Bu hafta başında kaybettiğimiz, Mevlüt Amcayı Kocaeli’nin İmanlı gençleri iyi tanırlar.
1997 yılında Milli Gençlik Vakfında tanışmıştım. Vakfın idarecisi idi. Aynı zamanda, Allah’ın izni ile vakfın koruyucusu idi de.
Gençlerin yapacakları hataları daha yapılmadan önlerdi. Engin tecrübesi ile gençleri o günün birçok felaketinden korumuştur.
28 Şubat zulmünün, Ülkemizin imanlı gençlerinin üzerine bir kâbus gibi çöktüğü günler de vakfa zarar gelmemesi için büyük gayretler göstermiştir.
Bir gece evinden askerler tarafından alınıp sorguya çekilmişti. MGV başkanı Ömer Esastürk, Yusuf Şahin, Sinan Ejderoğlu ilgilenmişti kendisiyle. Avukatımız Erol Pekcan’dı o günler de gayretle çalışmıştı. Çok fazla içerde tutulmadan tahliye edilmişti.
O günler de ki, önemli bir davamız da Halidere Kız Kur’an kursu davası idi. Bizzat Deniz Kuvvetleri komutanı Güven Erkaya’nın emri ile basılmış ve kız çocukları gözaltına alınmıştı.
Bu davanın avukatı şimdiki Gölcük Belediye Başkanı Sayın Alı Yıldırım Sezerdi. Bize göre davayı iyi idare etmişti. Zaten merak etmeyin ben konuyu iyi anladım İnşallah halledeceğiz demişti. İki arkadaşımız bir ay içer de kaldı. Fakat öğrencilere ve hocalara bir zarar gelmedi. Bu konuda iki avukatımız da çok gayret göstermiştiler.
Dönemin Valisi sonradan Fetö den içeri alındı. Dönemin savcısı de Namazında niyazında insanlardı. Fakta ikisi de öğrencilerin ceza alması için gayret göstermiştiler.
Başörtüsü eylemleri son hızıyla devam ediyordu. Bu eylemlerin programları Vakıfta yapılıyordu. Mevlüt Amca amaca yanlış olan yerlerde müdahil oluyordu.
En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve şerrinden emin olunandır. En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve şerrinden emin olunmayandır.) [Tirmizi]
İşte Mevlüt amca kendisinden hep iyilik beklenen birisi idi. Ondan kötülük sadır olacağını hiç kimse düşünmemiştir. Ondan bir şer beklemek akla hayale gelmezdi.
İyilik etmekte, kötülüğü önlemekte birbirinizle yardımlaşın! Günah işlemekte, zulümde, haddi aşmakta yardımlaşmayın!) [Maide 2]
Mevlüt amaca işte bu ayetin sırrına ermiş birisi idi. O hep iyilik işleyen birsi idi. O zalimlerin karşısında gençleri koruyan haddi aşmalarını engelleyen bir set idi.
O har zaman yumuşak davranan birisi idi sertlik onun mizacına aykırı idi.
(Allahü Teâlâ refiktir. Yumuşaklığı sever. Sertlik edenlere vermediği şeyleri yumuşak davrananlara ihsan eder. Başkalarına vermez.) [Müslim]
O her zaman gençlere acıyan dı. Büyüklere saygılı olmayı de gençler ondan öğreniyordu, o vakfın öğretmeniydi.
“Büyüğünü saymayan, küçüğüne acımayan bizden değildir.” [Tirmizi]
“Size cennet ehlini haber vereyim mi? Her zayıf ve güçsüz olan kimsedir. Bu kişi bir konuda Allah’a yemin etse Allah onun yeminini boşa çıkarmaz, yerine getirir. Size cehennem ehlini de haber vereyim mi? Her katı kalpli/kaba saba, böbürlenen, kibirli olan kimsedir.” (Buhari, Tefsir, 68; Müslim, Cennet, 46.)
İşte Mevlüt amcamız bundan daha çok övülmeye layık birisiydi. Onu da kaybettik. Uzun ve yorucu, işkence denecek bir dünya hayatı yaşamasına rağmen hiç kimseye işkence etmeyen ve işkencelerden koruyan bir insandı.
Allah rahmet eylesin
