Bir milletin, diğer milletlere üstünlüğünü temin eden en önemli etkenlerden, sebeplerden birisi şüphesiz ki ahlaktır. Ahlaksızlık, fertler arasındaki görüş, anlayış ve inanış ayrılıklarından doğan manevi bir düzensizliktir.
Bir memleketin geleceği yetiştirdiği gençlerin karakter ve ahlakına bağlıdır. Gençleri başıboş ve ahlaksız yetişen milletlerin istikballeri karanlıktır. Ahlak prensiplerinin hürmet ve riayet gördüğü bir toplum; itimat, asayiş ve istikrar kazanır. Arzulanan huzur ve sükûn kökleşir. Her türlü sapık ideolojiler, başlama temayülü göstermeden, sahiplerinin kafataslarında doğmadan ölmek durumuna düşerler.
Ahlaksızlığın kemirdiği, yok ettiği memleketlere bir misal olmak üzere, Bizans imparatorluğunu gösterebiliriz. Tabi Onun yerine kurulan Osmanlının sonu da aynı ahlaksızlıkları işlediği zaman onun gibi olacaktı
Kocaman bir imparatorluk olan Bizans imparatorluğu, küçüle küçüle Karadeniz boğazı ile İstanbul’dan ibaret kalmıştır. Buna rağmen hala valilikler, memuriyetler külliyetli rüşvet mukabili adeta satılıyordu. Kumandanlar askerin maaşlarını çalıyor, amiraller den gemileri bile satanlar bulunuyordu. Surların restorasyonu işi için ayrılan para, 1451 yılında ( Allah dan korkar ümidiyle) iki keşişe teslim edildiği söylenir. Keşişler dahi, kendilerine emanet edilen paranın yetmiş bin altınını çalmaktan çekinmedikleri rivayet edilir. Ve Nihayet beklenen akıbet vuku bulur; Ahlaksızlığın kemirdiği İmparatorluk hak ettiği cezaya müstahak olarak, ahlakı dillere destan bir milletin malı olur.
Resulullah ( AS) ile birlikte Hayber savaşına çıkan sahabe şöyle bir olaya şahid olurlar: Sahabe; “ Allah bize Hayber de fethi nasip eyledi. Ganimet olarak Sadece eşya, yiyecek ve giyecek aldık. Sonra Vâdil-kurâ’ya çekildik. Resulullah (AS)’in hizmetçisi gölgeliğe girmek için ayağa kalktı. Bu esnada ona bir ok isabet etti ve öldü. Arkadaşları onun Peygamber’e hizmet ederken şehit olduğunu söyleyip onu övdüler.” Peygamberimiz o gün ki, İslam devletinin de başkanıdır. Peygambere hizmet etmek devlete hizmet etmek demektir.
Sahabenin arkadaşlarının bu övücü sözleri üzerine Peygamberimiz:
“Hayır! Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Hayber’de taksim edilmemiş olan (Devlet Malından) ganimetlerden almış olduğu şu hırka ateş olmuş, onun üzerinde alev alev yanmaktadır.” buyurdu.
Devlet malından haksız yere alınan bir hırka bile insanı ateşe atmaya yetiyorsa varın gerisini siz düşünün.
FETÖ’ olayında memurluktan atılan birisi için bu adam suçlu mu? diye söylediğim de! Yanımda ki bir genç; Allah belasını versin, elbette ki suçludur hocam dedi. Ve şöyle devam etti; Biz sınava girdik ve ben hakkımla 98 puan aldım fakat atanamadım. Bu adama yüz verdiler ve atadılar. Normalde bu 50 puan bile alacak durumda değildir. Bunlar çok ah aldılar, çok beddua aldılar daha beter olsun demişti.
İdareciler, devletin işini görecek olan kişileri çok dikkatli seçmelidirler. Aksi halde tayin ettikleri kişilerin yaptıkları hataların ceremesini de, korkarım onlar çekmek zorunda kalırlar.
Şimdiki memurların ve devlete iş yapanlar ‘ın işi zor .Ateşten gömlek giymek.