enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2627
EURO
34,7251
ALTIN
2.398,52
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Açık
19°C
Kocaeli
19°C
Açık
Pazartesi Açık
24°C
Salı Parçalı Bulutlu
27°C
Çarşamba Çok Bulutlu
20°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C

Kralın Soytarıları

29.08.2020
A+
A-

Günümüz Türkiye’sinin en önemli sorunlarından birisi halk arasında yalakalık olarak adlandırılan durumun yaygınlığıdır. İnsanlar samimi olarak duygu ve düşüncelerini yansıtmak yerine, duruma ve çıkarına göre şekilden şekile giriyorlar.

 

Eleştiri kültürü maalesef olabildiğince zayıf durumda. Gerçi biz eleştiri dediğimizde hemen olumsuz bir anlam yüklüyoruz. Halbuki eleştiri herhangi bir konudaki olumlu veya olumsuz yönlerin tamamını kapsamaktadır.

 

Bizleri daha iyi insan olmaya ve yaptığımız işleri daha iyi yapmaya yarayacak en önemli araçlardan birisi, eleştiridir. Beni eleştirmekle, yani yaptığım işlerdeki iyi ve kötü yönleri söyleyerek benim daha doğru tavırlar geliştirmemi sağlamış olursunuz.

 

Eleştiriye kapalı kişilerin kendilerini geliştirmeleri mümkün değildir. Atalarımız ne güzel söylemiş: “Dost acı söyler”.

 

Evet dost acı söyler ama niyeti bizim canımızı yakmak olmaz. Üsluplu bir şekilde bu eleştirinin yapılması gerekir. Mesele bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalıdır.

 

Toplumda ön plana çıkmış insanların önemli bir bölümü zamanla eleştiriye kendilerini kapatırlar. Bu onların suçu değildir. Bizler amirlerimize, belli mevkiye ve güce sahip insanlara olduklarından fazla iltifat ediyoruz. Onların her dediğine kafa sallayıp, her talimatını yerine getiriyoruz. Bu adam eğer din adamı ise,” uçmaya”, sanatçıysa “kaprise ve kendileri olmazsa dünyanın boş olduğunu düşünmeye”, amirse “yanılmazlığına” sebebiyet veriyor.

 

Eskiler ne güzel demiş: Şeyh uçmaz, derviş uçurur diye. Tam bu misal.

 

İsim vermeyeceğim ama kimi kastettiğimi birçok kişi anlayacaktır. Bir din adamı, cemaatlerdeki dokunulmaz liderlik olgusuna karşı söylemlerle ön plana çıktı. Ne oldu dersiniz? Çevresi arttıkça farkına bile varmadan diğerlerine benzedi.

 

Siyasette de öyle değil mi? Bir konuyu doğru veya yanlış olmasına göre değil, siyasi duruşumuza göre değerlendiriyoruz. Biri çıkıp yapılan herhangi bir işi eleştirdiği zaman hemen saldırıya uğruyor ve ihanetle suçlanıyor.

 

Bazı yaklaşımlar belli bir oranda ihanet içeriyor olabilir ama biz kalkıp da bütün eleştirileri aynı kategoriye koyarsak, büyük bir haksızlık yapmış oluruz.

 

Yıllardır Ayasofya Camiinin açılması için mücadele edilmekteydi. Zaman zaman bu talepler dolayısıyla bazıları aşağılandılar ama bu mücadele sayesinde sonuç alındı.

 

Aynı şekilde İstanbul Sözleşmesi’ne dönük eleştirilere ihanet olarak bakan bir kafa var. Bunlar kraldan fazla kralcılar. Bunların derdi dava değil, birilerine şirin görünmektir. Birileri İstanbul Sözleşmesini eleştirerek AK Parti karşıtı olmuyor. Herkes biliyor ki, bu pislikten bizi yine Allah’ın izniyle AK Parti kurtaracaktır. Kendi yaptığı yanlışı düzeltmek AK Parti’nin boynunun borcudur.

 

Süleyman Soylu istifa ettiğinde bir şey dikkatimi çekmişti: Teşkilatlar büyük ölçüde sessiz kalmıştı. Herkes Erdoğan’ın vereceği karara kilitlenmişti. Soylu’yu çok sevdiğini söyleyen nice yalaka uzun saatler sessiz kalmıştı. İstifa kabul edilmeyince herkes birden Süleyman Soylu paylaşımları yapmaya başladı. Bunu yapanlar sahtekârın önde gidenleridir.

 

Dün İbrahim Karaosmanoğlu’nun her paylaşımını sayfasında paylaşan bir kitle, bugün Karaosmanoğlu hakkında ileri geri konuşuyor. Bugün Tahir Büyükakın’ın her paylaşımını sayfasında paylaşarak ona şirin görünmek isteyenler, bir süre sonra farklı bir tutum sergileyecekler. Kral öldü, yaşasın Kral!

 

Düne kadar bir milletvekilinin karşısında takla atanlar, o vekil gözden düşünce veya kimilerinin tabiriyle üstü çizilince görmez oluyorlar. Gerçi sayın milletvekili de attığı mesajlarda önceleri “AK Parti Kocaeli Milletvekili” ibaresini kullanıyorken bir süre sonra “Kocaeli Milletvekili” olarak kendini tanımladı. Bu bayramda ise sanırım fabrika ayarlarına döndü veya döndürüldü “AK Parti Kocaeli Milletvekili” olarak kendini tanımladı.

 

Bu kafayla bizler ne İslam’a ne de topluma faydalı olabiliriz. Yanlışı yapan hangi kesimden olursa olsun karşı durmalıyız. Siyaset kurumu yanlış yapar. Bizlere düşen sadece ve sadece doğruların arkasından gitmektir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.