Yeni Erdoğan’lar İstemiyorum !

Niçin istemiyor ?

İçerde ki ses “ -Türkiye de –28 Şubat gerekirse bin yıl sürer 1999.  “ Dışarda ki ses (Millenium Challange) ” Bin yılın meydan okuması” 24 Temmuz 2002’de başlayan Amerikan tarihinin en büyük tatbikatı. ” Bin yılın meydan okuması “ Yer nevada çölü, senaryo; düşman bir ülkeye karşı yapılacak saldırı ve  hedef ülkenin 92 saatte işgal edilmesini konu alıyordu. Burada ki tanımlanan ülke; üç tarafı denizlerle çevrili, parçalanmış bir ada (Kıbrıs) ülkesinde hak iddia eden ve bir askeri darbeyle karşı karşıya kalmış bir ülke(15Temmuz). Tatbikatın hedefinde ki ülke diğer benzetmelerle birlikte tamamen Türkiye’yi tarif ediyordu.

Buna benzer bir senaryo Yunanistan tarafında geliştiriliyor senaryo da: Yunan ve ABD’ Donanması ani bir baskınla Türk donanmasını Akdeniz de imha ediyor. Böylece savunmasız kalan Kıbrıs Türk kesimi de ablukaya alınarak söylenmese de büyük bir katliamla adanın Türkler den temizlenmesi ve Yunanistan’a ilhakının geçekleştirilmesi sağlanıyor.

Bu senaryo bize neyi hatırlatıyor biliyor musunuz? NAVARIN BASKINI ‘nı! 20 Ekim 1827. Ne olmuştu NAVARIN DE? Savaş falan ortada yok iken, İngiltere, Fransa, Rusya donanması Akdeniz de birleşerek ani bir baskınla Osmanlı Donanmasını NAVARIN limanında yok etmişti. Bu olaydan sonra ne olmuştu?

Osmanlı’nın denizlerde ki gücü tamamen kırılmış devlet denizlerde savunmasız bırakılmıştı, Ardından Yunanistan’a bağımsızlık verilmişti. Hemen sonra Yunanistan da bir Müslüman katliamına girişilmişti.  Senaryo aynı senaryo. Bu sefer Rusya’nın yerini diğer NATO ülkeleri almış. Hedef ülke Türkiye, katliam yapılacak yer Kıbrıs, katliamı yapacak kişiler NAVARIN’deki aynı kişiler.

Bütün bu yeni ve tarihi olayları ekonomiye yapılan saldırılarla birlikte bir araya getirdiğimizde, dünkü tehdit altında olan ve parçalanan Osmanlı ülkesinin yerinde, şimdi Türkiye’nin olduğunu görüyoruz. Yani Türkiye tehdit altında, hem de müttefiki olduğu ve içinde bulunduğu savunma paktı ülkeleri tarafından.

Türkiye bir nokta da Venezüella da yapılana benzer bir darbeyle karşı karşıya getirilmek isteniyor.

Bu tehdidin farkında olan Sayın Cumhur Başkanı, bu tehditlere karşı ilk adımını atıyor ve S-400’leri alıyor. Fakat çok yoğun bir ABD’ Yunan ve iç baskıyla karşı kaşıya kalıyor. Hatırlayın Cumhurbaşkanı S-400 leri o gün almakta acele etmişti. Çünkü S-400’ler alınırsa ve arkasından, Cumhurbaşkanının önderliğinde P-72 deniz karakol uçakları gibi öncelikle keşif gözetleme ve denizaltı savunma harbi görevleri icra edecek uçakların geliştirilmesiyle birlikte. Yunan, NATO ve ABD’nin 1827’deki, NAVARIN baskınına benzer bir baskın ve Navada çölünde yapılan tatbikat ile,ABD’nin tarihinde ülkesi dışında yaptığı en büyük tatbikat olarak nitelendirilen ‘Avrupa Savunucusu 21’ tatbikatı” ile, binlerce top, tank ve uçaklarla Dedeağaç’a yerleşen ABD’nin Boğazları kontrol edip Karadeniz’e sıçraması ve Türk donamamasının yok edilerek Kıbrıs adasının, Akdeniz’in savunmasız kalması engellenecektir.

Cumhurbaşkanı içerde ve dışarda çok ciddi bir varoluş savaşı veriyor. Dışarda ki büyük şeytanın içerde ki kulakları da bütün güçleriyle sahiplerine hizmette kusur etmemeye çalışıyorlar.

Sezai Karakoç “Cennet kapısını bekleyen yılan gibi medeniyetlerin de içi boş, dışı süslü yılanları vardır. Medeniyetlerin de vermesi gereken varoluş savaşları vardır. Ancak bunlardan sonra Rönesans mümkün olur.”

 Bence daha önemlisi dışardan gelen şeytanın çağrısını dinleyen bir kulağın hemen içerde hazır oluşuydu. Venezüella’nın GAİDO’ su gibi, Göte’nin Mefistofeles’ine Ruhunu satmış FAUST’u gibi. Ruhunu büyük şeytana satan FAUSTLAR, GAİDO lar bizim içimize girmişler, etimize ve kanımıza karışmışlar.

Karakoç’un Yitik Cenneti’nin özeti iki cümleyle şu şekildedir:

Yitik cennetin sekizinci kapısı da Hz İsa’dır. Hayatın ölmeye başladığı her sefer bir peygamber çıka gelip dirilişi başlatmıştır. Diriliş mucizesi insanda yeniden gerçekleşmişti.
Yitik Cennet, Hz Muhammed ile Yeniden Bulunmuş Cennete dönüştü. İdeal site, ütopya olmaktan çıkıp Medine’nin kimliğinde reel hale geldi.

Bizim medeniyetimizin kapısının anahtarı Erbakan Hoca, Medeniyetimizin Ütopya olmaktan çıkıp yeni kimliğine kavuşması ve reel hale gelmesi de, Sayın Cumhurbaşkanıyla mümkün olacaktır. Fakat bu kolay olmayacaktır. Büyük Şeytan’ın dinleyen kulaklar içimizde olduğu müddetçe.

Kapitalizmin Başı Büyük Şeytan ABD Başkanı Joe Biden“Bence ona (Erdoğan’a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım” Büyük Şeytan kimleri desteklediğini ve ne için desteklediğini açıkça söylüyor.

Erdoğan, “Batı’nın bu kapitalist anlayışına maalesef kendini kaptıranlar hâlâ burada –içimizde- sürüp gidiyorlar. Arkadaşlar bizim de bir değerler silsilemiz var değil mi? Bu değerler silsilemize eğer inanıyorsak, o zaman biz bu kapitalist anlayışıyla hareket edemeyiz.” 

2 sene önce, etrafına topladığı bazı ülkelerin liderlerine ‘Buralarda yeni Erdoğan’lar istemiyorum!‘ diyenin hangi lider olduğu bilinmiyor mu?

Türkiye ile uğraşmak, Erdoğan’ın düşünce dünyasının güçlenmesinin, kendileri için tarihî korkuları ve hesaplaşmaları çağrıştırdığından’ dolayıdır.

İşte bunun için yeni Tayyipler istemiyor. Büyük Şeytan Mefistofeles’in Faust’ları ve içerde ki kulakları.