’ya sığınacak ve kurulan kamplar da tedavi edileceklerdi. Burada ölen insanların yanında kaybolan, yanıp yok olan insanlar da vardı. 142 çocuk bu katliamdan sonra bulunamadığı ve kaybolduğu haberlere yansıdı. Korkunç bir gündü. Resimleri gördüğümde midem bulanmıştı. Çocuğuna sarılmış bir baba ve ağızları açık, nefes alamadıkları her halinden belli olan binlerce insan.

Covid-19 denen hastalığa yakalanıp ölenleri tarif eden doktor arkadaşların tarifleri, Halepçe de ölen insanların ölüm şekline ne kadar da çok benziyordu. Rabbim, bu gazları üretip zalimlere verenlerin üzerine Halepçe de olan çocukların ölümüne neden olan gaz gibi bir virüs göndermişti. Bunlar dan bir tanesi kefeni zor yırttı. Diğerleri de korku içindeler.

“… Unutma ki Allah, herkese yaptığının acısını tattıran yüceler yücesidir.” İbrahim suresi 47. Ayet.

Bazıları şunu diyebilirler; Saddam Arap’tı onun için, Kürt olan Halepçe halkını katletti. Hayır! Zalimler zulümlerini devam ettirmek için herkesi yok edebilirler, çocuklarını, kardeşlerini bile. 2. Dünya savaşında 50 milyon insanı katleden iktidar sahipleri zulümlerini bütün dünyaya yaymak için dünyayı ateşe vermekten çekinmemişlerdi.
Başka bir zulüm örneği, Hama katliamıdır: Katleden de katledilenler de aynı ırktandır. Zalimler zulümlerini devam ettirmek için bütün değerleri yok sayarlar.

 

2’Şubat 1982’ günü, Hama katliamı başlar ve 2021’de hala devam etmektedir diye biliriz. Hama da ki Ölü sayısı 1982’de 30 bindir. Tedmür ceza evindeki 150’ kadın canlı canlı hendeklere gömülmüştü zalimler tarafından.
“Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü sorulduğu zaman…” (Tekvir, 8-9) Bu zalimler ve onların destekçilerinin hali ne olacak? Hala daha bu zalim idareyi destekleyip kullandığı kimyasal gazlara göz yumanlar cezasız kalacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.

Allah (cc) adildir. “Hainlerin savunucusu olma!” (4/Nîsa 105) diyor Rabbimiz.

Berlin’de Afrika’yı taksim edenler bu taksimlerinden 50 yıl sonra Berlin’i taksim ettiklerini hatırlayalım.
Sessiz kalınan her katliam, sonraki katliamların basamağıdır. Eğer bu katliamlara dünya kamuoyu tepki gösterseydi belki de Sabra ve Şatılla (16.Eylül 1982) Katliamı, Halepçe Katliamı, Bosna katliamı yaşanmayacaktı. 800 bin kişinin öldüğü Ruanda katliamları yaşanmayacaktı.
Zalim krallar sadece kendi ülkelerini harap etmiyorlar. Ümmetin yaşadığı bütün beldeleri zulme, yoksulluğa, acıya boğmak peşindeler.

Yemende yapılan zulmün mimarları arasında, sadece Zalim Arap kralları yok! İran’ın mollaları da var, Suriye de olduğu gibi. Kralların, Somali de Sudan da, Libya da yapmak istedikleri zulme hepimiz şahidiz.
Kralların zulmünden kaçıp Anadolu ya sığınmaya güç yetiremeyen mazlumlara Anadolu’nun çocukları adalet elini uzatıyor Elhamdülillah.

Çünkü Allah, adaletli olanları sever.” (60/Mümtehine 8).

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.