enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Açık
19°C
Kocaeli
19°C
Açık
Pazartesi Açık
24°C
Salı Parçalı Bulutlu
27°C
Çarşamba Çok Bulutlu
20°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C

Türk Olmak Suç mu?

29.08.2020
A+
A-
Kimlik ve özellikle de milli kimlik kavramlarının çok revaçta olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Her ne kadar küreselleşme olgusu ile dünyanın küçük bir köy haline dönüşmüş olması, bir bölüm aydında dünya vatandaşı inşa edilebileceği kanaatinin oluşmasına neden olmuş olsa da, gidişatın çok da bu yönde olmadığı net bir şekilde görülmektedir. Yine aynı çevrelerin iddia ettikleri gibi bir gelişme yaşanmamış ve modern ulus-devletler varlıklarını devam ettirme noktasında zaafa düşmemişlerdir. Uluslararası ilişkilerin en belirleyici aktörü olarak devletler hala varlığını sürdürüyorlar.
Dünyada yükselen değerler olarak din ve millet olguları kendini göstermeye devam etmektedir. Her ne kadar çok kültürlülük söylemleri üzerinden kulağa hoş gelen hikâyeler anlatılsa da, gerçek hayatta bu hikâyelere fazla yer olmadığını acı tecrübelerle öğreniyoruz. Batı’nın kendi ileri ve insancıllığını ortaya koymak açısından altını sıkça çizdiği çok kültürlülük ve evrensel değerlerin, başta Batı ülkeleri olmak üzere dünyanın hemen hiçbir yerinde karşılık görmediği çok net bir şekilde ortadadır.
Evrensel değerler ve insan haklarından bahseden Batılı ülkelerin gerek siyasi uygulamalarında gerekse halkın genlerinde ırkçılık olabildiğince yaygınlaşmaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde baskı altına alınmaya çalışılan ırkçılık, tekrar görünür hale gelmiştir.
Milliyetçiliğin bu kadar ön plana çıkmış olduğu bir dünyada Türkiye’nin farklı bir noktada kalması mümkün değildir. Türkiye’de de milliyetçilik hızlı bir şekilde yükselişe geçmiştir. Fakat Türkiye’deki milliyetçilik ile Batıda kendini gösteren ırkçılık arasında ciddi bir fark olduğunu da unutmamak gerekir. Bizde genel hatları ile yabancı düşmanlığı mevcut değildir. Milliyetçi kesimde İslami değerlerin katmış olduğu bir kardeşlik hukuku anlayışının tesiri de kendini göstermektedir.
Bazı dönemlerde ırkçılığa varan uygulamalar bazen devlet politikası bazen de bazı derin yapıların kışkırtması ile etkin kılınmaya çalışılmıştır. Son zamanlarda da Suriyeliler üzerinden ırkçı bir duygunun harekete geçirilmeye çalışıldığı gerçeğini de dikkatten kaçırmamak gerekir.
Türkiye’de milliyetçiler ile ulusalcılar arasındaki farkı da unutmamakta fayda vardır. Dini duyarlılığı olan milliyetçiler ile laikçi ulusalcı kanadın yaklaşımlarında da ciddi farklılıklar mevcuttur.
Bu yazıdan sonra beni İslam dışı, kafatasçı gibi ithamlarla eleştireceklerin olacağını biliyorum lakin umurumda değil. Doğru bildiklerimi yazmaktan geri durmayacağım. Tabi ki yapıcı eleştirilerin başımızın üstünde yeri vardır.
Bin yıldır İslam’ın bayraktarlığını yapmış olan bir Müslüman Türk milletinin bir ferdi olmaktan ziyadesi ile mutluyum. Allah’ın kılıcı olan dedelerimiz, yüzyıllar boyunca at koşturmuş, can almış, şehit olmuş. Tek dert İ’layi Kelimetullahı yanı Allah’ın kelamını bütün insanlığa ulaştırmaktı.
İslam’ın Avrupa’nın ortasına kadar yayılması yine Türkler sayesinde olmuştur. Haçlı Seferlerine ve Moğol saldırganlığına karşı yine bu millet karşı durmayı başarmıştır. Ehl-i Sünnet anlayışının varlığını korumasını da Türk milleti sağlamıştır. Şia yayılmacılığına karşı İslam dünyasını korumuştur.
Bu aziz millet kendini hiçbir zaman etnik olarak ayrıştırma yoluna gitmemiştir. Müslümanların kardeşliği inancına sonuna kadar sadık kalmıştır.
Bu topraklara Türkiye ismini yine bu millet koymamıştır. İlk Müslüman Türk Devletleri Suriye ve Mısır bölgesinde kurulmuşlardı. Batılılar önceleri bu bölgelere Türkiye ismini veriyorlardı. Daha sonraki dönemde Anadolu toprakları Türkiye olarak yine aynı çevreler tarafından isimlendirildi. Osmanlı Devleti’nin son yüzyıllarında Batıda yazılan yazılarda Osmanlı Devleti için Türkiye ifadesinin de kullanıldığı görülmektedir.
Türkler İslam kimliği ile o kadar özdeşleşmişler ki, Batıda İslam ile Türk kelimeleri eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanılıyor. Bu dönemlerde Batıda biri İslam dinine geçtiği zaman “Müslüman oldu” ibaresi yerine “Türk oldu” denmekteydi.
Bu millet hiçbir zaman sömürgecilik yapmadı. Kendini İslam’ın hizmetkârı olarak gördü. İslam coğrafyasını sömürmek bir tarafa, oralara muazzam eserler kazandırdı. Osmanlı Türklerinin Afrika, Balkanlar, Hicaz bölgesinde yaptıkları yatırımlar, Anadolu’ya yaptıklarından kat be kat fazladır. Bunun istisnasını Başkentler oluşturmaktadır. Anadolu şehirlerinde gördüğümüz eserlerin çoğunluğu Selçuklu Devleti veya Beylikler tarafından yapılmıştır.
Bu aziz millet devlet kademelerinde liyakate önem vermiş, tebaasını ayırmamıştır. Ve yine bu millet Türk olduğunu seslendirmekten uzun yüzyıllar boyunca sakınmıştır. Bunun temel nedeni, diğer Müslümanları incitmeme arzusu olsa gerek. Milliyetçilik akımı hızla yayılırken, bu millet içine kan akıtmış fakat Türk kimliğini dillendirmemeye özen göstermiştir. II. Abdülhamit Han’ın İslamcılık Politikası yolu ile Osmanlı Devleti’nin dağılmayı engellemeye çalışması ve İslamcı aydınları desteklemesi uzun vadede istenen sonucu vermemiştir. İslamcılığın önemli isimlerinin önemli bir bölümünün bir süre sonra Arap, Arnavut vb milliyetçiliğinin önderleri arasında yer almış olması da şaşırtıcı olmamıştır.
Bu millet, Müslümanlara ecnebi (yabancı) gözüyle bakmamıştır. Müslümanlar bize hiç yabancı olmadılar. Ama İslam coğrafyasında bize ecnebi muamelesi yapan yapılar ortaya çıktı.
Bu ülkede her milletten olabilirsin. Dillendirirken de sorun çekmezsin. Tek bir istisnası vardır: Türk olmak…
Birileri çıkıp Arap, Alman, Yunan, Ermeni vb olduğunu söylediğinde, hiç tepki çekmiyor. Kendi milletlerini yücelttiği zaman, aşağılanmıyorlar. Olması gereken de bu zaten. Fakat sen çıkıp da Türk olduğunu söylediğinde, bazı kesimler tarafından sanki vebalıymışsın gibi muamele görüyorsun. Bütün etnik kökenlerin dayanışma dernekleri var ve bunlar siyaset yoluyla belli ayrıcalıklar elde ediyorlar. Fakat sen sadece Türk isen işin çok zordur. Kimsen yok gibisin. Ülke senin, fakat sen ülkede zenci muamelesi görürsün.
Başka etnik kökenlere dönük yapılan çalışmalar, ilericilik ve evrensel değerler bağlamında ele alınır ve saygı görür. Sen kalkıp Türk Dünyasından söz edince dışlanır ve aşağılanırsın.
Bu ülkede “Hepimiz Ermeni’yiz” derken zorlanmayan sözde aydınlarımız “Hepimiz Türk’üz” diyemiyorlar. Kendi milletinden kopuk ve kompleksli aydın tipi bizim en büyük sorunumuz olsa gerek.
İslami gerekçeyle Türk kavramına tepki gösterenler, aynı tepkiyi maalesef diğer milletler için göstermiyorlar. Müslüman olmak Türk milletini sevmeyi ve onu yüceltmeyi yasaklamaz ki…
Tabii ki Allah indinde Acem’in Arap’a Arap’ın da Aceme üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvadadır. Bir kişinin en yakınlarından başlayarak iyilik ve yardım yapması dinimizin de bir emridir. Her Cuma hutbede akrabaya yardım etmemiz gerektiği söylenmiyor mu? Allah bizleri neden kavimler halinde yarattı? Tabii ki birbirimizi tanıyalım ve yardımlaşalım diye. Önce ailemizi, akrabalarımızı, sülalemizi, kavmimizi, milletimizi, bütün Müslümanları, sonra da bütün insanlığı sevmeliyiz. İyilik ve dayanışmada yakından uzağa doğru hareket etmemiz gerekiyor. Önce kendi içimizde birlik, daha sonra Türk Dünyası ve bir adım sonrası İslam Dünyası ile bütünlük sağlamalıyız.
Amerika’ya dünyanın farklı coğrafyalarından göç edenler hiçbir çekinceleri olmadan Amerikan olduklarını söyleyebiliyorlarsa, Bizim de Türk olduğumuzu söylemekte çekincemizin olmaması lazım. Daha da ötesi, bizim büyük bir onurla Müslüman Türkler olduğumuzu haykırmamız gerekiyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.