enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Pazar Açık
19°C
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
27°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

Milli Görüş’ün Medeniyet Anlayışı

07.09.2022
A+
A-

Birçok kişi kendisini Millî Görüşçü olarak tanımlıyor. Kendine göre de bir Mili Görüş anlayışı ortaya atıyor. Kimisi kulaktan duyma bazı şeyler söylüyor, kimisi de okuduğu bazı metinlerden bir Millî Görüş telakkisi ortaya koyuyor.

Biz de Millî Görüşün kurucusu olan Merhum Erbakan Hocanın yazılarından ve konferanslarından derlediğimiz, Hocaya ait görüşleri okuyucularımızla paylaşmak istedik. Birkaç bölüm olarak yayınlanacak yazımızın ilk bölümü giriş bölümü olarak yayınlanacaktır:

Millî Görüş’ün medeniyet projesi İslami temeller üzerine kurulan bir anlayıştır. Bu konuyu, Milli Görüşün kurucusu olarak, Prof. Dr. Necmeddin Erbakan bizzat bu şekilde ifade etmiştir.  Milli görüşün temellerinin atıldığı 1969-1970 yıllarında Erbakan Hoca ilk konferansını “ İslam ve İlim” adıyla verir. Bu konferans o dönemde büyük bir ilgi görür ve bir broşür haline getirilerek binlerce basılıp, Türkiye’nin her tarafına dağıtılır. Özellikle de Üniversite gençliği bu düşüncelere sahip çıkarlar. Sanki bu düşünceler gençlerin yitik malıdır da onu bulmuşçasına bu düşüncelere sarılırlar ve bu düşünceler üzerine yeni bir medeniyet görüşü inşa edilir. Aslında çok sağlam temelleri olan bir medeniyet anlayışının harabeye çevrilmiş binası yeniden eski temelleri üzerine kurulmuştur. Yoksa yepyeni bir medeniyet görüşü ileri sürülmemiştir. Yazımızın içerisinde bu konular güzel bir şekilde anlatılmıştır.

Yazımız, Erbakan Hocanın 1969’ yılında itibaren bu konuyla ilgili yaptığı konferanslar dan seçilmiş görüşlerdir. Hoca medeniyetin temelini Hak ve Batıl anlayışına dayanarak anlatmaktadır. Hoca bir konuşmasında bu konu ya işaret ederek şunları söylüyor:

“Bütün bu işin temeli hak nedir batıl nedir buraya dayanıyor” Hoca önce batılı açıklıyor: “Müslüman olmamış adamlar hak nedir bilmiyor. Neden mi? Onlar doğru düşündüğünü zannediyor, onların kökü Roma’ya, Roma dan Yunan’a, Yunan dan Mısıra ve Firavunlara dayanıyor. Firavunlar zulümlerini biz zulüm yapıyoruz diye yapmadılar. Ya! Biz haklıyız, bu benim hakkım, ben kralım, siz bana taş taşıyacaksınız, yaşarken hizmet edeceksiniz, öldükten sonra görkemli mezarım olacak. Bu görülen ehramlar böyle inşa edildi. Firavun mantığıyla on binlerce insan çölde taş taşıdılar. Ama Firavununun batıl anlayışı buna zulüm demiyor, bu benim hakkım diyor, adamın hak anlayışı böyle. İşte hakkı anlamayanlarla bir araya geldiğimiz de birinci madde bu olacak. Nedir birinci madde? Hak nedir batıl nedir? Firavunlar diyorlar ki biz haklıyız, Peygamberler de hakkı getirdiler, onlar da biz halıyız diyorlar, bunların hangisi haklı? Bunların hak dediği şeyi oturup incelemeliyiz.  Bakın batılın hak anlayışı yanlıştı. Batılın temsilcisi Firavunların hak anlayışı yanlıştır çünkü batıla göre hak dört şeyden doğuyor…

Gelecek yazımızda bu dört şeyin ne olduğunu Erbakan Hocanın ifadeleriyle yazacağız İnşallah.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.