Betar Siyonist Yahudi terör örgütüdür. Türkiye’de İsrail Devletinden önce kurulmuştur. Kuruluş tarihi 1933 yılıdır. Adını, Milattan sonra (136) yılında Roma İmparatorluğuna karşı yapılan Bar Kohba İsyanından almaktadır.
Betar’ın gayesi: Betar’ın Türkiye’de İstanbul ve İzmir olmak üzere iki önemli merkezi vardır. Hedefleri gençleri eğitmek, Siyonizm’e kazandırmak, İbranice öğretmek, İsrail’e asker ve vatandaş haline getirebilmektir. Türkiye’deki kamplarda tam bir askeri disiplin ve hiyerarşi içinde silah eğitimi dahil, savaş eğitimi verilmektedir. Yapılan şey “savaş hazırlığı” dır. Betar Türkiye, “İsrail’in ihtiyaç duyması halinde imdada yetişebilmeyi ve buna hazır olmayı” hedefleyen bir terör örgütüdür. Arap-İsrail savaşlarında bu hedeflerini gerçekleştirmişlerdir. Bugün de Gazze’de İsrail’in yanında yer almaktadırlar.
Türkiye’deki çalışmalarıyla ilgili son belgeler 1971 yılına aittir. Betar Türkiye’nin 70’li yıllarda da aktif olduğunu ispat eden çok önemli bir belgenin Bensiyon Pinto’nun imzasını taşıdığını belirtiyor yazar Rıfat Bali. İsrail İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom’un Türkiye’deki derin yapının “sol kolu” tarafından kullanılan Mahir Çayan (Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir) tarafından öldürülmesinin ardından açılıp sonra eşi Elsa’ya teslim edilen; onun da İsrail Dışişleri Bakanlığı’na bağışladığı “taziye defteri”ndeki somut bir belgeye işaret ediyor. El Rom, MTTB Ortaöğretim Başkanı Mustafa Bilgin’in (1969) öldürülmesini tertiplediği ileri sürülmektedir. El Rom’un öldürülmesi emrini verenlerden bir tanesi de Kocaeli’de oturmaktadır ve hala yaşamaktadır. Bu olaydan sonra Betar yeraltına inmiştir. Çalışmalarına hala devam ettiğinin göstergesi olarak, Gazze olaylarında Türkiye’den İsrail’e gidip Hamas’a karşı savaşan Yahudi gençlerin varlığından bahsedilmektedir.
Betar, Rifat Bali’nin kitabında; yer altı faaliyeti yapan Siyonist bir örgüt olarak anlatılmaktadır. Silah eğitimi aldıkları, İsrail’de köyleri bastıkları, bombalama ve Filistinlilerin öldürüldüğü eylemleri üstlenme dahil terör eylemleri yaptıkları anlatılır.
Türkiye’de Betar terör örgütüne katılanlar gençler ve çocuklardır ve bu amaçla bir spor kulübü kurmuşlardır.
Betar Gençlik Hareketinin Spor Kulübü (Yıldırım Spor)
Tabanca söküp takma ve silah eğitimi aldıklarını, anonim bir tanık anlatıyor:
“Yıldırım Sporu biz kurduk. Yıldırım Spora Betar olsun olmasın herkes girdi ama bunun içinde biz Betarlar özel kişilerdik. Gece yürüyüşleri, sopayla dövüş, silah eğitimi, silah parçalama ve toplama eğitimi yapılırdı. Bu eğitime ben de girdim. Yani bir tabancayı parçalara ayırıp tekrar toplamak. Bu eğitimi de bir jünior vermişti bize. Tabanca havluya sarılı şekilde fermuarlı bir plastik spor çantası içinde gelirdi. Sene 1961-62.”
Betar üyelerinden birkaç anı:
1. Üye: “Betar teşkilatı dışa bağlı Siyonist bir kurum olduğundan o zamanki Cumhuriyet kanunlarına aykırı bir statüsü vardı. Bizler çalışmalarımızı grup toplantılarımızı gizli bir şekilde genellikle evlerde yapardık. Topluca yan yana geldiğimizde askeri bir disiplin içinde hareket ederdik. Gruplar en fazla 10 kişilikti. Teşkilat’a İsrail’in kuruluş (1947-48) yıllarında ilgi son derece arttı. İstanbul’da faal olan Siyonist teşkilatlarının içinde en büyüğü Betar Teşkilatı idi.” Anlaşılan o ki İstanbul’da ve Türkiye’nin diğer yerlerinde İsrail’e hizmet eden birçok Siyonist teşkilat bulunmaktadır.
2. Üye: “Neemani Zion diyor ki, ‘Biz İsrail’e gidelim, İngilizlere yaranalım.’ Biz (Betar) ‘Hayır, silah zoruyla’ diyorduk. İdeoloji farkı vardı. Bunlar (Türkiye’deki diğer Yahudi gruplar) diyordu ki, oraya gidelim toprağı işleyelim. Biz diyorduk, ‘Hayır, biz oraya gideceğiz İngilizleri kovacağız.’ Onlar kibutzlara yerleşiyorlardı. Bizimkiler kibutzlara gitmiyorlardı, gizli örgütlere katılıyorlardı. Bizim grup daha çok silahlı direnişe yönelikti.”
3. Üye: “Betar faaliyetlerimiz sırasında Betar İzmir bölge kumandanı olarak seçildim. Betar askerleri, subayları ve bölge kumandanları olan bir askeri yapılanma gibi organize olmuştu. Her defasında 35-40 çocuğun sorumluluğunu almam gerektiği için bu faaliyetlerin çok dikkatli planlanması gerekiyordu. En sorumluluk sahibi dostlarımı faaliyetlerde subay olarak seçiyordum. Bu arada İzmir’in Yahudi cemaati için istenmeyen bir şahıs olmuştum. Çünkü İsrail lehine yaptığım çalışmalarım gençleri Türkiye’den ve dolayısıyla ebeveynlerinden ayıracak nitelikteydi. İzmir’deki diğer hareketler kendilerini Siyonist olarak tanımlamalarına rağmen Betar’da olduğu gibi bir marşları yoktu, bayrakları yoktu, ciddi bir hedefleri yoktu.”
Betar örgütüne göre Yahudi devlet nedir? “Ne zaman ülkemizin Filistin olmaktan çıkıp Eretz Yisrael olduğunu söyleyebiliriz? Yahudilerin nüfusu Yahudi olmayanların nüfusunu geçtiği zaman söyleyebiliriz. Zira bir milli devletin birinci şartı milli çoğunluktur.
Betar bütün hayatını sadece Yahudi devleti idealine hasreden, başka bir ideali kabul etmeyen bir nesil demektir.