5 Eylül 2020 Cumartesi günü Kocaeli Büyükşehri Belediyesi kongre salonunda, Müslümanca yaşamak üzerine bir çalışma gerçekleştirildi. Çalışma üzerinde daha önce STK ların sekretaryası bir çalışma yapmış ve sorular hazırlamıştı.
Çalışmanın moderatörlüğünü yapan arkadaş Konaya İl Turizm müdürlüğünden ve Diyanet Tv den aşına olduğumuz Ali Bektaş hoca idi. Son derece güzel bir Türkçe ile sunumunu ve izahatlarını yaptı. Önceki yıllar da değerler eğitimiyle ilgili yaptığımız çalışmada da dolaylı olsa da katkısı olmuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın da çalışmanın açılış kısmına katılarak kısa bir konuşma yaptı. Tahir Bey; “meselenin sadece bir gençlik meselesi olmadığını, yaşlılarında kendilerini yenilemeleri gerektiğini…” ifade ederek eğitimin sadece gençlere yönelik olmadığını bu tip bir anlayışın yanlış olduğunu belirtti.
Katılımcılar oldukça gençti katılanların en yaşlısı bendim. Bazı dernekler gençlik çalışmaları olmadığından katılmadıklarını ifade ettiler. Tahir Beyin belirttiği gibi eğitim bir gençlik çalışması değildir. “Eğitim, Beşikten mezara kadar devam eden” bir olgudur.
İslam Dini bilim öğrenme, öğretme, eğitme, yetiştirme ve olgunlaştırma dinidir. Kur’an’ın ilk suresini ilk ayet’inde Allah’ın Âlemlerin Rabbi olduğu belirtilmektedir. “ Rab” yüce Allah’ın bir ismi ve sıfatı olduğuna ve “Terbiye eden, Eğiten” anlamlarına geldiğini göz önüne alırsak Rabbimizin eğitim’e- öğretim’e ne büyük önem verdiğini daha iyi anlamış oluruz.
Kur’an-ı kerim de, Allah’ın, Âdem (As.) e bütün isimleri öğrettiği, Davut (As.)’a zırh yapma sanatını öğrettiği zikredilmektedir. Onlar da bu öğrendiklerini İnsanlara öğretmişlerdir. Eğitim de tecrübe de önemlidir. Bu nedenle STK yetkililerinin toplantıya katılıp, en azından tecrübelerini paylaşması gerekirdi diye düşünüyorum.
Benim katılma gayem, genç kardeşlerimiz den yeni bir şeyler öğrene bilmekti. Mesela çalışmaya katılan Enes isimli genç kardeşimiz, gençliğin bütün problemlerinin çözümünün Said’i Nursi’nin kitaplarında olduğunu ve bunların okullar da okutulması gerektiğini düşündüğüne, sosyal medyanın kullanımının sınırlandırılması gerektiğini, 18’yaşından öncekilere yasaklanması gerektiğini ifade ediyordu.
Ene’e kendisinin bir rol model alabileceği birisinin olup olmadığını sordum.
-Enes yaşayanlar dan bir rol model bulamadı kendisine. Sadece Enes değil bu güne kadar Türkiye de ki gençlerin tamamının rol model alacağı bir şahsiyet yetişmedi. Bekir Berk; “Bu ülke de, çok iyi komutanlar, Çok iyi devlet adamları yetiştiğini fakat gençliğin örnek alacağı bir kişinin yetişmediğini” söyler. Doğru bir söylemdir. Gençliğimizin geçmişine bakarsanız yaşadıkları dönem rol modelleri ya batı dan, ya da doğudandır. Buna karşılık, Said Halim Paşa “biz de adam yok mu”* diye sorar
Her şeye rağmen iyi bir çalışma oldu. Fakat hazırlık safhasının ve bilgilendirmenin yeterli olmaması çalışmanın bir eksikliği olarak göze den kaçmadı diye bilirim.
Sorularları ve sorularla ilgili görüşlerimizi bir sonra ki yazımız da vereceğiz