enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5196
EURO
34,9158
ALTIN
2.433,83
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Az Bulutlu
18°C
Kocaeli
18°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
19°C

Nasıl Bir Eğitim?

21.10.2020
A+
A-

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İbn-i Haldun Üniversitesi Külliyesinin açılışında yaptığı konuşmada eğitim konusunda ciddi bir reform sürecinin zorunlu olduğu noktasına yaptığı vurguyu çok önemli buluyorum.

 

Öncelikle kampüs, yerleşke gibi yabancı veya uyduruk bir kavram yerine külliye isminin kullanılmış olmasını önemsiyorum. Üniversiteler kampüs ve yerleşke kavramları yerine, kökleri olan külliye kavramını kullanmalılar.

 

Nasıl bir eğitim olmalı noktasında çok farklı öneriler ve modeller sunulmuş ve tartışılmıştır. Bu önerilerin çıkış noktasını nasıl bir nesil ve gelecek tahayyül ettiğimiz oluşturmaktadır.

 

Tanzimat sonrası dönemde ortaya çıkan ikili eğitim yapısı, iki farklı dünya görüşü olan ve birbirini tehdit olarak algılayan kesimlerin ortaya çıkmasına neden oldu.

 

Bir kesim, her yönüyle Batı medeniyetine dahil olunmasını ve İslam’a ait olan hemen her şeyden vazgeçilmesi gerektiğini savunuyorken, diğer kesim, İslam’ın temel değerlerine sahip çıkılarak ve Batının sadece ilmini alarak hareket edilmesi gerektiğini savunuyordu.

 

Laik Cumhuriyetin kuruluşu sonrası süreçte, Batı tarzı bir eğitim ile toplum İslami geçmişinden tamamen koparılmak istendi.

 

Bu süreçle ilgili çok yazıldı. Ben de bu konulara dönük farklı akademik çalışmalar yaptım.

 

Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu konuşma, tam bir manifesto özelliği taşıyor. Nasıl bir eğitim ve nesil istendiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.

 

Daha önceleri de belirttiğim gibi Ak Parti iktidarının en az başarılı olduğu alan, eğitim olmuştur. Çok sayıda okul açılmış, donatılmış. Öğretmen eksiği giderilmiş. Sınıflarda öğrenci sayıları düşürülmüş. Öğretmenlerin özlük hakları ciddi oranda düzeltilmiş. Fakat bunun başarı hanesine yansımadığını söylemek zorundayım.

 

Peki bu başarısızlığın kaynağı nedir?

 

Eğitim alanında müfredatta ciddi bir reform yapılmamıştır. Hala daha iki ileri bir geri hareket ediliyor.

 

Nasıl ki 1982 Anayasası’nda onca değişiklik yapılmış olmasına rağmen darbenin izi silinememişse, eğitimde yapılan değişikliklere rağmen Kemalist doktrinden temizlenememiştir.

 

Batı taklitçisi nesiller yerine, geçmişiyle barışık nesiller yetiştirmeliydik.

 

Ülkede milli ve manevi değerlerle donatılmış bir nesil yetiştirilemiyor. Bu durum gençlerin değil, bizim suçumuz.

 

Okulda disiplin ve öğretmene saygı kalmamıştır. Öğretmenin sıradanlaştırıldığı bir yapıda, onların rol model alınmasını beklememek gerekir. Bu durumda gençler popüler kültürün sunduğu sanatçı, futbolcu veya sözüm ona internet fenomenlerini örnek alıyorlar.

 

Eğitim sistemimizin toptan reforma tabi tutulması gerekiyor.

 

Öğretmenlerin de bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacı var. Kimse kusura bakmasın ama öğretmenlerimizin önemli bir bölümü yaptığı işin farkında bile değil. Önce öğretmenlerin dönüştürülmesi gerekiyor.

 

Milli-manevi değerlerle birlikte, etik değerlerin de yeterince verilmesi gerekir.

 

Ülkemizin en büyük ihtiyacı, ara elemanları ve meslek erbabı. Bu noktada meslek liselerinin teşvik edilmesi gerekir. Her isteyenin Anadolu lisesine gitmesine müsaade edilmemelidir. Boşa geçen zaman, imkânlar ve nesiller ortaya çıkıyor. Akademik başarısı olmayan öğrencileri gereksiz yere oyalamayalım.

 

Öğrencileri yeteneklerine göre eğitmeliyiz. Herkes her şeyi yapmamalı veya bütün öğrencilerden aynı donanımı beklememeliyiz. Tam tersine, hangi alanda iyi iseler, o yönde eğitilmeliler.

 

Bu kadar çok üniversiteye gerek yoktur. Önemli bir bölümünün kapatılması gerekir. Bizim çok fazla mezun işsize değil, iyi yetişmiş ve yeteri kadar mezuna ihtiyacımız var. Üniversiteyi bitirip iş bulamayan milyonlara yazık oluyor.

Hangi alanda ne kadar ihtiyaç varsa, o alanlarda o kadar öğrenci yetiştirilmelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.