Türkiye’de darbe ve kargaşa peşinde koşan kitle yine hareketlendi. Bir taraftan darbe söylemleri yapılıyor diğer taraftan ise ülkede gerilimi arttırıcı adımlar atılıyor.
Önce CHP’li bir milletvekili ordunun satıldığını söyledi. Cumhuriyet tarihinin en başarılı dönemini yaşayan ve çok başarılı operasyonlar ile dünyanın ilgisini çeken bir orduya hakaret edilmesi nedendir?
Türk ordusunun başarısından rahatsız olan bir kitle ile karşı karşıyayız. Utanmasalar Ermenistan’ın zaferi için ayin düzenlerlerdi.
Eski bir Genelkurmay Başkanı ise çıkmış, erken seçim kararı alınmadığı için Menderes’e darbe yapıldı diyor. Yani darbe meşrulaştırıldığı gibi, bugünkü iktidara da mesaj veriliyor.
Ömrü boyunca darbecilik yapmış ve Müslüman kitleden nefret etmiş Can Ataklı isimli kendini bilmez ise dertlerini daha net bir şekilde ifade ediyor. “Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım” diyen Can Ataklı, bu öfkenin ortaya çıkması için de “Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, başka bir doğal felaket… Çok büyük sel, çok büyük yangınlar… Hani Avustralya’yı yakan yangın vardı ya o kadar büyük yangınlar, deprem, çok büyük can kaybına yol açacak sel felaketi gibi… Kendisine oy verenlere ekmek veremeyecek kadar ağır bir ekonomik kriz olursa… Ama en korkutucu olan Türkiye’nin bir askeri başarısızlık elde etmesi” gerektiğini belirtiyor.
Yıllardır dillendirdiğim ve tepki çeken söylemimi doğrular açıklamalar yapmış oldu. Bunlar ülke mahvolsun, insanlar ölsün, sürünsün, felaketler yaşansın hatta Türk ordusu büyük bir yenilgi tatsın diye beklediklerini ortaya koydular. Türkiye bir dış güçle savaştığında bu kanı bozuklar kesinlikle düşmanla birlikte hareket edecektir.
Nasıl bir kafa? Bu kadar mı insan kendi ülkesinden nefret eder? Hani bunlar Kemalist idi?
Demek ki mesele çok farklıymış. Bu yaklaşım tarzı sadece Can Ataklı’nın görüşünü yansıtmamaktadır. Ülkede ciddi bir kitle aynı kafada. Eğer öyle olmasaydı PKK’nın elçileri ile kol kola yürüyüp, DHKP-C Marşları ile halay çekerler miydi?
Bu kitlenin her fırsatta özgürlük ve eşitlik söylemleri yaparken, teröre karşı çıkmaması, Müslümanları aşağılaması nasıl açıklanacak?
Türk siyasetinde ana muhalefetin ABD ve AB’den Türkiye’ye müdahale etmesini talep ettiğini de görmüştük.
Özellikle Biden’in seçimleri kazanması sonrasında daha da hareketlenen azgın azınlık, her fırsatta kaos çıkarmaya çalışıyor.
En son Boğaziçi Üniversitesi’ne Rektör ataması sonrasında harekete geçildi. Mevcut yasal mevzuata uygun bir şekilde yapılan atama sonrasında “istemezük” diyerek hareketlenmeleri ve toplumu germeleri dikkat çekmektedir. Yeni bir Gezi oluşturma hevesi ile hareket ediyorlar. Bilumum terör örgütleri ve CHP iş birliği ile ülkeyi çatışmaya sürüklemeye çalışıyorlar.
Nasıl ki Gezi’de mesele ağaç değildi, bunların ağaç ve doğa gibi bir derdi yoktu, bugün de dertleri Rektör ataması değil. Bunu bir bahane olarak kullanmak istiyorlar.
Ahmet Necdet Sezer, sadece karısının ve kendi oyunu alan hocayı Rektör olarak atayınca sesi çıkmayan kitle, şimdi kudurmuşçasına saldırıyor.
Bu kitle her adımıyla ülkeye zarar veriyor. Devletin asker ve polisine hakaret etmeyi bir meziyet olarak görüyorlar.
Üniversitelerimizin üzerinden bu militanların elini çekmesini sağlamak gerekir. Akademide militan yetiştirilmesine dönük girişimlere karşı sağlam önlemler alınmalıdır. Kendi ülkesi ve değerleri ile barışık nesiller yetiştirilmelidir.
Bunun için de üniversitelere sağlam bir neşter vurulmalıdır.
Yeni bir Gezi oluşturmak isteyenlere bizim de diyecek sözümüz vardır. Bu millet 15 Temmuz’da nasıl teröristleri püskürtmeyi başardıysa, sizi de alt etmeyi bilir. Ortamı daha fazla germeniz sizin aleyhinize olacaktır.
Türk polisine katil diyen ve saldıranlara karşı polisin daha sert önlemler almasını bekliyorum. Bu provokasyonun başrolünde bulunan kıdemli DHKP-C’li Canan Hanım için de artık bir önlem alınmalıdır.
Sayın hocam maşallah bütün duygu ve düşüncelerimize tercüman olmuşsun hani özal demişti ya bu ülkede satılık adam çoktur aynen çok haklıymış hani bir Ermeni öldüğünde veya bit terörist öldüğünde hepimiz biz ermeniyiz sucuyuz bucuyuz diyenler Hendek olaylarında 800 kardeşimiz şehit oldu PKK’nın ve belediyelerindeki ve meclisteki uşaklarının tezgaylarıyla biz ermeniyiz diye bağıranlar şehitlerimizin için hiç sesleri çıkmadı bu neyi gösteriyor bunlarında kanının bozuk olduğunu Ermeni rum vesaire uşakları olduğu ortada bizden görünüp de korkaklık gösterenler hele de bir makam sahip olduklarında kendilerini şaşıranlar mayası ortaya çıkanlar yalakalık yapanlar ama şunu bilsinler ki Allah’ın izniyle biz bunlara bir ülkeyi bir daha kaptırmayacağız 15 temmuzda olduğu gibi o zaman bazı fırsatları değerlendiremedik böyle bir fırsatı tekrar bize verirseler onları nefeslerinin gittiği yere kadar kovalar işlerini bitiririz. 15 temmuz’da Perşembe pazarı meydanında 200_ 250 kişi toplanmış ken ben oğlum ve kardeşlerim abim ve çocukları 8_10 kişi vardık o meydanda o anda bayanlar gelememişti böyle bir şey olursa en az aynı aileden 20 kişi oluruz onlara oraları dar ederiz Allah’ın izniyle ben 15 temmuz’da oğlumla 5 gün görüşemedim aklıma gelmedi bizim derdimiz vatanımızdır ellerini uzatanın ellerini kırarız.