enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2736
EURO
34,7948
ALTIN
2.402,66
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Açık
19°C
Kocaeli
19°C
Açık
Pazartesi Açık
24°C
Salı Parçalı Bulutlu
27°C
Çarşamba Çok Bulutlu
20°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C

İlmin Deşifresi

31.01.2021
A+
A-

‘‘İlim ilim demektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsen
Bu nice okumaktır’’

Bizim Yunus, ne güzel söylemiş. Söyleyene, selam olsun.

Bir aydınlanmadır, gidiyoruz. Bilim, bize bilgiler sunuyor. Kendimizle ilgili bilgiler, çevreyle olan bilgiler ve dahası. Ekosistemde var olan her şeyin bilgisini sunmak için de sabırsızlanıyor. Elbette bilim, insanlık için faydalı bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler de teknolojiye dönüşerek bizlerin daha güzel bir hayat sürdürmesine olanak sağlamaktadır. Bu yönüyle bilim, bize karanlık olana yani bizim bilmediğimiz alana dair ışık sunmaktadır. Gece karanlığında görünen ay gibi tüm aydınlığıyla bize umut vermektedir. ‘‘Aydın’’ kelimesinin ‘‘ay ışığı’’ anlamına gelmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Hakikaten de aydınlar, toplumları aydınlatan ve onları ışıkla buluşturan kişilerdir. Şimdi, gecenin karanlığında ayın ışığını gölgeleyen bulutlara dikkat çekmek istiyorum. Bilim adı altında insanlığın faydasına değil zararına çalışan kişilere(sihirbazlara) değinmek istiyorum. Bilime katkısı sebebiyle Nobel Ödülü alan Einstein, özellikle “atom ve kuantum” konusunda insanlığı aydınlatacak çok sayıda bilgiler ortaya koymuştur. Ne yazık ki bir kısmı bu bilgilerin ışığında devam eden ABD Manhattan Projesi’nin sonucunda üretilen Atom Bombası, Japonları aydınlığa değil karanlığa gömmüştür. Einstein, ‘‘Out Of My Later Years’’ isimli kitabında, bu felaket durumuna ithafen, ‘‘baş belası’’ demektedir. Einstein, elbette yüzbinlerce insanın ölmesini istemezdi ama her türlü çabasına rağmen buna engel de olamadı. İyi niyetli yapılan çalışmaların, kötü niyetli insanların eline geçmesiyle birlikte insanlığın başına bela olan onlarca örneği her birimiz bir çırpıda sayabiliriz.

İlim, bir deniz gibidir. Bilim ise o denizin dibi, içi ile dışı hakkında bilgi vermeye çalışır. Lakin deniz çok büyük ve derin; bilgi almaya çalışan insan ise kullandığı tüm araçlar itibariyle küçük ve yalınkat kaynaklara sahiptir. İlim ve irfan sahiplerince, bilim ile ilmin aynı şey olmadığı meselesi, tafsilatlı olarak çok anlatıldığı için buraya virgül koyarak devam edelim. Bilim, yaptığı gözlemler, deneyler ve tüm çalışmalarla ilim denizi hakkında bilgi toplayarak insanlığa hizmet üretmeye çalışır. Hakikatte insanlığa hizmet üreten tüm bilim insanlarına müteşekkir olmalıyız. ‘‘Kendini bilmeyen insanların elinde bilim de bilgi de fesada dönüşür, silaha dönüşür’’ şerhini düşerek, elbette.

‘‘Kendin bilmek’’, ‘‘kendini bilmek’’ ne demek? Bize, kendimizi kim bildirecek? Bilim insanları bize kendimizi bilmeyi öğrettiler mi? Bilimin konusu bu mu? ‘‘Değerler’’ konusu ne ola ki. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombası, o zavallı insanların tepesine kendiliğinden düşmedi. Atomlardan devasa enerjiler üretilebileceği bilimin konusu da o enerjiden oluşturulan bombayı, ‘‘Atın’’ emrini veren insanların ‘‘zorbalığı ve zulmü’’, bilimin konusuna girer mi? ‘‘Evet girer’’ deniliyor ise o vakit biz de ‘‘böylesine katliamları durduracak bilimsel çalışmalar’’ nerede diye merak ettiğimizi ifade ediyoruz.

Nobel ödüllü Fransız virolog Montagnier’ın basına yansıyan çarpıcı açıklamasını duymuş, olmalısınız. Luc Montagnier, yaptığı açıklamada ‘‘Covid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsünde, AIDS’e yol açan virüsten parçalar olduğunu ve bu nedenle bu virüsün Laboratuvar’da üretilmiş olabileceğini’’ ifade etmişti. Yarasadan gelen klasik bir virüs modeline, HIV virüsü parçalarının eklenmiş olduğu, sadece Montagnier tarafından söylenmedi. Çok sayıda bilim insanı da bu gerçeği dile getirdi. Evet, bilim karanlığa ışık veren ‘‘ay’’ gibidir. Ah, şu ayın önüne set çeken karanlık niyetli bulutlar olmasa.

‘‘Elestü bi Rabbikum’’(Ben sizin Rabbiniz, değil miyim?)

Bu sözü hatırlayanınız var mı? Bize, Rabbimiz yaşar iken en azından aklımız başına geldikten sonra bu soruyu sordu mu? Aslında bu soru, yaratılışımızın gayesine gömülü olan, içimizde ve dışımızda; her zaman her yerde karşımıza çıkarak kendini gösteren bir varoluş sorusudur. ‘‘Bezm-i Elestte’’(ruhlar aleminde) bu soru soruldu, her birimize. Peki ruhlar ne dedi? ‘‘Kalu bela’’(Evet, dediler.)

‘‘Evet’’ dedik, her birimiz. ‘‘Sen bizim Rabb’imizsin’’, dedik. Şu evrende en temel değer, ‘‘Allah’a teslim olma’’ değeridir. Çünkü Allah, yerlerin, göklerin ve her ikisi arasındaki her şeyin Rabbi; dolayısıyla bizim de Rabb’imizdir. Yaratıcımıza teslim olmayalım da güneşe mi, aya mı teslim olalım! Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ve tüm peygamberlerimiz, arkadaşlarına ve tüm insanlığa ‘‘gelin tek bir olan Allah’a teslim olun, asla başka bir şeye teslim olmayın özüne sahip olan tevhid bilincini’’ anlatırken, insanların akıllarına ve kalplerine birlikte dokundular. Hakiki ilim sahibi olan tüm peygamberler ‘‘gönül’’ hazinesinin kalpte olduklarını bildiklerinden, akıl ile kalbi asla ayırmadılar.

‘‘Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir’’

Bizim Yunus, yazımızın başında ‘‘ilim, kendin bilmektir’’, demişti. Yazımızın sonunda da kendini bilmenin ‘‘bir gönüle girmek’’ olduğunu bizlere anlatıyor. İlmin amacının gönüllere girmek olduğunu ne de güzel anlatıyor.

Yalnızca Allah’a teslim olan bir akılla bilimin verilerini kullanacağız. Ancak bu bilgileri, insanlığın hayrına dönüştürecek, insanlığın gönlüne girecek biçimlere dönüştüreceğiz. Bilgi aracımız, insanlığın gönlüne girmek yaşamımız ve Allah’a kavuşmak amacımız olacak; evet, evelAllah…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.