enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Hafif Yağmurlu
18°C
Kocaeli
18°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
26°C

Suriyelilerden Ebabil Kuşlarına…

29.08.2020
A+
A-

Türkiye, çok yoğun bir gündemle karşı karşıya. Depremi konuşurken, koronavirüs ile gündem değişmiş oldu. Gündemin tek konusu, virüsün yayılması oldu. Dünyada hızla yayılan bir virüsün Türkiye’de endişe kaynağı olması anlaşılabilir.

 

Çok şükür, alınan ciddi önlemlerin de etkisiyle ülkemizde henüz daha görülmedi. Fakat üzülecek bazı noktalar da yok değil. Ülkede virüs çıksa diye dört gözle bekleyen bir kitle var. Ülkesine bu kadar düşman nasıl olabilir? Ama maalesef durum bu. Ülke yıkılsın, yeter ki iktidar devrilsin anlayışı…

 

Suriye’de askerlerimiz şehit edilince bütün gündem, bu oldu. Olması da gerekirdi. Esed, İran ve Rusya hayranı veya kendi ülkesine düşman birileri toplumu galeyana getirmek için asılsız haberlerle ortamı germeye çalıştı. Türkiye’nin Suriye’den çıkması gerektiğini koro halinde söylemeye başladılar. Efendim neymiş…”Ne işimiz var Suriye’de?” Hiçbir sınırı olmayan Rusya, ABD, İran ve diğer bazı güçler uzun vadeli planlarını hayata geçirmek için harekete geçmişken, Türkiye orada olmamalıymış. Bunu söylemek için ya cahil ya da hain olmak gerekir.

 

Yine bu kitle, şehit olan asker sayısını yüksek göstermeye çalışırken, Türkiye’nin imha ettiği teröristlerin sayısını azaltmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin yapmış olduğu muhteşem saldırıları bütün dünya gördü ve kabul etti ama içimizdeki hainler bir türlü göremedi.

 

Yine aynı kitleler, Türkiye’nin Rusya’nın izni olmadan ve hava desteği almadan bir operasyon yapamayacağını savundular.

 

Kimsenin beklemediği bir şey oldu ve yerli yapım SİHA ve İHA’lar ile bir taraftan alan izleniyor diğer taraftan da müthiş saldırılar gerçekleştiriliyor. Yapılan SİHA saldırıları ile Rusya’nın verdiği savunma sistemi ve birçok askeri unsur imha edildi. Bunların içinde İranlısından, Lübnanlısına mezhep savaşı yürütenlerin yanında Ruslar da var.

 

Adeta ebabil kuşları gibi müthiş bir iş gören SİHA’larımız dünya savaş literatüründe yeni bir sayfanın açılmasına neden oldu. İslam’ın son ordusu, ebabil kuşlarından aldıkları desteklerle destan yazıyorlar.

 

Yahudi lobisi harekete geçmiş durumda. İsrail, ABD ve Rusya birlikte hareket ediyorlar. Ülkemizi yıkmaya ve bölgeyi “Büyük İsrail’e uygun hale getirmeye çalışıyorlar.

 

Maalesef içimizde bu plana su taşıyan nice insanımız mevcut.

 

Türkiye, elindeki kozlardan birini daha kullanmaya başladı: Göçmenler. Emperyalist planlarını hayata geçirmeye çalışanlar, Suriyelileri bilinçli bir şekilde ülkelerinden sürdüler. Batı, bu insanları korumak için dillendirilen güvenli bölge oluşturulması teklifine hiç yanaşmadı.

 

AB ile yapılan anlaşma çerçevesinde, bu göçmenler için ciddi destek verilmesi, Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi ve Türklerin vizesiz Avrupa’ya girişi sözü verildi. Ama her zamanki gibi Avrupalılar sözlerinde durmadılar.

 

4 Milyon mülteciye bakmak, ciddi bir yüktür. Göçmenlere faşist yaklaşımda bulunanlar da cabası. Bunun bir maliyeti vardı ve iktidar bunu ödedi.

 

Yıllarca Suriyeliler üzerinden saldıran ve faşistlik yapan, halkı iktidara karşı kışkırtan bir kitle harekete geçti. Yok efendim devlet bunlara yüksek maaşlar bağlamışmış, vatandaşlık veriyormuş gibi söylemler eksik olmadı.

 

Seçilirsek Suriyelileri ülkeden göndereceğiz söylemleri eksik olmadı.

 

Gün geldi ve Türk hükümeti sınırları açtı. Kimse gitmeye zorlanmadı, sadece gitmek isteyenler engellenmedi. O zaman Avrupa Birliği Türkiye’de çok büyük sayıda bir göçmen bulunduğunu tekrar hatırlamış oldu. Rüşvet teklifleri havada uçuştu. Siz Suriyelileri göndermeyin istediğiniz parayı verelim demeye başladılar.

 

Şimdiye kadar aklınız neredeydi? Paranız sizin olsun. Buyurun size Nur topu gibi Afganlı ve Suriyeliler…

 

Hep insan haklarından bahseden ve Türkiye’yi eleştirmekten geri kalmayan Batılılar, Yunanistan sınırında uygulanan şiddeti görmezden geldiler. Bir günde 2 göçmenin katledildiği bir ortamda bile utanmadan Türkiye’yi suçlayabildiler. İnsan hakları ve hukuk söyleminin bir hikâyeden öteye anlamı olmadığını tekrar göstermiş oldular.

 

İçimizdeki Suriyeli düşmanları beni şaşırtmayı başaramadılar. Ben onların kıvıracaklarını biliyordum. İktidarın yaptığı her şeye karşı çıkmak temel felsefeleri olan bir güruh, kendine yakışanı yaptı. Bu kitle Batıyı eleştirmeyi bırakmış, neden bu göçmenlerin gitmesine izin veriyorsunuz, bu durum insan haklarına aykırı diye iktidara saldırabiliyor.

 

Zavallının birisi de çıkmış “Yunanistan bu yükü nasıl kaldırır” diye üzüntülerini belirtiyor. Ayıp, vallahi çok ayıp. Sen istersen tatile git, belki rahatlarsın.

 

Bu kadar kendi devletine nasıl düşman olunur?

 

Allah, “Allah’ın son ordusu”nu korusun.

 

Teşekkürler damat. İyi ki varsın ve iyi ki SİHA’ları yapmışsın. Bu ülkeye böyle damatlar lazım..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.