Sevgili Akıncı Velileri,
Evlatlarımızın karşılaştığı zorluklara yakından eğilmeli, onları batakhane bir toplumun içinde yalnız bırakmamalıyız. Eğitim ne kadar sapık olursa olsun, dirayetli ve otoriter anne-babaların rehberliğinde İslam’ı öğrenmelerini sağlamalıyız. Ortaokul ve lise çağındaki gençleri, İslam’ın ideal insan tipine dönüştürmeye odaklanmalıyız.
Çocuklarımızın kültür yuvalarına gönderilmelerine engel olmamalıyız. Onların düşüncelerini baskı altına almak yerine, fikir münakaşalarında onlara şahsiyet kazandırmalıyız. Televizyonu protesto eden evlatlarımıza anlayışla yaklaşmalı, yanlışlarına ilmi ve mantıklı bir perspektif sunmalıyız.
Evladımızın arkadaşlarını eve getirmesine engel olmamalıyız. Onların İslam’ı anlatmalarına katılmalı, cesaret vermeliyiz. Analar, babalar, yiğit Anadolu halkı olarak çağrımız şudur: Ortaokul, lise ve genç evlatlarımızı namusumuz gibi koruyarak, onlara İslam’ın yüceliğini öğretmeliyiz. Akıncılara gitmelerine engel olmamalı, onlara İslam için yaşamayı öğretmeliyiz.
Evladımızın şanlı mücadelesine destek olmalıyız, çünkü bu zafer gençliğin değil, inananların zaferi olacaktır. Gençliğini Allah yolunda harcayanlara, mücadelesinde destek olan ana-babalara ne mutlu! Selam olsun yiğit Anadolu halkına… YAŞASIN İSLAMCI LİSE MÜCADELEMİZ!
**Akıncılar Dergisi – Sayı 7, Sayfa 12, 8 Ekim 1979**
1970 ve 1980’li yıllarda gençler evlere TV sokulmamasına karşı verilen büyük mücadelede kısmi bir başarı elde edilmişti. Ancak akıllı telefonlara karşı direnemedik. Çocuklarımızı tanımadığımız bir bataklığa sürükledik. Şimdi birçok aile, çocuklarını internet bağımlılığından kurtarmak için tedavi ettiriyor. TV konusunda çocuklar babalarına karşı başarılı oldu, ama akıllı telefonlar konusunda babalar çocuklarına karşı başarısız oldular