enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3583
EURO
34,9921
ALTIN
2.326,20
BIST
9.112,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Parçalı Bulutlu
27°C
Kocaeli
27°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
28°C
Pazar Parçalı Bulutlu
29°C
Pazartesi Az Bulutlu
31°C
Salı Az Bulutlu
20°C

Mandacı CHP

25.11.2020
A+
A-

Yedi düvele karşı savaşılarak başarı kazanmak her zaman tek başına yetmeyebiliyor. Bazen içerdeki bazı kafalarla da mücadele etmek gerekmektedir. Kafalarında köleleşmiş olanlarla bağımsız bir ülke inşa etmek mümkün olamaz.

 

Kurtuluş Savaşı’nı sadece dış düşmanlara değil, aynı zamanda onların ülkedeki temsilcilerine karşı da vermek gerekmiştir. Ne İngiliz ne de Amerikan mandasını kabule yanaşan Türk, bağımsızlık mücadelesini farklı cephelerde vermek zorunda kaldı.

 

Cumhuriyet Halk Partisi, uzun yıllar boyunca Atatürk ve onun manda karşıtı tutumu üzerinden bir tam bağımsız ve anti-emperyalist söylem geliştirmişti. Fakat zaman içerisinde partinin ismi dışında hiçbir şey geriye kalmadı.

 

CHP’nin altı oku, bir tarihi kalıntı olarak amblemde varlığını sürdürüyor fakat içerik olarak tamamı bir kenara atıldı.

 

Bir kısım CHP seçmeni hala daha partinin Atatürk’ün partisi olduğunu sanıyor ama ciddi bir yanılgı içindeler. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir FETÖ operasyonu ile CHP’nin başına getirilmesi sonrasında, eski partiden geriye bir şey kalmadı.

 

CHP, Atatürk’ten çok, DHKP-C, FETÖ, HDP, LGBTİ, partisine dönüştü. HDP ile arasında pek bir fark kalmadı.

 

CHP geleneğine sahip olan küçük bir kitle de varlığını sürdürmek ve partiyi kurtarmak için mücadele ediyor. Fakat her geçen gün mevzileri kaybetmeye devam ediyorlar. Ulusalcı ve Kemalist olanlar tek tek partiden dışlanıyor, radikal sol yapıların militanları bütün partiyi, bir virüs gibi ele geçiriyorlar.

 

Son dönemlerde farklı konularda ortaya koydukları performans, söylediklerimin doğruluğunu ispatlamaktadır.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Ünal Çeviköz, yaptığı her açıklama ile mandacı olduğunu ortaya koymaktadır.

 

Türkiye’ye olan düşmanlığı bilinen, muhalefetle birlikte hareket ederek, onları destekleyerek Erdoğan’ı devirmek gerektiğini dillendiren Biden’in seçimi kazanması ile birlikte mutluluk çığlıkları atmaya başladılar. Resmi sonuçları bile beklemeden Kılıçdaroğlu’nun tebrik etmesi bile bu hastalıklı ruh halini göstermesi bağlamında önemlidir.

 

CHP’li Çeviköz, yaptığı bir açıklamada, Biden’dan ilk beklentilerinin “Türkiye’de demokrasiye vurgu yapması” olduğunu belirtti.

 

Hiçbir seçimde kendi başına iktidara gelemeyen CHP, eski dönemlerde darbeden medet umarken, günümüzde dış güçlerin müdahalesini bekler oldu.

 

Daha sonra yaptığı bir açıklamada aynı talebi AB ülkelerine de yöneltti. Türkiye’ye müdahale edin demekten geri durmadı. İşin kötü tarafı, Kılıçdaroğlu da bu söylemlerin arkasında durdu.

 

CHP milletvekili Akif Hamzaçebi ve bazı CHP’li isimler, Çeviköz’ün açıklamalarının mandacılık olduğunu belirterek tepki gösterdiler. Ama yönetim mandacı zihniyetin arkasında durdu.

 

Sormak lazım, ABD dünyanın neresine demokrasi götürdü? Nasıl bir demokrasi istiyorsunuz?

 

Aynı ABD Kuveyt ve Arabistan’a demokrasi götürdü mü? Mısır’da demokratik yollardan seçilen Mursi’ye darbe yapılmasına ABD karşı çıktı mı?

 

Haksızlık yapmayalım, CHP hiçbir zaman demokrasi talebinde bulunmadı. Her yerde darbecilerin yanında yer aldı. Sisi’nin darbesinden ilham aldı. Suriye’de kendi halkını katleden Esed’e aşık oldular.

 

Aynı Çeviköz, Türkiye’nin komşularının toprak bütünlüğüne saygı duymadığını söyledi. Aslında CHP’nin genel politika anlayışına göre Kıbrıs’ta Akıncı kazanmalı ve Rumlarla birleşilmeliydi. Suriye’den Türk askeri çekilmeli ve sınırlarımız boyunca bir PKK devleti kurulmalı. Libya’da zaten olmamalıyız. Bütün Ak deniz Yunanistan’a bırakılmalı.

 

Ermenistan’ın işgali dolaylı olarak desteklenmeli ve Azerbaycan’a destek sunulmamalıydı. Nitekim hepimiz Türk’üz diyemeyen CHP, hepimiz Ermeniyiz derken hiç de zorlanmıyor.

 

ABD ve AB’de demokrasi, hukuk ve insan hakları konusunda çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Özellikle azınlıklara ve Müslümanlara karşı yapılan baskı hızla artmaktadır. Fransa’da dini özgürlüklere en sert şekilde müdahale edilmektedir. Basına karşı hayata geçirilen ve geçirilmeye çalışılan düzenlemeler, demokrasiye büyük darbe vurmaktadır. Bir kez olsun CHP çıkıp da söz konusu gelişmelerden endişe duyduğunu dillendirmemektedir.

 

Bize demokrasiyi getirmesi istenen Batı’nın Afrika’da nasıl bir demokratikleşmeyi hayata geçirdiğine bakmaları gerekir.

 

CHP, demokrasi istemiyor. Tam tersine, dış destekle ve her türlü kirli yapıyla birlikte hareket ederek iktidara gelmek istiyor.

 

Allah CHP’yi bugünkü CHP yönetiminden, Türkiye’yi de CHP’den korusun.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.