Sevgili gazetemiz okurları, çok sevgili, şerefli ve vicdanı yüce türk milleti;
Ümmet olmanın şuurunu ben ve bütün dünya samimiyetle bugün Hatay’da ve diğer deprem bölgelerinde görüyoruz.
Bizler ne kadar aziz bir milletmişiz böyle. Vatanına, milletine, Rabbine ve ailesine bağlı bir millet… Tarih kitaplarında okurduk yahut anlatılırdı da bu masal gibi gelirdi bizlere. Bugün Hatay’da bulunan bir kardeşiniz olarak kitaplarda yazılan şeylere şahit oldum. Enkazın altından elinde Kur’an-ı Kerim’e sarılarak çıkana da, anne kız birbirine sarılmış vaziyette ruhunu teslim edene de, binlerce kişinin vefatına da, yine birçok kişinin kendi yarasından çok geride bıraktılarına ağlamasına, en metanetli şekilde sevdiklerine “cennette buluşacağız inşallah” demesine de.
En acı tabloların olduğu yerde Allah birileri vasıtasıyla rahmetini de gönderdi ve hamd olsun ki bu rahmeti Kocaeli halkı ve belediyesi önderliğinde gönderdi.
Biz depremin üçüncü gününde Kocaeli’de ne yaptıysak yetersiz gibi geliyordu. 3. günün sonunda Allah razı olsun Metehan Ece kardeşim beni tetikledi, “abi gitmemiz lazım, bir şekilde yardım götürmemiz ve Hatay’da bulunmamız, gerekirse çorba dağıtmamız lazım” dedi. Ben de sonra bir ihtiyaç olup olmadığını öğrenmek için Gençlik ve Spor Daire Başkanımız, gençlerin en değerli abisi Şemsettin Yıldırım ağabeyimi aradım. “Başkanım biz gelmek istiyoruz” deyince kendisinden “gelmeyin kardeşim, inanın ihtiyaç yok. Hem Kocaeli halkı hem Büyükşehir personeli burada oldukça fazla. onların bile bir kısmını Kocaeli’ye yollayacağız” cevabını aldım. Metehan’a dediysem de gitmekte ısrar etti. Doldurduğumuz aracımızla yola çıktık. Hatay’a iner inmez defne bölgesine geçtik. Şemsettin başkan beni görünce şaşırdı. “Başkanım, dost çağrılmadan gelendir” dedim ve hoş geldiniz dedi. Konuşurken yüzünde, yaşadıklarından dolayı acı bir tebessüm vardı.
Başımı hangi yöne çevirsem 41 plakalı araçlar, ne tarafa gitsem Kocaeli’den insanlar, her yerdelerdi.
Hatay’a indikten sonra enkazda depremzedelerle ve enkazlardaki görevlilerle bilgi alışverişinde bulunurken “nereden geldiniz?” sorusuna Kocaeli cevabını verince gözleri doluyordu. “Kardeşim nasıl bir başkanınız, nasıl bir halkınız varmış! Hatay belediye araçlarından çok Kocaeli belediye araçlarını görüyorum, Hataylılardan çok kocaelilileri görüyorum” dediler. Bu gururu ve onuru bize yaşattığınız için sağ olun Tahir Büyükakın başkanım.
Saatler geceye ilerlerken hem bir teşekkür etmek hem de çalışma hakkında bilgi almak için Kocaeli’den gelen başkanlarımızı görmek istedim. Yanlarına gittiğimde gözlerinin yaşarmasından tutun kıyafetlerinin çalışmaktan mahvolmasına ve uykusuzluklarına kadar her hallerinden belliydi onlar. Bir tebessümle beni karşıladıktan sonra Ali yıldırım Sezer başkanım gece vakti sahada koordinasyon görevini yapmak üzere yanımızdan ayrıldı. Tahir başkanımız ise bulduğu bir kepçe operatörüne “bu kardeşimizi de sahada görevlendirelim” diyordu.
Yani anlayacağınız, kıyamet gibi bir günde insanların kendilerinden çok birbirleri için çalışmalarına şahit oldum. Bence bu yardımlaşmamız rabbimizin hoşuna gidecektir ve bir çok felaketi önleyecektir.
Rabbim bizleri en hakiki manada kendisine kul eylesin ve bir daha bayrağımızı yarıya indirtmesin inşaAllah