enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
ALTIN
2.390,60
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Hafif Yağmurlu
18°C
Kocaeli
18°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
26°C

Sultan Abdülhamit: “Zannederim Ben Hatemül-Mülk (Hükümdarların Sonu) Olacağım”

29.08.2020
A+
A-

Hürriyet ve Meşrutiyet Fikri Yabancı Propagandasıydı

 

Meşrutiyetin ilanı ile gelişen hürriyet havası bir anarşi manzarası arz etmeye başlamış; yabancı unsurlar açıkça hıyanete geçmişti. Devletin birliği ve manevi kıymetleri yıkılıyor; zulüm, hapishane ve suikastlar devri açılıyor; İstibdat adını alan Sultan Hamit zamanı aranıyordu. Bu hükümdar tahta iken bizzat Türk gazeteleri arasında ona karşı, hayâsızca, hücum ve hakaret kampanyası başlamıştı. Bu münasebetle bir gün padişah, Ali Cevat Beye: “Başkâtip Bey bu gazetelerin makamı saltanat ve hilafete bu kadar tecavüz etmelerine bakılırsa, Fi’mabad, (bundan sonra) ne padişahlığın ve ne de hilafetin ehemmiyeti kalmayacaktır. Zannedersem ben hatemül-mülük (hükümdarların sonu) olacağım” diyerek durumu ve istikbali belirtmiş ve görmüştü. Gerçekten bu terbiyesizce hakaret ve tecavüzler onun şahsından ziyade Türk ve İslam’a karşı idi ve bir intikam hareketinden başka bir şey değildi. Az zaman zarfında Osmanlı ve diğer imparatorlukların yıkılması, hükümdarların taç ve tahtlarını kaybetmeleri de bu sezişi teyit etmiştir.

 

İttihatçılar, Tanzimat ile Türkler arasında başlayan, yabancı propaganda ve tahribatın gelişen tesirleri içinde yetişmiş ve Mithat Paşa ile girişilen Meşrutiyet ve Hürriyet cereyanlarına bağlı kalmışlardı. İtalyanlar arasında Karbonari ve Yunanlılar arasında Etniki Cemiyetleri nasıl Masonik esaslara göre gizli kurulmuş teşekküller idi ise, Türkiye’de de Genç Osmanlı, Jön Türk ve İttihat-Terakki Cemiyetleri de aynı mahiyette idi. Şu farkla ki; bizimkilerin kurucuları ve azaları arasında yabancılar başlıca rolü oynuyordu.

 

Ney yazık ki, İttihatçıların oyununa gelen dönemin İslamcıları ve Uleması da Sultanı anlayamamış hatta aleyhinde müthiş bir karalama kampanyasına girişmiştir.

 

Sırtatımüstakım ve Bayanulhak dergileri İkinci Meşrutiyeti ve İttihatçıları övmek adına sultana galiz küfürler ve iftiralardan geri kalmadılar. Hatta azli için yalanlarla dolu bir de fetva yazdılar.

 

31. Marta Vakasından sonra çıkan Sıratımustakım ilk sayısında ki 31. Martan sonra isimli makale sultanı dünyanın en büyük desbotu olarak gösteriyor. Hareket  Ordusuna methiyeler düzüyordu.

 

Beyanul Hakın 31 Marttan sonra çıkan 19 Nisan 1909 tarihli sayısında “Asker evlatlarımıza” isimli makalede ve Elmalı Hamdi Yazırın makalesinde sultana ağır hakaretler var. Fakat yanıldıkların anlamaları çok zaman almayacaktır. Bir kısmı ittihatçıların şerrinden kurtulmak için evinin çatısından çıkıp kaçacak , bir kısmı yurt dışına kaçacak, bir kısmı da yıllarca evinden çıkmayacaktır olanları görmemek için .

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.