Gençler; sizi her zaman olduğu gibi selamların en özeliyle ve güzeliyle selamlayacağım,
Esselamu Aleyküm.
Yazıma başlamadan önce sizleri çok özlediğimi belirtmek isterim. Yıllarca Milli Gençlik Vakfı’nda bulunmuş abilerimize hasretle bakan biri olarak söylüyorum, onların ağzından çıkan her bi cümle bize çok etkili gelirdi.
Milli Gençlik Vakfı’nın aktif olduğu zamanlara sizler gibi ben de yetişemedim ama o zamanın özlemi hep içimi yakar kavururdu. Bu özlem dinsin diye bizler dua ederken Allah birilerinin eliyle bizleri ve gençliği harekete geçirdi.
Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde vakıf çalışmalarına başlamış ve çok hızlı bir şekilde şahlanmıştı.
Bize de o dönem Tügva’dan teklif gelince kendimizi çok şanslı hissettik. Düşünmeden kabul ettik ve ben kendimi o yaşlarda Tügva’lı olarak buldum. Çeşitli koordinatörlüklerde başkanlık yapma şansı bulabilmenin gençlere ulaşabilmiş olmamın gururunu yaşıyordum, İnsanlarla Allah rızası için arkadaşlık ediyor çevre ediniyordum. O dönem cebimizde 5 tl varsa vakıf için ya bir yere gidiyor ya da vakıfta harcıyorduk. Bazen şeytandan nefsimize “yahu zaten 5 liran var, onu da vakıf yüzünden kazanamadığın gibi vakıfta harcıyorsun gibi vesveseler işitsem de çok sonradan görüyoruz aslında Tügva’nın bize neler kazandırdıklarını. Belki maddi getirisi olmadı o dönem ama inanın hiçbir parayla kazanamayacağımız dostluklar kazandık. O dostlarla ticaret yaptık, paralar kazandık. O yüce olan Allah öyle bir Rahman ve Rahim ki, ummadığımız yerden kapılar açtı. Tügva’da o dönem kaybediyor gibi dursak da aslında birçok dostluklar, birçok maddi ve manevi hazlar yaşamış, kazanmış ve gençliğimizin en iyi yıllarını geçirmişiz.
Şu an yazdığım gazetenin sahibi olmamın sebebi de dolaylı yoldan Türkiye Gençlik Vakfı’dır. Tügva’dan edindiğim dostlarla; Fatih Soydaş, Ahmet Durak, Erman Yayla gibi insanlarla bu gazeteye bismillah dedik. Bugün bir başka ticaret organımız olan yapımcılık boyutunda, TRT’de yapacağımız işle alakalı oyunculuğumuz olsun, yapımcılığımız olsun, yine Tügva’dan bir diğer dostum Metehan Ece ile başladık.
Ve yine TÜGVA vesilesi ile tanıdığım ve her dertlendiğimde nasihate ihtiyacım olduğunda ziyaretine gittiğim her zaman onun sohbetleriyle huzur bulduğum Salih Eğridere hocamı sizlerle anmadan bu bölümü geçemezdim.
Yaptığımız bütün işlerde canımız sıkıldığında, dertli hallerimizde, yaşları küçük ama yürekleri büyük, bizlere kardeşlik yapan Enes Çalban, Özcan Arslanboğa, Ümit Çalban, Ömer Arslanboğa, Eyüp Doğaner, Furkan Yusuf Güdük gibi inanın saysak bitmeyecek kadar bir çok kıymetli ismin üzerimizde emekleri ve katkıları vardır. Hepsinden rabbim razı olsun.
Tabii Tügva’da ayet-hadis öğrenirken hatta hafızlık yaparken, kimi zaman havuza giderken, kimi zaman çiğköfte yerken, bazen ders çalışırken, bazen islamofobiye karşı İslam’ı savunurken, yanınızda dost gibi görünen ama hiç olmayan, muhtemelen gönlünde de Tügva olmayan, moral bozmayı amaç edinmiş kişiler olacaktır. Bundan bahsetmişken örnek vermek iyi olur. Geçtiğimiz gün beni ismi mübarek ama kendi çok da lazım olmayan bir il başkanı aradı. “Enescim senin Tügva’da görevin neydi?” gibi üst perdeden bir soru sordu. Ben de “Başkanım ben tuvalet yıkıyordum, haberiniz yok mu?” diyerek yanıt verdim. Benim bölge sorumlusu olduğumu, hatta kendisinin yardımcılığını yaptığımı dahi unutmuş. Gençler; biliyorum ki bizler ve sizler Allah rızası için hareket ederken kimileri üzerimizden nefsini tatmin etti. Ama ne var ki Türkiye’nin en büyük vakıflarından biriyseniz, elbet dört bir yanı nefsini arındırmış insanlarla dolu olmasını bekleyemezsiniz. Ama herşeye rağmen Ben Tügva’dan razıyım. Umarım oradaki gençler de bizden razıdır.
Yazımı çok uzatmadan Tügva ile alakalı birkaç bir şey daha yazmak istiyorum:
Sadece gençlerin değil Türkiye’nin neye ihtiyacı varsa orada mesela deprem bölgesinde en aktif olan vakıflardan biri çok bilinmez ama yine TÜGVA’dır
Şuanki genel başkanı da çok kral adam! Gençler, muhakkak genel merkeze gidin. Kendisini kendiyle tanıyın, müptelası olursunuz. Ben iyi ki efsane Başkan Enes Eminoğlu döneminden kendisinin de Teşkilat Başkanı olduğu dönemde tanımışım ve iyi ki başkan olduktan sonra da hayırlı olsuna gitmişim. Resmen adamı özlüyorum. Arada bir görmek, kendisiyle muhabbet etmek istiyor insan. Çocukla çocuk, gençle genç oluyor ve neye ihtiyacınız varsa arkanızda büyük bir güç olduğunu gösteriyor. iyi ki varsınız İbrahim Beşinci başkanım… !
