Her fırsatta İslam’a ve onu temsil eden, besleyen kurumlara karşı saldırmayı kendine vazife edinen kitle, son zamanlarda bu azgınlığını daha da arttırdı.
28 Şubat sürecinde de ortaya sürülen sahte şeyhler ve onların sapıklıkları üzerinden dini cemaatlere ve İslam’a saldırılmıştı.
– İmam Hatiplerin tarihçesi ile konuya girmekte fayda vardır.
1924’de kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile geleneksel dini eğitim verilen kurumlar kapatıldı. Bunun yerine din adamı yetiştirmesi için “İmam Hatip Mektepleri” açılmıştır. Çok sayıda dini eğitim veren kurum kapatılmış ve bunların yerine sadece 29 tane İmam Hatip Mektebi açılmıştı. Bu okullar da adım adım kapatıldı. 1932’ye gelindiğinde tek bir tane dini eğitim veren okul kalmamıştı.
Yeni rejim, Batı medeniyetine dahil olmak istemekte ve bunun önündeki en büyük engelin İslam olduğunu düşünmekteydi. Adım adım İslam toplumsal hayatın dışına itilmek istenmekteydi. Özel alanda dini eğitim vermek isteyen Hocalar en ağır şekilde cezalandırılmaktaydılar.
Ülkede cenazeleri kaldıracak kadar donanıma sahip din adamları bile birçok yerde bulunmamaktaydı. Din-dışı nesiller yetiştirilmeye çalışılıyordu.
Çok partili hayata geçilmesiyle birlikte, CHP içinde, izlenen din politikasına dönük eleştiriler yapılmaya başlandı. Seçimde halkın karşısına çıkacak olan CHP, İslam düşmanı bir görünüm vermek istemiyordu. Bu bağlamda 1949’da “İmam Hatip Kursları” açıldı.
Demokrat Parti iktidara geldikten sonra 1951’de “İmam Hatip Okulları” açıldı. Halkın yoğun ilgisi ile karşılaşan İHL’lerin sayısı hızla arttı. Halkın katkıları ile birçok yerde İHL’ler açılmaktaydı. Bu okullara olan talebin yüksekliği dolayısıyla, öğrencilerini sınavla almaya başladılar.
Bir taraftan dini ve milli değerlerine sadık gençler yetiştirilirken, diğer taraftan da yüksek başarıları ile güzel bölümleri okuyanların sayısı artmaktaydı.
28 Şubat sürecinde İHL’lerin orta kısımları kapatıldı. Katsayı zulmü ile üniversite yolları kesildi.
AK Parti iktidarı ile birlikte iHL’ler tekrar hayat bulmaya başladılar. Üniversite sınavlarında ortaya koydukları performans ile, her yıl daha iyi bir noktaya doğru gidiyorlar.
Bu okulların yükselişi ve ortaya koyduğu başarılar bazı kesimleri aşırı derecede rahatsız etmekteydi. Bu kesimleri kısaca özetleyelim:
1) Kemalistler: Din ve dinin her türlü toplumsal yansımasından rahatsız olan Kemalistler, İHL’lerin laikliğe aykırı olduğunu, bu okulların yobaz yetiştirdiğini savunuyorlardı. Her fırsatta İHL’lere saldırmaktaydılar.
2) Darbeciler: İslam’a karşı bir duruş sergileyen darbeci kitleler, İmam Hatiplere saldırmaktaydılar. 28 Şubat sürecinde ve sonrasında İmam Hatiplerin kapatılması için büyük mücadele verdiler.
3) FETÖ ve benzeri bazı cemaatler: İmam Hatip Liselerinde bilinçli bir şekilde İslam’ı öğrenen gençleri kandırmak ve kendi yapılarına kazandırmak mümkün olamayacağı için, bazı sapkın yapılar bu okullara karşı çıkıyorlardı. FETÖ, İHL’ler kapatılsın diye mücadele etti. Bu okullarda okuyan nesillerin böyle şarlatanların oyuncağı olması mümkün değildi. Bazı sözde dini cemaatler ise, İmam Hatip Mezunu İmamların arkasında namaz kılınmayacağını ileri sürmekteydiler. İmam Hatiplerin bilinçli nesillerini din ile kandırmak pek mümkün olamayacaktı. Sahte tarikat yapıları için de İHL’ler bir tehditti. Şeriatsız bir tarikat anlayışıyla, kendi sapkınlığını gizlemeye çalışanları İHL mezunları afişe etmekteydiler.
4) Terör örgütleri: Başta PKK olmak üzere birçok terör örgütü ve radikal selefi akımlar, İmam Hatiplerden rahatsızdılar. Bu okullar, dinini, devletini ve milletini seven nesiller yetiştirmekteydi. İslami bir eğitim alan birini dağa çıkarmak pek mümkün değildi.
5) Sebetaycılar ve Gizli Ermeniler: Müslüman gibi görünen fakat aslında Yahudi olan Sebetaycılar, ülkede çok önemli noktaları kontrol etmekteydiler. Özellikle sermaye, bürokrasi ve üniversiteler büyük ölçüde onların kontrolündeydi. İslam bilinciyle dirilecek bir Türkiye onları rahatsız etmekteydi. Bir de Ermeni kimliğini gizleyen bir kitle var ki, bunlar her fırsatta İslam’a karşı saldırı içinde olmuşlardır.
6) LGBTİ ve diğer sapkın akımlar: Sapkın yapılar karşısında en sağlam duruşu ortaya koyan yine İmam Hatip mezunları olmuştur. İslam’ı en büyük düşmanı olarak gören bu sapkın yapıların İHL düşmanı olması anlaşılabilir.
7) CHP: CHP, her zaman İHL’lere nefretle yaklaşmıştır. Her fırsatta İHL’lere saldırmaktadır. Dindar nesil söyleminden nefret eden bir partinin İHL karşıtı olması da şaşırtıcı değildir.
İmam Hatip Lisesi mezunlarına hakaret edenlerin içinde FETÖ’cüler başta gelmektedir. Bir üniversitede hocalık yapan, komplo teorileri ile ünlü Erol Mütercimler katılmış olduğu bir televizyon programında “İmam hatiplerden mezun olanlar karşımıza sahtekâr, cinsi sapık olarak çıkıyor” ifadelerini kullanmış. Her toplumsal kesimden sahtekâr ve cinsi sapık çıkabilir. Genellemeler yapmak çok çirkindir. Bu yolla AK Parti’ye ve Erdoğan’a saldırmaktadır.
Bir CHP’li belediye başkanı ve yardımcısının sapıklığı gündemdeyken, çıkıp da CHP’liler karşımıza sapık olarak çıkıyor demek doğru olur mu? Tabi ki olmaz. CHP’liler içindeki namuslu kitlelere büyük haksızlık yapılmış olur.
İmam Hatipler, kuruldukları günden bu yana toplumun en temiz kitlesini oluşturmuşlardır. İçlerinden birkaç yanlış adam çıkmış olabilir ama diğer okullardan mezun olanlarla kıyaslandığı zaman bu oran çok düşüktür.
Hiç bir kitleyi toplu olarak sahtekâr veya sapık olarak nitelemeye kimsenin hakkı yoktur.
Böyle karaktersiz ve iftiracılara topluca karşı çıkmalıyız.
