Hepimizin bildiği gibi son günlerde Fransız lider Emanuel Macron ve yönetimi, Allah Rasulü’ne hakaret içeren malum karikatürleri devlet binalarına yansıttılar. Amaçları İslam düşmanlığı yanında ülkede ve dünyada islamafobi artışı sağlamak ve islama girişleri engellemek. Dünya müslümanları olarak gösterdiğimiz büyük tepkilerden dolayı dün twitter hesabından arapça bir açıklama yapmak zorunda kalan Macron; “biz hepimiz biriz, bizde ırkçılık yoktur…” gibi şeyler zırvalamış.
Bu hadiseler yaşanırken birden aklıma, Allah Rasulü’ne risaletin geldiği ve Mekke’de ki büyük işkencelerin ardından, Peygamber Efendimiz’in, Kabe’ye hac için gelen çadırları tek tek gezerek İslam davetini aktarması geldi.
Efendimiz bir çadıra girip islamı anlatmadan önce, Mekke’nin ileri gelenleri ondan önce girip; “ Aramızda Muhammed diye birisi var, aklını yitirmiş, bize atalarımızın dinini bırakmamızı, putlara tapmamamızı ve bunun gibi bazı safsataları anlatıyor.. kendisi peygambermiş, fakir ve çoban olduğu halde. Ebu Leheb “o benim yeğenimdir, inanması gereken ilk kişi benim ama inanmıyorum, çünkü o bir yalancı” diyordu. Arap yarımadasının farklı yerlerinden Mekke’ye gelen insanlar, daha Efendimiz’i tanımadan merak etmeye başlıyorlardı.
Reklamın iyisi kötüsü olmazdı zındıkların kurduğu tuzağı Allah başlarına geçirecekti, çünkü “O” tuzak kuranların en hayırlısıydı. Mekke dışından gelen bir şair kendisine yapılan kötü reklamın etkisinde kalmış olacak ki “kimdir bu Muhammed, gidip onu dinlemeliyim, doğru söylüyorsa kabul eder, yalan söylüyorsa reddederim, çünkü ben akıllı bir adamım” diyerek Efendimiz’i arıyordu. Sonucu biliyorsunuz, Allah Rasulü’nü bulup ne söylediğini sordu. Oda davetini açıklayıp ona Kur’an okuyunca bu şahıs “Allah’a yemin olsun bu sözler insan eseri olamaz” diyerek iman etti. O gün bu gündür bu böyle devam ede geldi.
11 Eylül’de yapılan düzmece ikiz kule saldırısı ile de bunu yaşadık. Amerikan derin yapısı kendi ikiz kulelerini vurarak Afganistanı işgal edecekti ve dünyada islamafobi algısı oluşturacaktı. Bunun için 10 yıl öncesinden çekilen rambo filmleriyle, sakallı ve sarıklı teröristler algısı oluşturulmuştu bile!
Kısa vadede öyle oldu evet, Amerikan (barış ve dmokrasi elçileri) Afganistan’da 500.000 insanı katlettiler. Dünya islam dini ve (terörist) müslümanları büyük bir etki ile duydu. Nefret söylemleri ve eylemleri başladı. Bununla birlikte; kimdir bu müslümanlar, islam dininin öğretisi nedir diye sorgulamaya ve araştırmaya başlayanlar da oldu. Önce Efendimiz’e, sonra Kur’ana ulaştılar.
Sonuç mu?; Amerikalıların Afganistan’da öldürdüğü insanların üç katı, bu büyük reklam sayesine müslüman oldular. Geçtimiz yıllarda Yenizellanda’daki cami saldırısı ile de aynı şeyi yaşadık. 50 Müslüman’ı cuma namazı vakti camide öldürdüğünü zanneden cani, bu saldırıyla, saldırının yaşandığı şehrin emniyet müdürü dahil bir çok insanın müslüman olmasına sebep oldu. Bir öldük bin dirildik. Şüphe yokki öldüren de dirilten de bizim Rabbimizdi.
Bunun gibi daha niceleri var ama hepsini burada sayamayacağız. Yalnızca şunu bilelim ki Allah kafirlerin ve zalimlerin eliyle de dinini tamamlar. Onlar Allah’ın nurunu ağızları ile söndürmeye çalışırlar fakat Rahman onların nefeslerini yağmurun habercisi bir rüzgara çevirir.
Macron yönetiminde ki Fansa’nın yaptığı bu kötü reklamlar, Avrupa’da yaşayan ve dini kaygılarını unutmuş olan müslümanlar için bir irşad, başka dinlere mensub olanlar için de hakikati bulma adına bir davet niteliğinde olacaktır.
Yalnız Allah; dinini müminlerin elleriyle tamamak istiyorken, bizim ellerimizin bu yükü taşıyacak temizlikte olması gerekiyor. Yoksa bu izzeti kaçırır, zalimler ile birlikte zelil oluruz. Göreceksiniz, beşeri sistemleri var edip halklara huzur vadeden sistemlerden fayda gelmediği anlaşılacak. İnsanın kanunları insanlığa adalet getirmediği gibi insanı koruyamayacakta. Çok geçmeden toplumlar Alemlerin yegane sahibinin indirdiği İslam dininin tek kurtuluş olduğunun farkına varacaklar.
İslam davetini duymadım diyecek kimsenin kalmayacağı aşikar. Bunun için en büyük desteği de azılı Kafirlerden alıyoruz belliki. Duygularına hakim olup, düşüncesini ilahi bir düzleme koyan yiğit, mücahid ve muvahhidler; korkmayın üstün olan sizlersiniz. Ve unutmayın ki Rahman’a verdiğimiz söz şahadet ile yerini bulacaktır. Sabredin ve safları sıklaştırın. Tabelalarımız zenginliğimiz olsun. Hakikat yolcuları ve adil şahidler olarak yaşayalım. Öleceksek Allah için ölelim..
“Düşmanlarınız büyük bir odu topladı ve sizi yok etmeye geliyorlar” dendiğinde, bu bizim yalnızca imanımızı artırsın. Ve hep bir ağızdan diyelim ki;
ALLAH BİZE YETER, O NE GÜZEL VEKİLDİR!!
Alemlerin güneşi EfendimizMuhamned (s.a.v.)’e derin saygı muhabbet, salat ve selam,
Alemlerin yegane hükümdarı olan Rabbimiz’e sonsuz hamd olsun.
