enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3398
EURO
34,8605
ALTIN
2.384,60
BIST
10.264,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli
Hafif Yağmurlu
18°C
Kocaeli
18°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
24°C
Salı Açık
26°C

Libya Üzerinden Akdeniz Oyunları: Türk Askeri Libya’ya….

29.08.2020
A+
A-

12 Adanın basiretsiz politikacılar eliyle Yunanistan’a bırakılması sonrasında Türk gemilerinin Ege ve Akdeniz’deki hareket alanları olabildiğince kısılmış oldu. Orta Doğu yeniden şekillendirilirken, savaşın verildiği ana eksenlerden birini ise Akdeniz oluşturmaktadır. Akdeniz’de bulunan petrol ve doğal gaz rezervleri emperyalist güçlerin iştahını kabartıyor.

 

Akdeniz’in doğusunu kontrol etmek, enerjinin transferi kadar, bölgenin kontrolü açısından da önem arz etmektedir. Bütün büyük güçler bu bölgeye hâkim olmak için farklı ittifaklar peşinde koşuyorlar.

 

Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan ise Batılı ortaklarından ve İsrail’den aldığı destek ile Türkiye’ye posta koymaya kalkıyor. Türkiye’nin neler yapabileceğini unutmuşa benziyor.

 

İsrail, Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD Türkiye’yi karaya hapsetmek için yoğun bir çaba içindeler. Fakat Türkiye attığı bazı adımlarla oyunu ters yüz etmeyi başardı. Güçlü ordusu ve dik duruşu ile ben buradayım demesi ve sismik araştırma gemileri ile bölgede arama yapması önemli bir adımdı fakat hukuki olarak bazı sıkıntıları içinde barındırıyordu.

 

Türkiye’nin Libya ile yapmış olduğu anlaşma bu oyunu bozdu. Bütün dengeler değiştiği gibi, bölgede hâkimiyet kurmaya çalışan devletlerin de planları çöp oldu. Bu müthiş adım sonrasında Türkiye Akdeniz’in doğusunda hâkim güç haline geldi. Bu anlaşmanın yapılmış olması tabii ki tek başına yeterli değil. Başka adımlarla bu kazanımların korunması zaruridir.

 

Arap Baharı veya daha doğru ifadeyle sonbaharı ile birlikte devrilen yönetimlerden birisi de Libya’daki Kaddafi iktidarıydı. Refah ve huzur içinde yaşayan Libya Batılı emperyalistlerin saldırısı ile paramparça oldu. Emperyalist güçler kendi çıkarlarına uygun grupları silahlandırarak istikrarsızlığa katkı sunuyorlar.

 

BM tarafından ülkenin resmi temsilcisi olarak tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), askeri darbe sonucunda iktidarı ele geçirmek isteyen Halife Hafter tarafından kanlı bir iç savaşa çekildi. ABD, İsrail, Fransa, Mısır, BAE, Mısır ve Yunanistan tarafından desteklenen darbeci Halife Hafter ülkenin yaklaşık 77’sini kontrol ediyor.

 

Türkiye, Libya hükümeti ile yaptığı “Deniz Yetki alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” ile Akdeniz’de kontrolündeki bölgeyi 41 bin km2’den, 189 bin km2’ye çıkartmış oldu; yani 5 kat büyüdü. Bu aslan yaklaşık olarak Kıbrıs’ın 11 katı büyüklüğündedir.

 

Bu anlaşma sonrasında planları bozulan güçler ve General Hafter çılgına döndüler ve anlaşmayı etkisizleştirmek için ciddi çabalara giriştiler. Darbeci Hafter’in güçlerinin saldırıları daha da yoğunlaştı. Hafter’in mevcut iktidarı değiştirmesi sonrasında Türkiye’nin sağladığı üstünlük sonlandırılmış olacak.

 

İşte Türkiye’ye burada çok büyük bir iş düşüyor. Tarihten ilham alarak yeni ufuklara açılmamız için müthiş bir fırsat. Nasıl ki Mustafa Kemal Paşa Libya’ya 1911’de giderek Arapları İtalyanlara karşı örgütledi ve mücadele ettiyse, bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin aynı noktadan harekete başlaması gerekiyor.

 

Aslında Türkiye’nin sağladığı askeri destek dolayısıyla Hafter başarılı olamamıştı. Gayri resmi olarak Libya hükümetine sağlanan silah ve teçhizat sayesinde dengeler değiştirilmişti. Ama yetmez…

 

Peki ne yapmak gerekir? Yapılan askeri anlaşmaya dayanarak Libya’da askeri üs kurulması ve hükümetin sonuna kadar emperyalist güçlere karşı korunması gerekir. Tarih bize bir misyon yükledi. Var olmak veya tarihi misyonumuzu inkâr ederek yok olmak tamamen elimizde. Bu konuda iktidar-muhalefet birlikte hareket etmek zorundadır. Libya düşerse, Türkiye’nin rüyaları düşer, Kızıl Elma ağır bir darbe alır. Libya’da elde edilecek başarı adım adım komşu bölgelerdeki canlanmayı beraberinde getirecektir. Sevr Anlaşması ile deli gömleği giydirilmek istenen Türkiye, gömleği parçalamakla kalmayacak, kendine yaşam alanı sağlayacak geniş bir coğrafyaya ulaşacaktır. Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresinin bizden beklediği tam da budur.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.