enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4325
EURO
34,8475
ALTIN
2.428,49
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
16°C
Çarşamba Çok Bulutlu
19°C
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
20°C

31 Mart Vakası Sultan Abdülhamid’in Parası İçin Yapıldı

29.08.2020
A+
A-

MİTHAT PAŞA

İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi ELYOT’un hatıralarından tarihimizin darbeler cephesine ışık tutacak bir hususa dikkat edelim:

 

Elyot: “ Paşa Hazretleri (Mithat Paşa) önüme döküp döküp serdiği bütün fikirler cidden iyi düşünülmüş, iyi hazırlanmış şeylerdi. Kendisini her surette teşvik etmek, ona cesaret vermek icap ederdi.  Mithat Paşa Osmanlı devletinde ki rejim değişikliği hakkında ki tasavvurlarını muvaffakiyetle başara bilmesi için İngiltere devletinden görülecek her türlü yardım ve müzaheretlerin çok kıymetli olacağını “ısrarla” söyleyince kendisine şu cevabı verdim.: “Bu hareket her İngiliz tarafından beğenilecek ve tasvip edilecektir.”

 

Elyot, İngiltere Büyükelçisi sıfatıyla, devleti  adına resmen konuştuğunu hatıratında şöyle belirtmektedir: “İş bu teminatı Bila tereddüt  ve halisane olarak verdim”

 

Görülüyor ki Sultanabdulazizi devirmek için kurulan gizli komitenin asıl lideri elçi Elyot, diğerleri de onun direktifi altında çalışan Mithat Paşa ve Hüseyin Avni Paşalardır. Elyokt Hatıratında bu noktaya da temas etmiştir:

 

“Abdülaziz’i devirmek için alınan tedbirleri tamamlayanlar ve yürütenler Mithat ve Hüseyin Avni paşalardır” demiştir. Elçi Elyot ve Mithat Paşa arasında yapılan bu gizli görüşme ve pazarlık anlaşmasından sonra henüz on gün geçmiştir ki; koca Osmanlı Padişahı Sultanabdülaziz, tahtından alınmış, bilahare de katledilmiştir.

 

İşine geldiği gibi yazan Mason tarihçilere göre Abdülaziz’in intihar ettiği ileri sürülüyorsa da, tarafsız tarihçiler onun Mithat Paşa ve adamları tarafından katlettirildiği noktasında müttefiktirler. Esasen bir yüksek mahkemede bu cihet sabit olmuştur.

 

Mithat Paşanın Talebeleri Onun Vasiyetini Yerine Getiriyor

 

İngiliz-Yahudi işbirliğin İmparatorluğu’nun dağılmasından hilafetin yok edilmesini istiyordu. Böylece Ortadoğu emperyalizmin kıskacına girecek İslam ülkeleri Başsız kalarak kolayca yutulacaktı. İttihat ve Terakki Cemiyetinin ise paraya ihtiyacı vardır, o para Yıldız Sarayı’nın hazinesinden karşılanacaktı. İşte filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı(Mithat Paşanın Tilmizi) hayatının son demlerinde şu samimi ifadeyi vererek büyük bir vebalin altından kurtulmak istemiştir:

 

“ Hâkim Bey Allah affetsin, günahımız çok büyüktür. 31 Mart uydurma ihtilalin hazırlandığı zaman ben Talat Bey’e bundan tevakki edilmesi dönülmesi lazım geldiğini söyledim.

 

Beyhude yere kardeşkanının dökülmesinin ne büyük cinayet olduğunu anlattım. Bunun fena aksülamel ler doğuracağını da hatırlattım. Aldığım cevap şu oldu:” Ne yapalım Rıza Bey cemiyetin paraya ihtiyacı var. Bu ihtiyacı ancak Yıldız Sarayı’nın zenginliği ve oradaki hazine karşılayabilir.”   dedi.

 

Evet, Yıldız Sarayı’nda Sultan Abdülhamid’in Elinde senelerin biriktirdiği bir hazine vardı. Padişah bu parayı milleti için saklıyordu. Bu hazine padişaha hediye edilen kıymetli mücevher atlar vesaire ile Ecdad’dan kalan,  33 seneden beri biriktirdiğim bir servetti. Bu hazinem sarayın bahçesinde bir Havuzun altında gizli bir mahzende saklıydı. Bu hazinenin yerini Sultan’la beraber 5 kişi biliyor.

 

Meşrutiyet nasıl askeri bir isyanla getirildiyse Yıldız Sarayı’nda servette bunun gibi bir isyanla el konulacak. Ele geçen servet lazım olan yerlere sarf edilecek, bunun için hocalar konuşturulacak ve halkın, askerin hassas taraflarıyla oynanacak. Gayri memnunlar zümresi Sayfalar işe iyi yarayacaklar. Hürriyet rejiminin İstanbul’a getirdiği ikinci ve 3 cü, 4.cü,  Avcı taburları isyana ön ayak edileceklerdi. Bunlar hürriyetin bekçileri idiler tamamen halis Türk’tü. Fakat Tabur kumandanları arasında Binbaşı Remzi gibi Siyonistlerin emrinde çalışan” Dönme” subaylarda var şimdiye kadarki hiçbir eser bizzat Taşkışla nın içinde başlayan Bu hareketin içine nüfus edememiştir. İşte Taşkışla’da başlayan bu Feci adımı temizleyen zabıta Mustafa Turan Beyin bizzat hatıralarından aldığımız anıları anlatacağız.  Biz iddia ediyoruz ki 31 Mart Tamam anlaşıldığı gün bütün” mürteci “ gerici hareketler diye okutulan hadiseler gün ışığına çıkacak tarih bunların Yanılmaz şahidi olarak yalancıların yüzüne tükürecektir. İslami hareket dergisi 14 sayı 20 Nisan 1979 Sh.10

 

Sultanabdulhamd’in Hareket Ordusuna Mukavemet Gösterilmemesi Emri

 

Askere evlatlarıma selam ve irademi tebliğ ediniz.  Hareket ordusu adıyla üçüncü, ordudan gelip Ayastafanosta (Yeşilköy) karargâh kurmuş olan askerler de sizin gibi Türk askeridir. Dedikodulara inanmasınlar. 31 Mart günü Sultanahamet’te olduğu gibi silah filan istimaline kan akmasınlar. 31 Mart günü yapılan hadiselerden çok müteessirim. Fena maksatlarla müstenit gizli kuvvetler tarafından tahrik ve teşvik edilmişlerdir. Müteyakkız olup bu gibi kötü teşvik ata aldanmasınlar. Bu bir siyasi suikasttır. Kışlalarında sakin oluşunlar.” Fedai dergisi sayı y sh12

 

Ali Fuat Türkgeldi: “İçlerinde asker olandan çok, yağma ve intikam hırsıyla sokulmuş Bulgar, Sırp, Rum komitacılarından ibret olan bu zayıf topluluğu yalnızı ikinci fırkasının muntazam askerleri ve sadık kumandanlarıyla Çatalca danan yüz geri ettirmek (Sultan Abdülhamid) için çocuk oyuncağı nev’inden kolay bir işti.”

 

Hareket Ordusuna Askeri Kuvvetle Müdahale Edilmesini İsteyenler

 

Sultanabdühamd’in bu istekle kendilerine gelenlere verdiği cevap şu şekildedir: “Ben Türk padişahı, İslam halifesiyim.  İslam’ı birbirine kırdıramam. Daha evvel de birçok kereler tahtan feragati kararlaştırmıştım. Bana mani olundu. Nefsimi ve tacımı muhafaza için. Şimdi milletimin birbirlerini öldürmelerini irade edemem.”

 

Paşanın Cevabı: “Padişahım! Sen şimdi kan dökülmesini istemiyorsun amma bu hareketinle ileri de çok kanlar dökülmesine, birçok felaketlerin vuku bulmasına meydan açmış oluyorsun” Nitekim de öyle olmadı mı?

 

Sultan Abdülhamit: “31 Vakasında benim şathiyen methalim yoktur. Hatta kendiliğinden gelmiş olan bu fırsattan istifadeye bile tenezzül etmedim.  Methalim olsaydı ve istifade etmek isteseydim, Ben bu gün Beylerbeyi sarayında değil, Yıldız sarayında bulunurdum” der 1917 yılında.

 

Londra’da Frederik Müller neşriyatı tarafından basılan “THE ZİONİST MOVEMENT” adında ki eserin müellifi (yazarı) “ISRAEL KOHEN” kitabın 77. Sayfasında şöyle demektedir:

 

“23 Temmuz 1902 tarihinde Teodor HERZİ; Filistin’i Yahudilere vermesini padişahtan istemiş, bunun mevzu bahis bile olamayacağını bildirmesi üzerine Teodor HERZİ Sultan Abdül Hamid’e derhal 1,600,000 İngiliz altını vermeyi teklif etmesi üzerine derhal huzurundan kovulmuştur.

 

Emanoel KARASO, Filistin de bir Yahudi devleti kurula bilmesi aşkına Abdülhamid’e 25 Milyon İngiliz altını teklif etmiştir. Suratlarına tüküren Abdülhamid Karasoy’u yakalatmak istemiştir. Fakat bunu sezen Karasso Viyana’ya kaçmıştır.

 

400 Bin lira Karşılığında Filistin’i Satan İttihatçılar

 

Siyonistler artık işi sultan aleyhinde komiteci lige dökmüşlerdir. Karassonun başkanlığında Metr Salem ve dönme Cavit’ten oluşan çete korkunç planı işletmeğe başlamışlardır. İttihaçılara 400 bin lira yardımda bulunurlar. Abdulhamd’i düşürdükten sonra Karasso defalarca “Biz Sultan Abdulhamid’de 25 Milyona yaptıramadığımız işimizi ittihatçılara döryüz bin liraya yaptırdık” diye öğünmekten çekinmemiştir.

 

Tarafsız bir İngiliz muharririnin yayınlamış olduğu “THE CAUSE OF WORLD UMREST”  isimli kitabının 142-149 sahifeleri arası okunmaya değer. Bura da bira iki cümleyi okuyucularımızın ibret nazarına sunalım:

 

“31 Mart ihtilali Türk İmparatorluğunun diz çöküşü idi. Bu ihtilal kuvvetle iddia edile bilir ki, tamamen Yahudi, Mason fesadının bir eseridir.” Bu ihtilali çıkartan Nişancı Taburunun başında Selanikli Yahudi ve Mason olan Binbaşı Remzi’dir. Eğer bu ihtilali padişah çıkarmış olsa idi bu ihtilalcilerin başında Yahudi’nin ve bir masonun işi ne?

 

ENVER PAŞA BİZ SULTANI ANLAMADIK

 

Enver Paşa İstanbul’dan ayrılmadan bir gün evvel Mersinli Cemal Paşaya söylediği şu sözü gençlik ibretle okusun:

 

“Paşam, bütün ef’alimin (İşlerimin) hesabını vermeğe hazırım. Bizim asıl mesuliyetimiz Sultan Hamid’i anlamamak ve Siyonizm’e alet olmaklığımızdır. Acıdır fakat hakikat bu…”

 

İSTANBUL ABDUL HAMİDİN BİZE SON HEDİYESİDİR

 

Düşman donanması Çanakkale’yi zorlarken durumu tehlikede gören zamanın hükümeti merkezi Anadolu’ya taşımayı düşünmektedir.  Talat Paşanın başkanlığında bir heyet Anadolu’ya geçmenin zaruretini Abdülhamit’e anlatacaklardı. Abdülhamid heyeti dinledikten sonra şu cevabı vermiştir:

 

“Ceddim, Fatih Hazretleri, İstanbul’u alırken son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans İmparatorları kadar da mı olamıyoruz ki,  şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı hanedanı İstanbul terek ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin, İstanbul’dan bir adım bile dışarı atmam” Fedai dergisi sayı 7 sh. 14-15 Şubat 1964

 

Çanakkale tabyalarını Sultan Abdülhamit yapmıştı. Çanakkale geçilse idi. İstanbul Ruslara verilecekti. Çanakkale geçilemeyince Rusya da Bolşevik ihtilali başarılı oldu.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.