Bu haftaki yazımız toplumumuzda hastalık haline gelen ve özellikle mü’min ve muvahhid olduğunu iddia eden kimselerin makam-mevki için kendilerine rakip olma ihtimali olan arkadaşlarını, tanıyıp bilmedikleri kişileri, siyasî rakiplerini ekarte etmek ya da kendilerince daha üst makamlara gelmek için mübah görmeye başladığımız bir hastalıktan bahsedeceğiz. Bu hastalığın Covid’den daha tehlikeli olduğuna inanıyorum.
Bu hastalığa tutulan inançlı kişiler, Kur’an’ın, Peygamber’in yolunda olduklarını iddia ediyorlar. Tutuldukları bu hastalığı kendi aralarında normalleştirdikleri gibi, Allah ve Resûlünü de tutuldukları hastalığa utanmadan sıkılmadan alet ediyorlar. Bakalım bu hastalık hakkında Allah ve Resûlü ne diyor:
Allah (c.c.) şöyle diyor bu hastalığa tutulanlar için:
“Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”
(Isra suresi 36 )
“Eğer dünyada ve ahirette Allah’ın fazlu rahmeti üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız bu yaygaradan dolayı sizi her halde büyük bir azap çarpardı.”
“O zaman siz o (iftirayı) dillerinizle (birbirinize) yetiştiriyordunuz, (hakkında) hiçbir bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla sölüyordunuz ve bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o (‘nun günahi) Allah’ın yanında büyüktür.”
“Onu duyduğunuz zaman ‘bunu söylememiz bize yakışmaz. Haaşa. Bu büyük bir iftiradır’ demeniz (lazım) değil miydi?”
“Eğer gerçek müminlerseniz Allah size bir daha asla böyle bir şey yapmamanızı öğütlüyor.” (Nur süresi 14-17).
Ayetler
Allah’ın bu sözleri ışığında gerçek mü’min olup olmadığımıza da bakalım !
Bu hastalıkla ilgili Resulullah da şunları söylüyor:
“Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
“Kim bir müslümanı kıymet ve şerefini payimal etmek sebebiyle tek lokma dahi yese, Allah ona mutlaka onun mislini cehennemde tattıracaktır. Kime de müslüman bir kimse(ye yaptığı iftira, gıybet gibi bir) sebeple (mükafaat olarak) bir elbise giydirilirse, Allah Teala Hazretleri mutlaka, onun bir mislini cehennemden ona giydirecektir. Kim de (malı, makamı olan büyüklerden) bir adam sebebiyle bir makam elde eder (orada salah ve takva sahibi bilinerek para ve makama konmak için riyakarlıklara, ikiyüzlülükle girer) se Allah Teala Hazretleri Kıyamet günü onu mürailer makamına oturtarak (rezil eder ve mürailere münasib azabla azablandırır.)”
Ebu Davud, Edeb 40, (4881)
Bir Diğer bir Hadis-i Şerif’te
Rasûlullah (s.a.v.) söyle buyurmuştur:
“Ey diliyle iman edip de kalplerine iman tam olarak yerleşmeyen kimseler! Müslümanları gıybet etmeyiniz, onların kusurlarını da araştırmayınız! Kim müslümanların kusurlarını araştırırsa Allah da onun kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurlarını araştırırsa onu evinin içinde bile olsa rezil eder.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 35/4880)
Dikkat ederseniz Allah ve Resûlü iman ettiğini iddia edenleri muhatab olarak seçmiş.
Hepimizin bildiği gibi gıybet, iftira, murailik, ikiyüzlülük, önden ve arkadan çekiştirme, toplumun düzenini bozan, toplumu altüst eden, birlik ve beraberlik rûhunu öldürerek anarşiye sebep olan, kalplere kin ve husûmet saçan, Allah’ın lanetlediği büyük günahlardan biridir. Böyle olmakla birlikte birçok kimse, câhilâne bir düşünce ile, söylediğinin gerçek olmasıyla kendisini avutur, yüzüne de söylerim gibi laflarla. Hâlbuki gıybet, esâsen gerçek olan bir kusurun söylenmesidir. Gerçek olmayanı söylemek ise iftirâdır. Bunu düşünmeyerek, bir kişinin, sözlerinin doğru olmasıyla tesellî bulması ve yanlış yolda devam edip gitmesi ne büyük bir gaflettir!
“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi ve ayıplamayı adet edinen her kişinin vay haline!.. (Hümeze süresi 1.Ayet).
Kıskançlık, Allah’ın yaptığı taksimi, paylaşımı beğenmemektir. Bu da kimsenin haddine değildir. Rabbimiz bizi bu hastalıktan muhafaza eylesin…
Hayırlı cumalar teşekkür ediyoruz hocam güzel bir değerlendirme
Aminn