Bugün yazacağım yazıda biraz dertli biraz hüzünlü ama elbette umudumu kaybetmemiş bir şekilde yazıyorum. İnanıyorum ki eskisi gibi olacağız, komşumuzun durumundan haberdar olup onların ihtiyaçlarını gözeten bir ümmet ve millet olacağız ki Allah’ta bizi gözetsin.
Bileceğiniz üzere hadiste buyuruluyor; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”
Bir soralım kendimize… Bugün kaç kişiden haberdar olduk, kim aç kim tok kimin ne derdi var, kiminle ilgilendik.
Oturduğumuz mahallede, hatta oturduğumuz apartmanda bir kaç isim ya bilir ya bilmez hâle gelmişiz. Bu mu bizim komşuluk anlayışımız, geleneğimiz, çocuklarımıza bırakacağımız örfümüz adetimiz yani en büyük hazine olan tertemiz, kalpten olan kültürümüz, mirasımız…
Biz hiç tek başına yemek yememiş olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ın ümmeti degil miyiz?
Zira Peygamber efendimiz;
“İki kişinin yemeği üç kişiye yeter, üç kişinin yemeği de dört kişiye yeter” buyurdu.
Eskiden büyüklerimiz akrabayı komşuyu davet ettiği gibi bir de masaya bir tabak bir çatal fazla koyarlarmış. Olur da Peygamber teşrif eder diye veya onun geldiğini hayal ederler sonrasında afiyetle ve muhabetle yemeklerini yerlermiş.
Şimdi ise geldiğimiz durumu gözler önüne aldığımızda içler acısı.
Gelen yok giden yok, bayramdan bayrama olursa ziyaretler olmazsa uzaktan uzağa mahcup edalarla kısa telefon görüşmeleri.
Bizim aile, akraba, komşuluk geleneğimiz bu mu? Bu mu örfümüz adetimiz? Ne olduda bu hale geldik, altlı üstlü oturduğumuz komşularımıza bir merhabayı bile fazla görür olduk. Akşam ezanı okunmadan bir kap sıcak yemek alıp kapılarını çalmadık komşularımızın.
Var kardeşlerim inanın bana var, karşılıklı oturan ve aynı anda evden çıkarken yüz yüze bakmayan selamlaşmayan komşular var.
Sadece lafta komşuluk.
En basit örneği kendimden vereyim; kapı komşumuz orta yaşlı bir çift, kırklı yaşlardalar. Taşındığımız günden beri ne bir tebessüm ne bir selam.
Adamın yanından geçerken “selamun aleyküm” diyorum, adam bana bakmıyor bile.
O kadar üzülüyorum ki adam için, torunlarına bıraktığı gelecek için örfümüze adetimize verdiği zarar için. Ama değiştirmek bizim elimizde kardeşlerim, Peygamber efendimizin buyurduğu gibi, selamı yayalım, soralım birbirimizin halini hatırını, bir kap yemeğimizi paylaşalım komşularımızla, yakınlarımızla, hasta ziyaretlerine gidelim, akrabayı unutmayalım, Sıla-i Rahim yapalım, ayakta tutalım birbirimizi, kardeşliğimizi.
Unutmayalım her zaman kurduğumuz o cümleyi; biz biriz kardeşiz. Hepimiz bu kültürün evlatlarıyız. Unutmayalım büyüklerimizin kurduğu güzel komşulukları. Unutmayalım kendimizi. Kaybetmeyelim en değerli varlığımızı, kültürümüzü.
Cumamız tatil olması duasıyla
Hepimizin Cuma bayramı mübarek olsun.
Enes Doğaner.