enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3920
EURO
34,7866
ALTIN
2.434,96
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
20°C
Cuma Hafif Yağmurlu
19°C

Mesele Soylu Değil; Siz Hala Anlamadınız mı?

28.05.2021
A+
A-

Bir mafya babasının yapmış olduğu açıklamalar Türkiye’de gündemin en üst noktalarına oturdu. Birileri onun ağzından çıkacak suçlamalar yoluyla iktidara gelmelerinin mümkün olabileceğini düşünüyor. Ümitleri bir mafya babasına bağlanmış olanlar, sözde demokrasi ve hukuk adına bir koro halinde ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar.

Sedat Peker gibi biri üzerinden iktidara yürümeye çalışanlar, eski gelenekleriyle uyumlu hareket ediyorlar.

Gezi Olayları sözde çevre ve ağaç bilinci ile gerçekleştirilmişti. Söz konusu koronun tamamı çevreci oluvermişti. Gençlere kulak asın diye haykırıyorlardı. Mustafa Kemal’in portresi ile PKK liderinin resmi yan yana taşınıyordu. Bu durumdan hiç rahatsız olunmuyordu.

Zaman geçince işin çevreyle zerre kadar ilgisi olmadığı ortaya çıkmıştı. Yapmaya çalıştıkları şey bir darbe girişimiydi. Ülkeye ciddi bir zarar verdi bu süreç.

Başta Yalova Belediyesi olmak üzere birçok CHP’li belediye ağaç katliamı yaparken bu kitlenin en ufak bir tepkisini duyan olmadı.

Yine aynı kitle bazı yangınlar üzerinden hükümete saldırmaktaydı. Yüklenenler arasında PKK’nın siyasi kolu önde yer alıyordu. Lakin PKK ülkede çok sayıda ormanı ateşe verince bu kitleden en ufak bir eleştiri gelmedi. Demek ki mesele orman değilmiş.

17-25 Aralık yargı yoluyla yapılan bir darbe girişimiydi. FETÖ’nün bu organizasyonu ile iktidar yıkılmak istenmekteydi. Daha önceki dönemlerde sözde cemaatin hakim ve savcıları ile çok yüksek tondan eleştiriler yapan başta CHP olmak üzere geniş muhalif kitle, bunlar üzerinden iktidar devşirmeyi tercih etmişti. Görüntüde bir yolsuzluk operasyonu yapılıyordu, ama iş çok daha farklıydı.

O dönemde de yapılan operasyon karşısında ilk andan itibaren net bir şekilde durmuş ve açıklamalar yapmıştım. İsteyen 25 ve 27 Aralık’ta facebook üzerinden yaptığım paylaşımlara bakabilir.

17-25 Aralık sürecinde iddia edilen bazı suçlamaların doğruluk payına bende kanaat getiriyorum lakin büyük remi görmek gerekiyordu. Ayrıntılarda boğulduğumuz zaman birilerinin maskarası haline gelebiliyoruz. Evet, iktidar çevrelerinde bazı kirli ilişki ağı olan güçlü kişilikler olabilir, lakin bunu dile getirenlerin amacı şeffaflık ve temiz toplum değildi. Eğer öyle olsaydı, uzun yıllar şantaj amacıyla bazı bilgi ve belgeler toplanmazdı. Bunun üzerine bir de montaj ve iftirayı kattığınız zaman, süreç çok farklı bir noktaya varmış oluyor.

Uzatmadan Sedat Peker olayına gelelim…

Sedat Peker geçmişi karanlık olan bir tip. Ben hiçbir kirli insanın bizden veya değil diye ayrıştırılmasını doğru bulmuyorum. Kirli insanlara karşı eşit muamele gerçekleştirmek gerekir.

Türkiye’de Berat Albayrak’tan sonra en çok üzerinde tartışma yapılan bakan Süleyman Soylu olmuştur. Özellikle Berat Albayrak’ın kellesi alındıktan sonra Soylu’nun devre dışı bırakılması daha kolay olabilirdi.

Fakat unuttukları bir nokta vardı. Süleyman Soylu Cumhur İttifakı seçmeni arasında belki de en çok sevilen bakandır. Gerek teröre karşı vermiş olduğu tavizsiz tutum, gerekse mafya ve diğer suç alanları karşısında elde edilen başarı, muhalefeti çok ciddi bir şekilde rahatsız etmekteydi.

Süleyman Soylu Cumhur İttifakı’nın tam da kaynaşma noktasında yer almaktaydı.

Asıl ulaşılmak istenen kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Önce çevresi boşaltılacak ve sonra ona ulaşılacaktı. Bir kitle var ki Erdoğan iyi çevresi kötü söylemi ile bu operasyonu yürütmeye çalışmaktadır.

Dünyadaki gelişmeler ile Türkiye’de olanları birlikte değerlendirmeliyiz. Biden’in net bir şekilde Erdoğan karşıtlığı ve onu devirmek için muhalefete desteği konuyu daha da anlaşılır yapacaktır.

Başta CHP Genel Başkanı olmak üzere muhalefetin ABD ve AB’den Türkiye’ye demokrasi getirmesi talebi, Irak’ın işgal sürecindeki hain muhalefetin tutumuyla aynıdır.

Sedat Peker bir operasyon ile Türkiye düşmanı istihbarat servislerinin ağına düşmüştür. Özellikle Fas’ta kontrollü bir şekilde Suudi Arabistan ve BAE istihbaratının eline geçmiştir. Bu işin içinde şüphesiz MOSSAD ve CIA’da var.

Gerek 15 Temmuz kalkışmasının gerekse bu olayın arkasında aynı güçler vardır. Talimat İsrail ve ABD’den, uygulama Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinden.

Bir kişinin BAE’de onların talepleri dışında hareket edebilmesi mümkün değildir. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak ve ülkeyi kaosa sokmak için ciddi bir operasyon yapılıyor.

Bu süreçte yine aynı yapılar Türkiye’de senaryolar yazma yoluna da gittiler. İyi mafya kötü siyasete karşı söylemine toplum hazırlanıyor.

Ortada tam bir istihbarat savaşı var. TRT tarafından yapılan Teşkilat dizisi, tam da bu operasyona karşı yapılmıştır. MİT’in neler yapabildiğini ve yapacağını bütün iç ve dış hainlere ilan ediyor.

Yapılan suçlamalar içinde haklılık payı olanlar var mı? Bilmiyorum. Olsa bile benim için bir şey ifade etmez. Zaten hukuki süreçlerle yanlışların üzerine gidilir ve de gidilmelidir.

Yamyamlar gibi tam tamlar yaparak yeni kaset bekleyenlerin tek derdi iktidarın devrilmesi. Kirli bir kaset operasyonu ile başa gelmiş olan bir genel başkan, FETÖ’nün kızı, İngiliz gülü, PKK’nın makyajlı şehir teröristleri. Hep birlikte aynı şarkıyı söylüyorlar.

Birileri çıkmış ve utanmadan istifaya davet ediyor. Efendim neymiş, önce aklanıp sonra göreve dönmeliymiş. Bir mafya babasının iddialarını veri olarak alıp birilerini istifaya davet etmek ahlaksızlıktır. Hemen bütün siyasiler hakkında iddialar var. O zaman hepsi istifa mı etmeli?

PKK’nın taleplerine uygun bir anayasa çalışması yapılırken, onca taciz ve tecavüze sessiz kalınırken, her seçimde yenildiği halde kendine karşı çıkanları partiden kovanları kimse istifaya davet etmiyor.

AK Parti’de milletvekili olduğu süreçte gizli bir şekilde partiyi dağıtmaya çalışmış olanlara ses çıkmıyor.

AK Parti teşkilatları bu süreçte kötü bir sınav verdi. Erdoğan, Soylu’nun arkasında duracağını ilan ettiği zamana kadar başlarını kuma gömdüler. Geniş bir kitle kendi kişisel geleceğini ülkenin bakasının üzerinde görüyor. MHP teşkilatı ve seçmeni bu konuda çok sağlam bir duruş sergiledi. Hepsinden Allah razı olsun.

Bu operasyonun karşısında ilk günden bu yana ülkemin yanındayım.

Mesele Soylu değil, siz hala anlamadınız mı?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.