Hayatıyla hayatımızda iz bırakm üstad Necip Fazıl’ı saygıyla anıyor ve yazıma onun sözleriyle başlamak istiyorum: “İşte iz geliniz.” Bu güzide sözü dile getiren Necip Fazıl’ın ardından düşünmeye başlıyorum.
Bizler bıraktığımız izlerle hatırlanmak, anılmak isteriz. Her birimizin hayatta bir iz bırakma arzusu vardır. Ancak gelin görün ki, bazen bu iz bırakma çabamız istediğimiz gibi olmaz veya bırakılmasını istediğimiz iz onların bırakmak istediği gibi bir iz değildir.
Son zamanlarda adını sık sık duyduğumuz Kocaeli Müftüsü Sinan Hoca’nın izini sorguluyorum. Yaklaşık beş yıldır müftülük görevini icra eden Sinan Cihan’ı Kocaeli ne kadar tanıyor acaba? Kendi ve yakın çevresinin menfaati dışında, müftülükte ya da toplumda neler başardı? İçtenlikle düşünüyorum, Kocaeli gibi önemli bir şehrin müftüsü olan Sinan Hoca’nın iz bıraktığı bir topluluğun manevi varlığından ne kadar bahsedebiliriz?
Yakın çevresi dediğimde, bir avuç insan; sayıları sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Bu insanlar dışında, Kocaeli’deki halk manevi olarak ne kadar etkilendi veya ne tür değişimler gördü? Sinan Hoca’nın yaptıkları, çalışmaları ve insanlara olan yaklaşımı hakkında ne diyeceğiz veya kendisi ne diyecek?
Kocaeli’de kaç genç ile iletişime geçildi, kaç çocuğun başı okşandı, kaç yetim sahiplenildi ve bu gençlere İslam dinimiz anlatıldı?
Siyasi bir partide en alt görevde olan kişi bile muhtarlarla ve belediyelerle iş birliği halinde olur. Bu sene kaç çocuk doğdu, kaç çocuk genç oldu ve kaç kişi oy kullanacak hale geldi? Bu soruların cevabını arar ve öğrenir.
Siyasi partilerde sistem bu şekilde işlerken dünya ve ahiretimizi kurtaracak olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı peygamber varisliğini yürüten Kocaeli İl Müftülüğü’ne sormak istiyorum. Bugün kaç çocuk namaza başladı, kaç kişi Müslüman oldu veya İslam dinine sevgiyle yaklaştı ve sizin kaçında emeğiniz var?
Sinan bey sizin adınızın benim için aslında bir önemi yok ama Müftülüğümüzün adı kirlenmesin diye çok fazla derin konulara girmeyeceğim, sadece şunu belirtmek isterim: Annenize Allah’tan rahmet diliyorum. Hastalığı sırasında Gebze’deki hastanede, kurumun arabası ve şoförleriyle sabahladınız. Bence bu bir kul ve kamu hakkıydı.
Yine, güvendiğiniz bir hocadan fetva almanızı öneririm. Son olarak, Diyanet İşleri Başkanımız Gölcük’e ziyarete geldiğinde, açık açık sigaranın haram olduğunu belirtmesine rağmen, başkan bey konuşma yaparken dışarıda gülerek sigara içen müftülerimiz olduğunu gördüm. Onları uyarın ve Kocaeli’ye örnek olmamalarını sağlayın, lütfen.
Sigara içen müftümüze ve müftülüklerdeki cuma yardımlarına bir dahaki yazımızda değineceğiz, inşaAllah. Selametle kalınız.
Allah, sizleri ve bizleri affetsin.
Hali̇l Öner – SİNSİ PLANLARLA İŞ YAPAN, MÜFTÜĞÜN KAPISINDAN İÇERİ GİRMEMLE DIYANETE BAŞ KALDIRDIĞIMI ANLAYABİLEN KALP GÖZÜ AŞIRI AÇIK ,GİDER AYAK BİLECİK E SÜRGÜN EDİLEN İMAM OLARAK ,ONUN YALAKA RIYLA VE KENDİSİYLE MUTLAKA BİR GÜN HESAPLAŞACAĞIMI SÖYLÜYORUM.
Yanıtla
.
0
Beğen
.
0
Beğenme
Hali̇l Öner – SİNSİ PLANLARLA İŞ YAPAN, MÜFTÜĞÜN KAPISINDAN İÇERİ GİRMEMLE DIYANETE BAŞ KALDIRDIĞIMI ANLAYABİLEN KALP GÖZÜ AŞIRI AÇIK ,GİDER AYAK BİLECİK E SÜRGÜN EDİLEN İMAM OLARAK ,ONUN YALAKA RIYLA VE KENDİSİYLE MUTLAKA BİR GÜN HESAPLAŞACAĞIMI SÖYLÜYORUM.
Yanıtla
.
0
Beğen
.
0
Beğenme