Koparınca kendini, özgür olacak sanan efendisiz köle.
Kul olmanın tüm kapılarını kapatan, iradesinin tanrısallığında,
Cennetsiz kıyametini biriktiren o anlamsız nükte.
İştahkâr diyetin ve günahkâr niyetinin gölgesinde,
Yanarak küllenen hafifliğin.
Kanaatkârca semavat arz edecek kaderi,
Kendiliğin putunu dikip, tekrar yazmaya çalışmak.
Ne hızlı bir alçalış ne hızlı bir eriyiş.
Kandırmacalığı devasa bitiş.
Bitişi baş döndürücü hıza çeviren fetiş.
Hayallerin hayalete dönüşüp karabasanın olacak.
Her tarafın o istemediğin gerçekliklerle dolacak.
Özgürlüğün ölümsüzlüğünmüş gibi gelir.
Mutluluğu yakalama hırsınla narsist bir nihilizme tutulma tutarsızlığında,
Bir bakmışın ki her şey başlamadan bitmiş.
Yıkınca karşısını, varacağını, yaşayacağını sanan hedefli ıska.
Hak olmanın tüm biçimlerini katleden, seçimleri ile özgüvenin iktidarında,
Halksız Cumhuriyeti kuran, o kendini deviren devrim.
Karanlık kararın hitamuhu, ruhundan kovduğun rahik’in boşluğunda,
Tahribe talip bitaplaştıran tahrik ’in.
İtaatkârca, maneviyat arz edecek karakteri katledip,
İradesini arzularının köleliğine peşkeş çekmek.
Mukaddesi çiğneyen, necis abes,
Aldatıcılığı müzminleştiren tırlatıcı ses,
Ne menem bir es.
Günaha yürüyüşünde deki eminliğin yapay çürüyüşün olacak.
Sen ne kadar bu hakikatin üstünü örtersen ört, sonun doğal olacak.
Bu son sana kurtuluş gibi gelir.
Kaçışını kendiliğini kanıta bağışlasan da esaretinin zelilliğinde,
Bir bakmışın ki sonun, cehennemi anımsatan anıta benzeyecek.