Libya’yı savunmalıyız.Şeyh Senüsi, kendi ülkesinin savunmasını terk edip Ankara’ya gelmiştir. Ömer Muhtar’a emanet etmiştir, Libya’nın savunmasını. “Ömer’i de ora da (Libya da) yalnız bıraktık” demiştir. “Ama Libya kurtulursa sadece Libya kurtulmuş olur. Ankara kurtulursa Libya da kurtulur” demişti ve Anadolu savunmasına katılmıştı.
Ülkesi bağımsızlığını aldığında, Türk bir başbakan atamıştır. Hepimizin tanıdığı Tarihçi Orhan Koloğlu’nun babasıdır bu başbakan. Başbakanın babası ’da Libya da kaymakamlık yapmıştı. Koloğlu, İstanbul Tuzlada Hüsnü Yeğinin yaptırdığı bir Huzurevinde kalmakta idi öldü. 90 yaşını geçmiştir. Sık olmasa da ziyaret ederdim.Babasının Libya başbakanlığını anlatması için, Kocaeli Üniversitesinde okuyan Libyalı öğrencileri yanına götürmüştüm. Babasını İngilizler bazı oyunlar çevirerek başbakanlıktan istifa ettirdiklerini ve bir resim göstererek işte babamı başbakanlıktan eden Libya daki, ingiliz ajanı diye de göstermişti.
Hani derler ya, Mustafa Kemal’in saatine saplanılmış şarapnel parçası da kalbine isabet etmemiş. Nedense olayı tarih kitapları tam olarak yazmazlar. Ama Nuri Conker’in hatıralarında, şarapnelin Mustafa Kemalin cebinde ki Kur’an’ı kerime saplandığını, bu Kur’an’ın da Senüsi tarafından kendisine hediye edildiğini yazar. Evlatlıklarından birinin hatıratında okudum, ama hangisi hatırlamıyorum. Bu Kur’an’ı kerim-i, Mustafa Kemal sürekli cebinde taşırdı diyor evlatlığı.Bir gün eğrildi ve cebinden Kur’an düştü, aldı ve tekrar cebine koydu diye yazmıştır. Libya’yı neden savunmamız gerektiğini 1978’yılında, İslam’ı Hareket dergisinde yazılan ve hala tazeliğini koruyan bir makaleden istifa de ile yayınlayacağız.
Kıbrıs harekâtında arkamızda duran sadece Kaddafi oldu. Demek ki arkamızı sağlama almak için de olsa, Libya’yı savunmalıyız.
