Daha önce de yazmıştım, bazı arkadaşlar gençliğin hali perişan ne olacak bu gençliğin hali diye üzülmektedirler. Bu günkü gençlik, Osmanlının son zamanında ki Mektepli gençlikten çok daha iyidir. Cumhuriyetin 15 yılda yetiştirdiği 15 milyon gençten de ahlak ve maneviyat yönünden çok çok iyidir.
Bu konuda iki romanı örnek olarak vere biliriz.
1. ” Samiha Ayverdi’nin İbrahim Efendi Konağı adlı eseri hem bir ailenin hem de devlet-i aliyenin gençliğinin dramıdır. Eserdeki hikâye, gözkamaştırıcı bir konakla birlikte muhteşem bir devletin madden ve manen çöküşüdür.
2. Memduh Şevket Esendal’ın Ayaşlı ile Kiracıları,Cumhuriyetin onuncu yılında yazılmış bir romandır. Buda dokuz odalı bir pansiyonda yaşayan ve o günkü tolumun katmanlarından oluşan kişileri yakından tanıdıkça yeni devleti oluşturan topluma hâkim olan; dedikoduculuk, çıkarcılık, bencillik, sorumsuzluk, paraya ve kumara düşkünlüğün hâkim olduğunu görürüz.
İki dönemin sonunda yetiştirilen ya da yetiştirilmek istenen nesilden bir örnek:
1965 yılı Nisan ayında çıkan bir dergide gençliğin nasıl ahlaksızlaştırıldığı ve buna karşı alınan tedbirler anlatılmaktadır. Olay bir kitabın kahramanlarının diğer iki romanın yıkılış ve inşa döneminden sonra ki yetişen nesle empoze edilmek istenen hayat tarzının, Ülkemizin örf ve adetlerine, ahlak ve maneviyatını yok etmek üzere yaptıkları bir konuşmayı aktarması ve bu kitabın da Milli Eğitim Bakanı tarafından okullara tavsiye edilmesi üzerine, Manevi değerlere bağlı gençlerin bu tezviratı susturmak ve gençliği bu sapık fikirlerden koruma çalışmalarıdır. Roman daha çok Ayaşlı ile Kiracılarının yetiştirdiği ve adına aydın nesil denen neslin ilk örnekleridir diyebiliriz.
Romandan Bir Örnek:
“ Romanın 22.4. 1964 tarihli… Gazetesinde çıkan bölümünü şimdi son derece sabır ve tahammülle okuyalım:
(…)
“Muammer ile Şükrü, orada bir minderin üstüne otururlar. Yanlarında kızlı erkekli bir kalabalık vardır. Ateşli bir tartışmaya dalmıştı bunlar. Bir kız diyor ki:
Annem sağ olsaydı, bırak da babamla biraz ben yatayım derdim. Ana babalarla çocukların arasındaki cinsel ilişki yasağı tüm anlamsızdır.
Bir delikanlı; anlamsız bir dünyada yaşıyoruz, diyordu.
Deminki kız:
Karı kocalığı cinsellik tekeli altında yürür sanmak ta öyle, diye devam ediyordu. Hem niçin öyle yürütmek? Yürümese Ne olur? Daha iyi olmaz mı?
Konuşan kızın karşısında oturan adlet fanilalı bir delikanlı gülerek:
Seni ben alacağım alıp eve kapatacağım, dedi.
Kız:
Ben seni alırım, ilk gece de başkasıyla yatarım, yatarım diye cevap verdi ona
Hep birden:
Kiminle yatarsın ilk gece diye sordular?
Onsekiz yaşlarında görünen Kız:
“Bir zenci bulurum, dedi. Zenciyle yatmamış bir kadın eksik bir kadındır.”
Ne yazık ki Türk Milletinin ahlakını, İslamiyet’in bütün vecibelerini töresini, geleneklerini, yer ile yeksan eden böyle bir eser piyasaya dağılıyor da, şimdiye kadar kimsenin kılı kıpırdamıyor. Yıkılan, zehirli telkinlerle mahvolan bir nesil var, Onu bu gün kurtaramazsak, ateş bacayı sardıktan sonra iş işten geçmiş olacaktır. FEDAİ DERGİSİ SH. 20 1965
Hak ve batıl çatışması yanında, hakkın ve batılın çalışmaları da devam edecektir. Hakkın yanında olduğunu zannedip te batıla hizmet edenleri, menfaatimiz gereği, meşrebimiz gereği ikaz etmez isek biz de batıla hizmet edenlerden oluruz.
Sonra da. Filibeli Ahmet Hilmi’nin; Amak-ı Hayal isimli eserinin kahramanı Aynalı babanın; Mezarını 60 kulaç kazın bazı yerleri (boynuzları) dışarda kalmasın diyen bir nesil yetişmesine bilmeden, ya da birilerinin hatırı kırılmasın diye hizmet etmiş oluruz.
İnsanlığın rezillik serlevhası olursunuz dünya durdukça Firavun gibi. Boyunuzun en tepesine de boynuz takılır. Pespaye olursunuz adınız Rüsva olarak anılır.
inşallah reisin neslide yetişiyor. Güzel günleri bekliyor ümmet.