Geçen hafta haşhaş ekimi ve Ecevit’in masasının yumruklanmasını yazmıştık.
Ecevit, haşhaş ekimi kararından sonra Afyon da miting kararı alır. ABD’ye haddini bildirmiş artık parsayı toplama zamanıdır CHP için. Tam Afyona gideceği sıra da bir haber gelir Kıbrıs ta darbe olmuş. Makaryos devrilmiş ve Türk düşmanı Niko Samson Cumhurbaşkanlığına getirilmiş. Ecevit’in morali bozulmuştur. Bu haber CHP için ne kadar olumsuz ise, MSP’için de o kadar olumlu ve sevindirici haberdir. Sebebini aşağıda göreceğiz.
Erbakan haberi alır almaz Ecevit’i bir kenara çeker ve uyarır. Bir oldu bittiye müsaade edemeyiz ada da gerekeni yapmalıyız der. Gerekenin ne olduğunu Ecevit pek anlamışa benzemez.
Ecevit, ben bir kere söz verdim Afyona gitmeliyim der ve gider. Fakat durum vahimdir acele döner ve Milli Güvenlik Kurulu toplanır.
Amerika’nın sözüyle haşhaş ekiminden vaz geçmek isteyen bir adamla nasıl Kıbrıs çıkartmasına karar alınır varın siz düşünün!
MGK toplantısına içişleri bakanı olarak Oğuzhan Asiltürk katılır. Müzakereler başladığında Asiltürk söz ister ve der ki;
-Derhal adaya çıkartma yapmalıyız ve yeşil hattı tutmalıyız.
– Sayın içişleri bakanı, ne dediğinizin farkında mısınız,diyerek ilk tepkiyi Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk gösterir.
-Asiltürk, tabı ki söylediğimin farkındayım efendim,bizim ordumuz bundan daha zor işleri başarmıştır. Bunu başaramaması için bir neden görmüyorum der.
Erbakan hoca da Oğuzhan beyi destekleyince başbakan Ecevit zor durumda kalır.
Ecevit, ben bir ara çözüm önereyim der. Ve “ biz bu sorunu Atatürk’ün yurtta sulh, Cihan da sulh” ilkesine göre çözebiliriz der. İngiltere’ye gideyim ve İngiliz başbakanıyla görüşeyim, İngilizler de garantör devlettir, biz askerimizi İngiliz üstlerine çıkartalım. Bizim askerimiz İngiliz askeriyle ada da sulhu sağlar ve bu iş kapanır der.
Erbakan itiraz eder ve der ki; onların bu isteği kabul etmeleri imkânsızdır. İngilizler Rumların tarafını tutarlar. Bir başka taraf da İngilizler bizim askerlerimizi rehin alıp Rumların isteklerini bize kabul ettirmeye çalışabilirler o zaman ne yaparız diye sorar?
Netice i kelam, Ecevit İngiltere’ye gidecektir. Fakat bir hata yapmaması için Erbakan Hoca, Oğuzhan Beyi de yanına katar ve İngiltere’ye giderler. O günler de Oğuzhan Asıltürk’e Kısıncır, Hasan Aksaya, Zeki Yamanı deniyordu. Zeki yamanı Suudi Arabistan petrol bakanıydı. Ecevit, “Yurtta sulh, Cihanda sulh” ilkesini İngilizlere anlatır. Anlatır ama cihanı ateşe veren bir ülke için bu sözün bir şey ifade etmeyeceğini de bilmesi gerekirdi her halde Sayın Ecevit’in! Netice de, Ecevit İngiltere’den eli boş döner üstelik bir de rencide edilir.
Sonraki yazımız da bu konuya devam edeceğiz.