enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3176
EURO
34,8071
ALTIN
2.407,19
BIST
10.222,67
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Açık
24°C
Kocaeli
24°C
Açık
Salı Parçalı Bulutlu
27°C
Çarşamba Çok Bulutlu
20°C
Perşembe Çok Bulutlu
18°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C

Memur Sendikacılığının Çıkmazları…

10.02.2021
A+
A-

Sendikalar çalışanların hak ve çıkarlarını korumaya dönük olarak mücadele veren yapılardır. İşsizliğin yoğun ama işin sınırlı olduğu bir ortamda adil bir sözleşme imzalama imkânı yoktur. Çok sayıda alternatif arasından seçme durumunda olan işverenlerin eli çok güçlüdür. Bu güç karşısında her bir işçi veya iş arayan oldukça zayıftır. İşverenin bu aşırı gücünü dengelemek ve adil çalışma koşulları oluşturması bağlamında sendikalar çok önemli bir işlev görmüşlerdir.

 

Memur sendikacılığı çok daha sonralardan kendine yer edinmeye başlanmıştır. Kendi içinde de ciddi sıkıntılar taşımaktadır. Bu sıkıntılı durumları maddeler halinde yazalım:

 

1) Kamu kurumlarında yönetici konumunda olanlar, kendileri de devlet memuru oldukları halde, aşırı bir güce sahiptirler. Birimlerinde memurlara karşı farklı baskı yöntemlerini kullanabiliyorlar. Bu gücü şu anki memur sendikacılığı anlayışı ile sınırlamak veya engellemek mümkün değildir.

 

2) Sendikacılar aynı zamanda birer çalışan durumundalar. Kurumların yöneticileri, her ne kadar sendikacıları koruyan bazı düzenlemeler olsa da, sendikacıları baskı altına alabiliyorlar. Sendikacıları, görevi bittiğinde başlarıına gelebileceklerin kaygısını taşımaktalar. Amir-memur ilişkisinin olduğu yerde sendikal denetim ve mücadelenin sağlıklı ve onurlu bir şekilde yürütülmesi hemen hemen imkânsızdır.

 

3) Yöneticiler sendikaların her işlemine müdahale edebiliyorlar. Bazen kendi işlerine gelen basın açıklamalarının yapılmasını, bazen de kendilerine gelecek eleştirileri sendikalar üzerinden bertaraf etme yoluna gitmektedirler. Memurların belli yerlere atanmaları için liyakatten daha fazla itaat ve iyi ilişkiler belirleyici olduğu için sendikacıların ciddi bir bölümü rahat bir şekilde işini yapamaz. Yöneticiler sendika seçim süreçlerine bile müdahale edebilme gücüne sahiptirler. Bazen doğrudan bazen de dolaylı yollardan istemedikleri sendikacıların devre dışında kalması için büyük çabalar sarf ettikleri gözlemlenmektedir.

 

4) Memurların sendika aidatlarını (gelir seviyesi yüksek olanların aidatının bir bölümünü) devlet ödemektedir. Dolayısıyla üyelerin sendikal bilinçleri çok yüksek değildir.

 

5) Memur sendikalarının, özellikle de küçük şubelerin gelir kaynakları sınırlıdır. Dolayısıyla faaliyetlerini yürütürken işçi sendikalarındaki gibi rahat hareket edemiyorlar.

 

6) Hizmet kollarının belirlenmiş olması ve bu hizmet kollarının bütün kurumları aynı şekilde kucaklamasının imkânsızlığı da ciddi bir sorundur. Mesela Eğitim İşkolundan bahsedecek olursak; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olan kurumların (Okulların) çalışanları ve üniversiteler aynı çatı altında toplanmış. Üyelerin büyük bir bölümünün öğretmenlerden oluşuyor olması dolayısıyla sendika adeta bir öğretmen sendikası özelliği taşımaktadır. Bunun ciddi sıkıntılar barındırdığı tartışılmazdır. Genel Merkez yönetimlerinde üniversitelerin temsili ya olmamakta ya da çok sınırlı kalmaktadır. En basitinden Eğitim Bir Sen’in 7 kişilik yönetiminde tek bir üniversite temsilcisi bulunmamaktadır. Bu şartlarda üniversitelerin sorunları ile hakkı ile ilgili ve bilgili bir sendikacılık yapıldığı iddia edilebilir mi? Kişisel önerim, üniversitelerin kendi sendikal yapılanmalarını oluşturmaları ve bunun için ayrı hizmet kolunun oluşturulmasıdır.

 

7) İşçi sendikalarında sendikaların elde ettikleri özlük haklarından faydalanılabilmesi için ya üye olmak ya da başka sendikaya üye ise yetkili sendikaya katkı payı ödemek zorunda. Halbuki memur sendikacılığında böyle bir durum yoktur. Yetkili sendikanın elde ettiği bütün kazanımlardan herkes aynı şekilde faydalanmaktadır.

 

8) Sendikaların siyasetin bir uzantısı gibi hareket etmeleri ve tepkilerini ona göre ortaya koymaları. Şüphesiz sendikaların da belli bir dünya görüşü altında birleşmeleri anlaşılırdır. Lakin siyasete çok fazla bağımlı hareket edilmesi memurların haklarını savunma noktasında zaafa neden olmaktadır.

 

9) Sendikaların bir zıplama tahtası olarak kullanılması. Sendika ve STK’lar hem bürokrasiye hem de siyasete adam yetiştirmek açısından önemli katkı sunarlar. Bunda yadırganacak bir taraf yoktur. Lakin sırf bir yerlere gelebilmek için sendika ve STK’ların adeta birer zıplama tahtası olarak kullanıldıkları da bir başka gerçektir. Gelecek beklentisi olan sendikacılar üyelerinin hak ve hukukunu korumaktan ziyade kendilerine çevre yapma ve birilerinin gözüne girme derdinde hareket ederler. Bu durum bizim insan kalitemizle ilgilidir. Bu durum herhangi bir yasal düzenleme ile doğru bir noktaya getirilemez.

 

Memur sendikacılığı ile ilgili yazacak daha çok şey var ama burada bitirmekte fayda görüyorum. Belki ilerleyen haftalarda daha ayrıntılı yazılar kaleme alırım.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.