12 Mart 1971 Tarihinde, ülkemiz için hayır mı şer mi olduğu o zaman anlaşılamayan fakat halkın çoğunun hayra yorduğu bir askeri darbe olmuştur.Meclis kapatılmamış fakat seçilmiş hükümet azledilmiş ve yerine Amerika destekli kurtarıcı bir hükümet kurulmuştu. Afyon ekimini yasaklamış, sanayım hamlesini durdurmuştu.
12 Mart 1971 sabahı, Anadoluhisarı’ndan ki, caminin bahçe kapısından çıkıyordum ki, Miralay Mümtaz amca ile kapının üzerinde karşılaştık:
-Miralay Mümtaz, oğlum takkeni kafandan çıkart ihtilal olmuş dedi
-Ben, olsun dedim Mümtaz amca. İhtilalin ne olduğunu da bilmiyordum
-Seni götürürler dedi
– Nereye götürecekler dedim
-Miralay Mümtaz, polisler götürür oğlum dedi. Fakat ben bunlardan hiçbir şey anlamadım.
Ama kafamdan takkeyi çıkarttım.
O gün öğlen namazında emekli bir askerin cenazesi vardı cami de, biz namazı kıldık. Emekli paşalar ve diğer resmi elbiseliler bizi izlediler, cenaze namazı kılmadılar. Cenazesi olan kişinin günahlarının çokluğundan dolayı mı kılmadılar? Yoksa laikliğe aykırı olduğundan mı bilmiyorum?
-Aynı gün ikindi namazından çıkarken bir polis arabası geldi ve hocayı apar-topar arabaya attılar. Ben o zaman Mümtaz Amcanın söylediğini anladım. Demek ki böyle götürüyorlarmış adamı. Hoca geçte olsa geldi.
Hocanın Suçu ne idi?
Caminin ilan tahtasında bir mevlit ilanı vardı, bunda ne var mış diyebilirsiniz! Ama öyle değil, ilan Osmanlıca yazılmıştı. “Mevlidi şerif ilanı” diye bir yazı, Cenazeye gelipde cenaze namazı kılmayan paşaların hepsi iyi derece de Osmanlıca bildikleri için yazıyı okumuşlar ve harf devrimine aykırı bulmuşlar.Tabi, hemen sıkıyönetim komutanına da bildirmişler hocada bu yazının kurbanı olmuş.
Hoca yazıyı kendisinin yazmadığını Miralay Mümtazın yazdığını söylemiş. Miralay Mümtaz da ben yazdım demiş ve hoca da kurtulmuş. Ama o günden sonra biz de bir asker ve polis nefreti oluştu. Bunlar dinsiz demeye başladık.
Ekonomiyi düzeltmek, anarşiyi durdurmak için Amerika’nın iktidara getirdiği hükümetin ilk işi ne oldu biliyor musunuz?
İmam-Hatiplerin orta kısmı nı kapatmak oldu.Ülkede ki anarşininde, ekonomik bozukluğunda bütün suçlusu 13 yaşında ki İmam-Hatip öğrencileriymiş de biz bilmiyormuşuz.
Peki, sonra ne oldu? Milli Nizam partisi kapatıldı, Erbakan hoca yurt dışına çıktı. Bu gün gazetesi kapatıldı, Mehmet Şevket Eygi Lübnan’a kaçtı.
Sonrası? Sonrası daha vahim!
Hasan Bülent Kahramana göre; 12 Mart’ın geleneksel Kemalistleri iktidarı ele geçirip ‘Beyin Kabinesi’ kurunca ilk iş sol entelektüelleri sonuna kadar ezmek olmuştur, der.
12 Mart çok kanlı biter. Tüm kanlı hareketler gibi 12 Mart da haksızlığa bulaşmış ve batmıştır. Gene de üç gencin idamı yeraltı örgütlenmesini, gerilla faaliyetini durdurmaz. Üstüne üstlük derin devlet işin içine girmiş, gençleri solcular sağcılar diye bölmüştür.
Askerlerin 12 Mart’ta verdikleri muhtırayı kamuoyunda meşrulaştırmak için öğrencileri gerilla faaliyetlilerine, yeraltı örgütlenmesine, silahlı eylemelere sürüklemişlerdir. Sonuç ta üç genci asmıştırlar, onlarcasını öldürmüşler, onlarcasını de hapse atmıştılar.
Bu gençler ne yapmıştı günahları ne idi diye bilirsiniz? Kısaca bakalım gençliğin günah galerisine. Bir kere bu gençler 19-24 yaş aralığında ki gençlerdir. Bu yaştaki insanlar yapmaktan çok yaptırtılır.
Kanlı Pazar denen bir eylemi gerçekleştirmiş, Amerikan 6. Filosunu protesto etmişler. Üniversiteleri işgal etmişler, fabrikaları işgal etmişler, sabotajlar yapmışlar, İsrail Konsolosunu öldürmüşler ki, bu günahların en büyüğüdür, uçak kaçırmışlar, yangılar çıkartmışlar v.s v.s. Ülkenin gençliği bu darbe de ağır bedel ödemiştir. Darbeciler Islah etmek yerine, gençleri telef etmişlerdir.