Trablus’ta şehit olan Müslümanlara İtalyanların saldırısını protesto için Hindistan’da Hint Müslümanları mitingler tertip ediyor. Hindistan’ın ünlü şairi Muhammed İkbal kalkıp şunları söylüyordu: “Dünyanın, insanı muzdarip eden hallerinden çok sıkılmış, başka bir aleme göçmüştüm, melekler beni Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in huzuruna götürdüler, Peygamberimiz sordu bana: O alemden bir hediye getirdin mi?
Ya Resulallah dedim dünyada huzur ve rahat kalmadı. Arzu ettiğimiz Hayat ele geçmiyor. Varlık bahçelerinde binlerce lale ve gül var. Fakat Hiçbirinde vefa kokusu yok. Buna rağmen huzurunuza hediye olarak bir şişe getiriyorum. Bu şişenin içinde o derece değerli bir şey var ki, bunu cennette dahi bulmak imkânsızdır. Hatta bu şişede ümmetinizin şerefi vardır, Bu şişede, Trablus şehitlerinin kanı vardır ”
Habeşistan’ın 40 ını teşkil eden Bilal’i Habeşi’nin torunları birinci Cihan Harbi’nde, Osmanlı halifesine zekâtlarını ulaştırmak için düşman hatlarını geçecek bir heyet teşkil etmiş, biatlarının malî delili olarak o kargaşalıkta bile göstermekten zevk duymuşlardır.
Makam-ı Hilafet’i temsil eden Türk kardeşlerine karşı Yunan’ı destekleyen İngiliz hükümetine, Hindistan Müslümanları halifeleri için ayaklanmış, kadınların kendileri için vazgeçilmez derecede kıymetli ziynetlerini bile satmış, milyonlarca para toplayarak Anadolu’da İslam için cihat eden Müslüman kardeşlerine göndermişlerdi. Bu yardımlar İslam ordusunu komuta eden Mustafa Kemal adına gönderilmiştir. Bu paranın bir kısmı kullanılmış, bilahare kullanılmayan para; Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden Mustafa Kemal’e iade edilmiştir. İş Bankası’nın kuruluşundaki Ana hisseyi bu para teşkil etmiştir.
Birinci Dünya Savaşı içinde kendi vatanı Trablusgarp, Libya düşman saldırısına maruz kalmışken Makam-ı hilafete bağlılığını göstermek Türk kardeşlerinin Kara günlerinde onlarla hemhal olabilmek için Şeyh Ahmet eş-şerif es Senusi, Türkiye’ye gelmiştir. Gaye emperyalizmin Yükselişi ile bizden kopartılmak istenen Müslüman ırklarının vahdet duygularını yeniden pekiştirmek, bunun için vaazlar vermektir.