Birazdan öğreneceksiniz!
“Demokrasi ayak takımının yönetimidir” demiş ya Volter, bence ayak takımını kullananların yönetimidir. Abraham Lincoln’a atfen bir fıkra anlatırlar:
Linkoln bir gün bir karar alır ve kararı açıklar. Olmaz derler. Niçin diye sorar, “karar demokratik yollarla alınmamış” derler.
Tamam der. On kişilik komisyon toplanır ve karar alırlar. “Linkoln, tamam mı, demokratik oldu mu?” der. “Evet, oldu” derler. “O zaman sonucu açıklıyorum, 9 hayır bir evet. Evetler galiptir” der. Rahmetli Ahmet Kekeç’in Star Gazetesi’nde yazdığı bir yazıda ve birçok hatıratta Oral Çalışlar, kaleminden kan damlayan devrim yazarı Hasan Cemal, Sarp Kuray, Ali Şan Satılmış, Metin Turhan gibi yazalar demokrasi için nasıl bomba patlatıldığını yazdılar.
Demokrasi için patlatılacak “Devrimci ve demokratik bombaları…
Kim getiriyordu, bu bombaları kim patlatıyor kimler patlattırıyordu?
Kim olacak, 27 Mayısçı Milli Birlik Komitesi üyeleri özellikle de İrfan Solmazer.
Daha çok terör, daha çok tedhiş olmalı, ordu “çaresiz kalıp” demokrasi için yönetime el koymalı ve böylece ” demokratik devrime giden yolun önü” açılmalıydı.
-İşte Erol Bilbilik’in anlattıkları: “Bir gün Orhan Kabibay’ın (27 Mayıs Darbeci subayı) evinde toplandık. Hidayet Ilgar, Talat Turhan, İrfan Solmazer ve daha birçok kişi vardı.
-Bir ara İrfan Solmazer bana, ‘Erol, sen Denizcileri ihmal etmişsin’ dedi.
– Kimi ihmal ettiğimi sorunca,
-‘Sarp Kuray’ı, Deniz Gezmiş’i ihmal etmişsin. Hiç temas kurmamışsın. Ama ben onlara İstanbul’da, Ankara’da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum’ dedi…”
– Erol Bilbilik, başka ne yapıyorsunuz diye sorar
-Solmazer, Deniz Gezmiş ve Sarp Kuray’ı karşısına alıp oturup konuşuyorlarmış, demokratik bir tartışmayla eylem kararı alıyoruz diyor. Sonra da bu demokratik kararı çocuklara uygulatıyorlar tabi.
– Amerikan Büyükelçiliğinin ön kapısının kurşunla taranmasına demokratik olarak karar veriyoruz. Bu demokratik tartışmada ben lider oluyorum, emri ben veriyorum diyor Solmazer. Yani, Abraham Linkol’un makamındadır.
– Solmazer, “Deniz, ABD Büyükelçiliği’ni tara ve yok ol” Sarp Kuray’a da “Git şurayı bombala” emrini veriyorum” Tabi onlar da gidip bombalıyormuş. Ve yok oluyorlarmış devekuşu misali.
Dolayısıyla, demokrasi için Deniz Gezmiş’i, Sarp Kuray’ı,Mahir Çayanı, herkesi kullandılar. Sarp Kuray, darbe için bizi kullandılar diyecek daha sonra.
İrfan Solmazer, 12 Mart’1971 darbesine, 24 saat kala Almanya’ya uçuruldu.” Sonra TIR filosuyla döndü. Orhan Kabibay, demokratik yollarla Milletvekili oldu.
Bomba patlatanlar ne oldu? Deniz Gezmiş ve arkadaşları, demokrasi için demokratik yollarla darağacına, Sarp Kuray ve arkadaşları, ayni gaye için, aynı yollarla cezaevine gittiler. Bu 68 Kuşağı, kendilerini çok akıllı görürler. Ama Engin Ardıç’ın dediği gibi, “68’liler tam bir balondurlar.” İttihatçıların İstanbul üzerinde uçurdukları Fransız yapımı hürriyet balonu gibi.
Şu garip tecelliye bakın ki, 1970’lerde Demirel’e karşı cunta kuran “68’in sivil aydınları”, 28 Şubat sürecinde ona teslim oldular. Çünkü parlamentoya karşı darbe tertibinin içinde yer alan eyyamcı Demirel gelmişti. 68’lilerin bildikleri en iyi şey darbe için kullanılmaktır.
28’Şubatta da, “Büyüksün baba, kıymetini bilemedik; seni darbeyle devirmek istedik, çok ayıp ettik”. Şimdi de, senin ve senin emrinde olduğun ABD’nin emriyle yapacağın darbe için senin emrindeyiz şeklinde ahlaksız yazılar yazdılar.
Demirel’e yaptıklarını bu sefer Demirel ile birlikte yapmak istediler, başarılı olduklarını sandılar. Demokrasiye balans ayarı yaptılar. Sonra birileri de onları demokrasinin makina ayarlarına çevirdi.
Yine darbe ters tepti fakat asılmadılar hapsedildiler. Yattılar, Çıktılar hala, demokrasi için darbe peşindeler. Hala daha darbe balonları uçurtmakla meşguller…