enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3920
EURO
34,7866
ALTIN
2.434,96
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
20°C
Cuma Hafif Yağmurlu
19°C

Elazığ Depreminin Ardından: Enkazın Neresindeyiz?

29.08.2020
A+
A-

Cuma günü 20.55’de meydana gelen deprem, bu konuda alınan yol ve eksiklerimiz konusunda bir analiz yapmayı zorunlu kılıyor. 6.8 şiddetinde olan, Elazığ ve Malatya başta olmak üzere ülkemizin önemli bir bölümünde hissedilen depremde yitirdiğimiz canlara Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifa, bizlere de bu depremden gerekli olan dersleri almayı nasip etsin yüce yaratan.

Şimdi birileri diyecek ki, hoca siz siyaset bilimci olarak depremle ilgili ne söyleyebilirsiniz? Bırakın bu konuda uzmanlar konuşsun. İlk bakışta makul gibi görünecek bu eleştiri aslında çok da anlamlı değil. Toplumda herkes siyaset hakkında ahkâm keserken, ben kalkıp da bir şey demiyorsam, bu konuda da söz hakkım var demektir. Nasıl ki siyaset hepimizi ilgilendiriyor ve her birimizin belli bir birikim ve görüşü varsa, deprem konusu da ülkemizin önemli temel konuları ve gerçeklerinden biridir. Bu konuda da her birimizin belli bir duyarlılık ortaya koyması gerekir. Tabii ki olayın teknik boyutu, bu işin uzmanlarından öğrenilecek. Olayın o tarafına zaten girmeyeceğim.

Son aylarda ülkemizin farklı yerlerinde gerçekleşen depremler, toplumda ciddi kaygıları beraberinde getirdi. Özellikle 17 Ağustos’ta Gölcük merkezli yaşanan afet sonrasında deprem konusu daha fazla bir gündemimize girdi.
Devlet ve millet olarak enkazın neresindeyiz sorusuna cevap aramak zorundayız. Olaylara olabildiğince hakkaniyetle yaklaşmak ve olumlu-olumsuz yönlerini birlikte değerlendirmek zorundayız.

Depremde devlet ve toplum olarak başarılı olduğumuz noktalar:

1) Deprem olduktan 3 saat sonra devletin 3 bakanı deprem bölgesine ulaşmış ve çalışmalar başlamıştı. Devlet en başından itibaren güçlü bir refleks gösterdi. 17 Ağustos depreminden sonra devleti vatandaş ancak 3. günden sonra görebilmişti. Bu bağlamda Cumhurbaşkanının da bölgeye erkenden hareket etmiş ve vatandaşla hemhal olmuş olması önemlidir.

2) 17 Ağustos’ta çok başlılık vardı. Herkes ayrı telden çalıyordu. Hâlbuki bu depremde, tek elden koordinasyonun yapılması, daha olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.

3) Deprem sonrasında AKUT, askeriye ve belediyelerin ekiplerinin çok iyi organize olduğu görülmektedir. Deprem sonrası enkaz kaldırma ve vatandaşa ulaşma noktasında daha başarılı bir ülke olduğunu sanmıyorum.

4) Müthiş bir dayanışma kendini gösterdi. Siyasi partiler anlamsızlaştı ve hemen bütün belediyeler yardıma koştu. Dadaşlar başta olmak üzere, hemen bütün belediyeler ellerindeki imkânları seferber ettiler.

5) Bütün toplum dayanışma ruhuyla harekete geçti. Nasıl bir millet olduğumuz ortaya çıktı. Bizler Alevisi-Sünnisi, Kürdü-Türkü, Doğulu-Batılısı fark etmeden tek millet olduğumuzu ortaya koyduk.

6) Başta Erzurumspor olmak üzere hemen bütün spor takımlarımızın destek çabaları, sanatçıların katkıları, Acun Ilıcalı’nın muhteşem destek programı da takdire şayandır.

7) Elazığ’a üniversite okumak için gelen Suriyeli Mahmud el Osman’ın, tırnakları ile kazıyarak enkaz altından insanımızı çıkarması üzerinde de durmalıyız. Osman da bizden biridir. Irkçılığa gerek yok. Yüz yıl öncesine kadar bizim olan toprakların evladı.

8) Çok sayıda vatandaşımızın kısa sürede enkazın altından sağ olarak çıkarılması da artı olarak bir kenara yazılmalı.

9) Bu büyüklükteki depremde şehirlerde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda bir binanın yıkılmış olması da olumlu yönde bir gelişmedir. Daha öncelerde yaşanan daha düşük derecelerdeki depremlerde daha fazla can kaybettiğimizi unutmamalıyız. Yıkılan binaların yaklaşık 40 yıllık olmaları, yeni deprem yönetmeliğine göre yapılmış binaların ayakta kalmış olması geleceğe dönük olumlu bir durum. Köylerde yıkılan evlerin çoğunluğu deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılardır.

10) Depremde yıkılan kamu binasının olmaması, devletin bu noktada ciddi adımlar attığının bir göstergesidir. Nitekim Kocaeli’de de birçok kamu kurumu ya yıkılarak yeniden yapıldı ya da güçlendirildi. Aynı durumun diğer iller için de geçerli olduğunu sanıyorum.

11) Altyapının önemli bir zarar görmemiş olması da önemlidir.

12) Depremde hasar görmüş binaların yıkımının hemen başlamış olması, yeni binaların hızla startının verilmesi yine takdire şayandır.

13) Depremi sadece İstanbul üzerinden konuşmanın anlamsızlığı ortaya çıktı. Türkiye’de her an farklı yerlerde deprem olma ihtimalinin varlığı daha iyi kavranmış oldu.

14) Cumhurbaşkanımızın yurtdışı gezilerine devam etmesi de oldukça önemlidir. Devletimizin deprem sorunuyla ilgilenirken, dış politikayı ihmal etmemesi gerekir. Bu ziyaretler ülkemizin güçlü olduğunun mesajını taşımaktadır.Kocaeli Üniversitesi açısından, deprem konusunda ciddi bir ilerleme olduğunu memnuniyetle söyleyebilirim. Televizyon kanallarında görüşlerine sıkça başvurulan değerli bilim insanlarını barındıran bir kurum olarak, üniversitemiz daha görünür oldu. Bu durum şehrimiz için de çok değerlidir. Prof.Dr. Şerif Barış, Prof.Dr. Fadime Sertçelik, Prof. Dr. Bülent Oruç, Doç. Dr. Tahir Serkan Irmak televizyon programlarında görüşlerine yer verilen değerlerimiz olarak üniversitemize ve kentimize değer katmaktadırlar. Sayılan hocaların yanında asistanından öğretim üyesine çok büyük emek veren bir ekip depremlerin mekanizmasından, izlenmesine ve bu konuda eğitime kadar çok yoğun bir çalışma yapmaktadırlar. Deprem konusunda üniversitemiz önderliğinde yapılan sempozyum, bilgi paylaşımı açısından önemli bir etkinlik olmuştur. Büyükşehir Belediyesi ile ortak çalışmalar da yapılmaktadır. Fakat bu konuda belediyelerle daha fazla işbirliği yapmak bir zorunluluktur.

Depremde devlet ve toplum olarak başarısız olduğumuz noktalar:

1) Hala daha depremlerde binaların yıkılıyor olması ve canları yitirmemiz, istenen noktanın uzağında olduğumuzu göstermektedir.

2) Kentsel dönüşüm ve deprem riski taşıyan binaların yenilenmesi konusunda yeterli ilerleme sağlayamadığımız ortadadır. Bu konuda gerek merkezi-yerel yönetimler gerekse vatandaşlar sorumluluklarını tam olarak yerine getirmemişlerdir. Ülke genelinde bütün binaların dayanıklılık testinin yapılması ve sorunlu olanların bir an önce yıkılması gerekir. Bu işler belediyelere bırakılmamalıdır. Bu durumlarda araya giren birileri bazı çürük binaların yıkılmasını engelleyecektir.

3) Telefon ve internet altyapısının yetersiz olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Bu noktada ilgili kurumların gerekli yatırımları bir an önce yapmaları zorunludur.

4) Yönetmeliğe aykırı yapılan işlemlerden dolayı müteselsilen bir sorumluluk ağı oluşturulmalı ve gerekli cezalar verilmelidir. Denetim işleri yerel yönetimlerin insafına bırakılmamalıdır.

5) Deprem konusunu siyasi şov malzemesi olmaktan çıkarmalıyız. Bütün partiler bir araya gelerek, ortak akılla gerekli kararların alınmasını ve uygulanmasını sağlamalıdır.

6) Özellikle sosyal medyada deprem üzerinden siyaset ve ayrımcılık yapan bazı sözde sanatçı, düşünür veya kendini bilmez, ortak vicdanımız tarafından mahkum edilmelidir. Bizi ayrıştırmak isteyen vatan hainlerine fırsat vermemeliyiz.
Felaket olmadan önlem almak noktasında almamız gereken daha çok yol var. Fakat afet sonrasında ortaya konulan performans 10 numara.

Allah bizleri bütün felaketlerden korusun…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.