GATA’nın göğüs hastalıkları servisinde,
Tam ikinci katın sol köşesinde.
Gözleri çakılı kalmış serum şişesinde.
Lakin serum biter, acı bitmez,
Yine ağrıları derin çeker.
Bitirmiştir, asker ocağında terk edilmişlik ciğerini.
Bulmuştur, ilaçların kaç diyen kokusunda kendini.
Doktor binbaşı müjde verir aklı sıra, üç ay hava değişimi.
Oysa asker düşünür, değil havasını dünyasını değiştirmeyi.
Bir g-3 mermisiyle bitirmeli her şeyi.
GATA’nın göğüs hastalıkları servisinde,
Aşkla gelen verem’in pençesinde.
Burası her ne kadar Ankara’nın göbeği Etlik olsa da,
O tam cehennemin dibinde.
Hissetmedi kimseler onun hissettiğini,
Anlamadı kimseler böylesi acının yüreğini deldiğini.
Hâlbuki ne sigarası vardı ne içkisi,
Onu yakanda, yıkanda sevgisiydi sevgisi.
Usanmadı kalemleri, karşılıksız mektupları yaza yaza.
Bitmez bu askerlik böyle dedi, tertibim arıza.
Tabip bilmezdi ki, görmezdi ki,
O yine gizli gizli yarasını bastı tuza.
GATA’nın göğüs hastalıkları servisinde,
Solunum cihazına bağlanmış halde,
Korkuyken namerde baksana düştüğü derde?
Bir dağ gibi adam, mermisiz, işte böyle vurulurdu askerde.
Çok şey değil,
On beş yılını verdiği sevdiğinden,
On beş ay beklemesini istemişti.
Uzamasın diye askerliği,
Dövmek istediği adamlardan gücünü saklamıştı.
İçine ata ata, içten yıkılıyordu işte.
Tansiyonu düşmüş, ateşi çıkmıştı.
Soluğunu kesmişti bu vefasızlık, ihanet.
Nefes alamıyor, daralıyordu.
Nasıl çakı gibi askerdi de,
Şu kör olasıca yatağa çakılı kalmıştı.
GATA’nın göğüs hastalıkları servisinde,
Ağır bir kahrediş, koyu bir matem ailesinde.
Yoluna asker olduğu, askerliğini bahane buldu.
Nasıl söylenirdi bu yataktaki askere,
Düğünü var unut diye, bu ayın on ikisinde.
Şafak doğan güneş olmaz bundan sonra hiçbir zaman.
Koca dünya yalan, dünyanın içinde sevilmiş, koynunda ki yılan.
Bana inan asker bana inan.
Hayatın kendisi askerlik, ah bir anlasan.
Teskere dediğin ruhunu teslim ettiğinde olur.
İnsan hayatı düştüğünde anlar.
Yalnızlıktan, ıstıraptan üşüdüğünde anlar.
Anlar, anlamsızlığını, şu yaşadığımız yeryüzünü.
O zaman da geç olmuş olur, hiçbir anlam kalmaz.
GATA’nın göğüs hastalıkları servisinde,
Bu dünyanın adalet neresinde.
Hastane daha beter hasta etti onu,
Taburcu olayım ister ve de yolcu.
İlaç istemem der,
Acaba huzur var mıdır diye düşünür,
Doktor binbaşının reçetesinde.
Not: 2004 yılında askerlik yaptığım dönemde rahatsızlanarak tedavi gördüğüm eski adı ile kısaltılmış adı olan GATA ( Gülhane Askeri Tıp Akademisi ) Ankara’da ki hastanesinde yazılmış olup, birlikte Şırnak’ta askerlik yapmış olduğum ve hastanede de beraber aynı koğuşta bulunduğum Kastamonu’lu asker arkadaşımın gerçek hayat hikâyesinden esinlenerek yazmışımdır.)