enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Hafif Yağmurlu
16°C
Kocaeli
16°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C

Şeriat Ve Örfe Göre, Fahiş Fiyatla Mal Satmanın Hükmü

14.10.2021
A+
A-

ŞERİAT VE ÖRFE GÖRE, YALAN SÖYLEYEREK AYIPLANMIŞ VE YASAKLANMIŞ OLMASINA RAĞMEN FAHİŞ FİYATLA MAL SATMANIN HÜKMÜ.

Günümüz de olduğu gibi geçmiş milletler de ve devletlerde de çarşı pazar da, bazı fırsatçılar fiyatlarda oynadıkları bilinmektedir. Bu işleri meslek edinen bazı milletler bu yüzden helak olmuşladır. Kur’an, Şuayip (as)ın Kavmini örnek olarak vermiştir.

Kur’an’da,  Medyen’lilerin yaptığı bu ahlaksızlığın cezasının çok ağır olduğu ifade edilmektedir.  Medyende, halk ticaretle meşguldü. Ancak hile yaygınlaşmış, bir sanat ve marifet hâline gelmişti. Tüccarlar, kendileri için bir alışverişte bulunduğunda tartıyı fazla tutarlar, aldıklarını az gösterirler; başkalarına bir şey satarken ise, fazla ücret alıp eksik mal verir, hile ile azı çok olarak gösterirlerdi. Hatta alış için ayrı, satış için ayrı terazi kullanırlardı.

Kısaca Medyenlilerin inancı putçuluk; alışveriş esasları hile kârlık ve en gözde meslekleri de vurgunculuktu.

Allah onlara peygamberlerinin dilinde şu emri vermişti,

Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adâletle yapın; insanlara malları hususunda haksızlık etmeyin; yeryüzünde karışıklık, fesat çıkararak fenalık yapmayın!” (Hûd, 85)

Medyen tüccarları Özellikle;gariplerin mallarını çeşitli entrikalarla ellerinden alırlardı. Beşerî münasebetleri, tamamen hile, üzerineydi.

Kısaca: Medyenlilerin inancı putçuluk; alışveriş esasları hile kârlık ve en gözde meslekleri de vurgunculuktu. Normal kârı az görüyorlardı. Birbirlerini: «Normal kârla kimse zengin olamaz!» diyerek haksızlığa ve bâtıla teşvik ediyorlardı.  Zulüm, taşkınlık ve kötülükte ısrar ediyorlardı.

Ne kadarda çok bugünkü yapılanlara benziyorlar değil mi? İnanç yönünden putçuluk, aliş– verişleri hile üzerine kurulmuştu. “ Bu günde çok kullanılan bir laf var”; “normal karla kimse zengin olamaz” diye. Kısaca değişen bir şey yok. Onlar öğüt almamış, hatalarından dönmemiş, hatada ısrar etmişlerdi.  Sonuçta beşeri kanunlardan kaçsalar da ilahi adaletin pençesinden hiçbir zalim kaçamamıştır. Medyen halkı üzerine,uyarıldıkları azap gelir:

“Böylece onları bir ‘sarsıntı’ tuttu. Arkasından da yurtlarında, diz çökmüş olarak sabahladılar.”

“O Şuayb’ı yalanlayanlar, sanki orada ‘hiç yaşamamış’ oldular. Şuayb’ı yalanlayanlar, hüsrana uğrayanlar onlardır.” Araf suresi.91-92 ayetler.

Şuayb (a.s)’ın üzüntüsü, Kur’an’da şöyle bildirilir:

O da onlardan yüz çevirdi ve dedi ki:
“Ey kavmim, muhakkak size Rabbimin mesajını, tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Şimdi ben, inkâra sapan bir topluluğa nasıl üzülebilirim?” Araf 93. Ayet.

“Kâfir idi adl kılduğı içün Nûşirevân

Görmedi nâr-ı cehimi didiler a’râfa gel” Kanuni

Nuşirevan kafirdi, adaletli olduğu için cehennem ateşini görmedi. Arafa gel dediler.

Sadece peygamberlerin uyardığı kavimler değil daha sonra ki devletler de düzen bozulunca helak olmuştular. “Padişahlar dâd (adalet) ile eyledi mülkünü âbâd.” Onların halkı da, beşeri adaleti atlatmayı adet edinince, idarecileri tarafından uyarılmıştılar. Ama dinlememiştiler sonuç fark etmiyor.  Ha Medyen’li, ha da Osmanlı!..  

 

Şimdi de Osmanlıdan bir örnek verelim…!!!

 

FAHİŞ FİYATLA MAL SATILMAMASINA DAİR FERMAN

İstanbul Kadısı Faziletli Efendi,

“ Esnaf çarşısı ve bit pazarında ki esnaflar, buralarda müzayedeyle satılan çeşitli eşya ve metrukâtı (ölen birisinin terekesi), kendi aralarında gizlice anlaşarak, düşük fiyatlara satın almakta; malları seçip ayırmakta, diğerinin verdiği fiyatın üçte biri ve ya dörtte biri fiyatta satınaldıktan sonra, başka bir yerde toplanarak kendi aralarında tekrar müzayede suretiyle farklı fiyatlarla satmaktadır.

Şeriat veya örfe göre ayıplanmış veya yasaklanmış olmasına rağmen, yalan söyleyerek aldıkları her bir şeyi kendi aralarında belirledikleri yüksek karla satışa çıkartarak,  öncelikle malı satın aldıkları kişiyi, sonra da malı sattıkları kişiyi zarara uğrattıkları ve kendilerinin de iki misli kar ettikleri anlaşılmıştır.  Daha önce bu kötü ve haram işin yasaklanması ve engellenmesi konusunda ferman verilerek, bu işin yapılmaması defalarca sıkı bir şekilde tembih edilmiş olmasına rağmen, din ve diyanetini bilmeyen bazı tamahkâr ve hile bazlar, şeriat ve örfe göre haram olan bu işi hala yaptıkları ortadadır.  Bu işten zarar eden halk olduğu gibi bu işin de giderek yaygınlaştığı öğrenilmiştir.  Bu haram işin bu günden sonra kesinlikle yasaklanması ve engellenmesi dini açıdan çok önemli olan işlerdendir.  Şimdi, izinsiz olarak bu haram fiili işlemeye cesaret edenlerin gizli ve açık bir şekilde araştırılarak bulunması; derhal tutuklanarak, terbiye edilmeleri ve halkın zarar etmesinin önlenmesine dikkat ve özen gösterilmesi konusunda padişahın kesin emri olduğunu öğrendiğinizde, esnaf çarşısı ve bit pazarı kethüdalarını (Kâhya)  ve tembih edilmesi gereken diğer kişileri huzurunuza toplayarak,  yüce emri kendilerine okuyunuz! onlara bu günden sonra esnaf çarşısı, bit pazarı ahalisinden her kim, sahibinden, düşük fiyata mal alarak daha sonra esnafların arasında geçerli olan kar ile satmak suretiyle halkı zarara uğratırsa,  esnafların toplandıkları yerde veya o esnafın evinde gizli ve açık arama ve inceleme yapılacağını;  alım-satım yapılan söz konusu eşyaların, önce kaç paraya alınarak, sonra kaç paraya satıldığının araştırılacağını; buna cesaret edenlerin tutuklandıktan sonra, dükkanında bulunan bütün eşya ve mallarının devlet hazinesine kalıp,kendisinin de Magosa Kalesine hapsedilmesine karar verilmiş olduğunu; emir gereği bu kişilere merhamet edilmeyeceğini bildiriniz! Kethüdalara, esnaf çarşısı ve bit pazarı ahalisine iş bu fermanın sadır ve kıyas olmasını kıyas ve tembih olarak kabul etmelerini, istenmeyen eski adetlerine göre hareket edenler olursa “bildim” ve ya “ bilmedim” demelerine hiçbir şekilde kulak asılmayıp, bu kötü işi yapanların affedilmeyeceğini;  böyle kişilerin kötülükten kurtarılması gayesiyle, gelecekte başlarına neler geleceğini bildirmek suretiyle korkutulacaklarını telkin etmelerini söyleyiniz!  


Esnaf çarşısı ve bit pazarı kethüdalarına,  bundan sonra bu yasak işe cesaret edenleri karakola bildirmek ve göndermek hususunda hata yaptıkları öğrenilirse,  onların başının da belaya gireceğini aynen izah ve sıkı bir şekilde tembih ediniz. Bu yüce emri esnafların her birine okuyarak, sıkı bir şekilde tembih ediniz! Daha sonra bu yüce emrin mühürlü birer suretini çıkararak, ellerinde bulunması için kethüdalara vermeye hemen başlayınız! Bu yüce emrin mühürlü bir suretini de, bu hususun kesinlikle yasaklanarak, lağvedildiğini bilmeleri için, satış yapan kassam kâtipleri (ölenlerin malını taksim eden kişi), kısmet-i askeriye (asker kişilerin mirasını mirasçılar arasında pay eden kişi) görevlileri ve diğer mahkeme hizmetlilerine gönderilmesine ve sicile kaydettirilmesine ziyadesiyle dikkat ve özen gösteriniz” diye buyurdu.  

(19 Zilhicce 1204 (1 Eylül 1790) Kısmet-i Askeriye Mahkemesi sicil no: 606,varak1) (III. Selim devri)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.