Göçmenlik, mültecilik sorunu dünya gündemindeki yerini insanlık tarihi boyunca korumuştur. Hatta giderekte artmıştır.
Osmanlı Devletinin son 60 yılında Devlet tarafından göçmenlere hizmet etmek için kurulan komisyonlar hiç eksik olmamıştır.
1914 yılında ki nüfus sayımına göre Osmanlı Nüfusu 18 milyon 500 bindir. Bunun 15 Milyonu Müslüman, 1. 800.000 bini Rum. 1.295.000 i Ermeni, 187 bini Yahudi’dir. Süryani, Keldanı, Nasturîler ve diğerleri de 200 bin civarındadır.
1859-1879 yılları arasında Rusya yı 2 Milyon Çerkez terk etmiştir. Ancak bunların 500 bini yollarda ölmüştür.
1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sonrası Balkanlardan ve doğudan 1.200.000 bin kişi Osmanlı topraklarına göç etmiştir.
Hayati Doğanay Türkiye tarihinde ki göçleri şu şekilde tasnif etmiştir.
1- 1071-1299- Göç alma
2- 1299-1699- Göç verme
3- 1699-1976- Göç alam. Tabi yazar daha sonrasını henüz görmemiştir. 1980 li yılların başında Afgan göçü, sonunda Bulgaristan’dan gelen göç ve 2010 sonrası Suriye’den gelen göç
Bu göç dönemlerinde Osmanlı Devleti yardıma yetişemeyince bölge halkından yardım istemiştir.
Mesela Kafkaslardan gelen göçler öncelikle Trabzon’da geçici iskâna tabi tutulmuşlardır. Gelen muhacirler yerli halka taksim edilmiş fakat yeterli hane olmadığından muhacirlerin bir çoğu da çadırlarda kalmıştır.
1.dünya savaşı sırasında güvenlik nedeniyle Anadolu’ya ve Anadolu dan Suriye’ye devlet tarafından organize edilen zorunlu göçler olmuştur.
MUHACİRİNE YARDIM
Muhacirlerin iskân ve barınması konusunda ihtiyaçları noktasında hazineye fazla yük binmemesi için muhacirlerin bulundukları yerlerde masrafları azaltmaya yönelik olarak bölge halkından yardım alınması yoluna gidilmesi tavsiye edilmektedir.
Muhacirinin iaşe işi ile iskân işi farklı birimlerce yürütülmektedir. Biri diğerinin sahasına girmemektedir. Osmanlı topraklarına gelen muhacirlere geçimlerini sağlaya bilecekleri kadar arazi tahsis edilmektedir.
Her köye mahsus hane başına on dönüm mera, bir dönüm orman arazisi, kabristan ve Pazar yeri ayrılacaktır. Devlet tarafından ihale ile muhacirler için köyler kurulmuştur. Köyler kurulurken muhacirler münasip bir ücret karşılığında kurulacak köylerin inşasında çalışacaktır.
Akrabaların yanına iskânda öncelikli olmalıdır.
BÜYÜK ÇERKEZ GÖÇÜ
Ruslar 1858’ yılında Çerkezlere iki şart koşmuşlardır.
1-Rusyanın belirli bölgelerinde yaşama mecburiyeti. 2- Osmanlı topraklarına göç etmek. Rusların amacı Çerkezleri dağlardan ovalara indirmek ve daha kolay bir şekilde kontrol etmektir.
21 Ocak 1860’ yılından İstanbul’a 18 bin göçmen gelir. 10 Ağustos 1863 tarihinde gazeteler de, Anadolu da 200 bin göçmenin olduğu yazılmıştı. En fazla göç batı illerinedir. Bandırama ya, Rodos’a Mudanya’ya
Trabzon Toplanma Bölgesi
Trabzon’a gelen göçmenler kalıcı iskân bölgesine gidinceye kadar Trabzon da kalıyordu. Komisyon muhacirleri geçici olarak yerli halkın yanına yerleştirmişti. Muhacir sayısı, aile sayısından çok olduğu için muhacirinin çoğu açıkta kalmıştı.
BALKANLAR’DAN SURİYE YE GÖÇ
Osmanlı Rus savaşı 1878 nedeniyle beklenmedik bir göç dalgası ile karşı karşıya kalınmıştır. Doğudan gelen göçlere Balkan göçleri de eklenmiştir. Balkan göçleri daha zorunlu göçlerdir. Çünkü Rusya dan gelen göçler isteğe bağlı göçlerdir. Hatta canı sıkılan geri dönmek isteyenler olmuştur. Fakat Balkanlarda ki zulüm daha farklıydı.
Bu nedenle göçmenler geldikten sonra iskân sahaları aranmıştır. Suriye ve Zor sancağı bölgelerinde İskân sahaları hazırlanmıştır bu bölgede 50 bin, şamda 25 bin iskân düşünülmüştür. Fakat bu bölgeye muhacir gitmiş mi gitmemiş mi bir bilgi yoktur. Çünkü durum acildir gelecek cevap gecikmiştir. İstanbul tamamen muhacirlerle doludur. Hatta onları kullanıp padişahı bile düşürmeye kalkanlar olmuştur. (Ali Suavi vakası)
Halep den gelen telgraf ta Halep ve çevresine 30- 40 bin muhacirin iskân edilebileceği bildirilmiştir. Trablus tarafına 50 bin, Antalya tarafına 25 bin muhacir iskân edilebileceği bildirilmiştir. Bağdat’da da iskan alanları olduğu bildirilmiştir.
19.YY sonu ve 20. Yy başında Anadolu’ya göçler hızlanmıştır. Fakat bu göçlerle gelenler içerisinde askerlik yapacak yetkinlikte kişi sayısı oldukça azdır.
Öncelikle yurt dışına Gayri Müslimler gitmişler daha sonra onları komşuları olan Müslümanlar izlemiştir. Askerden kaçanlar Hristiyan kıyafeti giyinerek kontrol bölgelerinden geçmeyi denemişlerdir. Yasal olmayan yollarla, memurlara rüşvet verilerek kaçışlar olmuştur.