Hayatımızdaki sorular, sorunlar ve sorgulardır bizi biz yapan. Bunların, sonucunda yaşadıklarımızın nasıl değerlendirdiğimizdir bizim anlam, değer, karakter, duygu dünyamızı şekillendiren.
Sorular kısmında ise aşama üçtür; zorunlu soru, sorunlu soru, sorumlu soru.
Bugün ki yazımızda hem kişisel hem sosyal hem psikolojik hem sosyolojik açıdan sorumlu soruları soracağız kendimize. Hadi başlayalım…
• Haz var, his yok.
Hız var, hıfz yok.
Hırs var has yok.
Var ile yok arasında neyiz biz?
* Kurtulmak için çabaladığımız zindanların, demirlikleri yok, duvarları yok.
Bizi mahkûm eden suç yok, yargılayan mahkeme yok ama zindandayız, başımızda da gardiyan çok, yanımızda mahkûmlar çok.
Peki, bizi şimdi özgür kılacak olan ne?
• Dur aklım…
Sorularını içime döküp gidiyorsun.
Sen ya kalp, sen nasıl bir kalpsin akılın taşımadığını taşıyorsun?
Son kez soruyorum sana.
Bende ki ben, sen ne ile yaşıyorsun?
• Yetimliğimiz ile büyümüşüz, öksüzlüğümüz ile küçülmüşüz.
Bundan sonra neye nasıl dönüşümüz?
• Gözlerimizi karanlığa dikmişiz, uykumuzu bekliyoruz, Azrailmişcesine.
İçimizde ise uyuyan Mikail uyanmak üzere.
Soluğumuzda ki İsrafil tam sırası diyor.
Dünyadan elini eteğini çekmiş Cebrail bizden ne istiyor?