enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2691
EURO
34,7732
ALTIN
2.412,18
BIST
10.267,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Açık
24°C
Kocaeli
24°C
Açık
Salı Açık
27°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
15°C

KURTUBA KATEDRALİ AYASOFYA MÜZESİ

29.08.2020
A+
A-

Birkaç yıl önce şimdi Belediye Başkanı olan, Vali olan bir arkadaş grubuyla İspanya’ya turistik bir ziyarette bulunmuştuk. Gruptaki teknik ekip, meşhur Mimar Gaodi’nin Barcelona şehrine uyguladığı imar planını incelemişti. Yıllardır bitmeyen, daha doğrusu turistik bir gaye uğruna bitirilmeyen Barselona’daki kiliseyi ziyaret etmiştik.

Almanya’da yaşayan bir arkadaş ‘İspanya, Avrupa’nın en ahlaksız ülkesidir’ demişti. Nasıl olur diye düşünmüştüm. Gittiğimizde gördük ki hakikaten öyleymiş! Bir WC’yi iki erkeğin aynı anda paylaştığı başka bir ülke görmedim.

Dış gezilere kurumlarca genellikle ya üst kademe kişiler, ya da mükâfatlandırılan personel gönderilir. 2007 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de bir grup teknik elemanı göndermişti İspanya’ya. Onlar da bir meyhanede brek dans seyrederken sarmaş dolaş resimlerini çekip o günün sosyal medyasına atmışlardır.

Bir gün personellerimizden Hakan isimli bir genç ve uyanık bir kardeşimiz geldi. Aralık ayı idi, başkanım ‘gel, Şeb-i Arus’a gidelim, Konya’ya’ dedi. Ben biraz ilgisiz kalınca, ‘herkes meyhaneye İspanya’ya gidiyor da biz de Mevlana’ya gitsek, ne var?’ demişti. Nereden çıkardın deyince bilgisayardan arkadaşların İspanya’daki meyhane safalarını göstermişti.

Tamam dedim ve Konya’ya Şeb-i Arus gecesine gittik, çok da güzel bir programdı. İspanya’daki danstan daha estetik bir Mevlevi ayını seyrettik.

Gezi programımızda olmasa da şimdi vali olan bir arkadaşımızın sayesinde gruptan ayrılıp farklı bir gezi yapmıştık. Bu gezimizde uğradığımız yerlerden birisi de Kurtuba Camisi idi (şimdi katedral). Caminin konumu, yerleştiği yer gerçekten mükemmeldi. Rusların Türkmenistan’da yaptıklarını, Endülüs’te İspanyollar yapmışlardı daha önce. Müslümanlardan kalan eserleri ‘buralar şeytan yuvalarıdır’ diyerek tahrip etmişlerdi. Fakat yıkmakla bitirememişlerdi ve kalanları da kiliseye çevirmişlerdi. Kiliseye çevrilen camilerden birisi de, dünyanın en ünlü eserlerinden biri olan Kordoba Camisi’dir. Cami gerçekten büyüleyici bir eserdir. Eski minaresini yıkmışlar, kalanını da çan kulesine çevirmişler. Camide namaz kılmak yasak, İspanyol polisi takip ediyormuş dediler. Fakat ben bahçede iki rekat namaz kıldım.
Caminin içinde birçok bölüm var. Kilise olan kısım, konferans salonu, müze olarak kullanılan kısım vs. fakat en üzücü tarafı caminin muhteşem mihrabında heykeller yer almış. Ünlü Yahudi Hekim Meymunides, İbn Rüşt ve bir kişi daha vardı. Üç heykelinde kıyafetleri aynı olduğu için Meymunides’i de Müslüman sananlar oluyordu. Bize rehberlik yapan bir arkadaş aracılığı ile polis olduğunu söylediği bir kadına neden bu mabedi bu hale soktunuz dediğimde bana ‘siz niçin Ayasofya’yı o hale soktunuz’ demişti. Biz Ayasofya’yı sizin gibi meyhane yapmadık, en azından müze yaptık’ dedim. Kadın ‘burası da işte Ayasofya’ya karşılıktır’ demişti.

Ne yazık ki İspanyollardan daha İspanyol olan yerli batıcılar Avrupa’yı gezerken genellikle meyhanelerde eğlenirler. Avrupa’daki İslam eserleri onlar için hiçbir değer ifade etmez.

Özbekistan’ı gezerken gördüğümüz manzara da, İspanya’dan farklı değildi. Ruslar tarafından zamanında ahır olarak kullanılan birçok medrese ve cami şimdi müzeye çevrilmiş, bir kısmı da cami olarak kullanılıyor fakat camiye gelenler Özbek polisinin gözünden kaçmıyor ve takip ediliyor. Onun için insanlar camilere gitmekten de korkuyorlar.

Avrupa hiç çekinmeden Müslümanların orada bıraktıkları camileri katedral, meyhane, kafeterya, alışveriş merkezi yaparken hiçbir endişe duymuyorlar. Biz, Ayasofya’yı cami olarak kullanmak istediğimizde bizim içimizde endişe duyanlar var. üstelik de bunlar CHP’li falan değil, İslam âlimi profesörler. Efendim Avrupalılar gücenirmiş! Yıllardır Avrupa’da olan sayın hocamız hiç mi görmedi Kurtuba Camii’ni?

Ayasofya yapıldığı dönem hak din olarak var olan Hristiyanlığın mabediydi. Yani Kur’an’ın ifadesi ile Allah’ın evi idi. Fatih burayı hak din olan İslam dininin mabedi haline sokmuştu.  Hristiyanlıkta heykel ve resim önceleri yasaktı. Hatırladığım kadarı ile M.S 750 yılında heykel ve resim Hristiyanlığa dâhil edildi ve mabetlere kondu. Ayasofya’nın aslında da, muhtemelen bu heykeller ve resimler yoktur.

Avrupalılar camileri kiliseye çevirirken gurur duyuyor da bizim Avrupa özentileri neden üzülüyor, camiyi camiye çevireceğimiz için? 1923’de Ayasofya’nın kilise yapılması için Avrupalıların yaptıkları baskılar neticesinde, dönemin idarecileri Kutlu mabedi Kilise yapmaya cesaret edememişler, ya da canları istememiştir. Ama Avrupalı dostlarını kırmamak için de cami olmaktan çıkartıp müze yapmışlar. Şimdi de asıl yapılış gayesi olan Allah’ın evi olacaktır birileri üzülse de, büzülse de; çok üzülen ve Avrupalı dostlarına ne diyeceklerini, nasıl özür dileyeceklerini bilemeyen Müslüman Profesörler.

Ben onlara nasıl özür dileyeceklerini gösteren bir kitap tavsiye etmek isterim. Hüseyin Nihal ATSIZ’ın “Z VİTAMİNİ VE DALKAVUKLAR GECESİ” isimli eserden seleflerinin (öncekiler) nasıl Avrupa’dan, İran’dan, Rusya’dan özür dilediklerini öğrensinler.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.