Türk Tabipler Birliği (TTB) 1953 yılında kuruldu.
Özel hastanelerde çalışan doktorların TTB’ye üye olmaları kanuni zorunluluktur. 100 bin civarında üyesi olan TTB, üye sayısı 200 üzerinde olan yerlerde oda kurabiliyor. Toplamda 70 birlik kurulmuş durumdadır. Yüklü aidatları vardır. Kamu çalışanlarından 300, özel sektör çalışanlarından ise 478 lira aidat almaktadır. Her türlü tescil ve işlem için TTB’ye 153 TL ödenmektedir. Üye kimlik kartı yenileme bedeli 67 liradır. Yıllık geliri yaklaşık 50 milyon TL’dir.
TTB, radikal sol örgütlerin maşası haline geldi. HDP nasıl ki PKK’nın siyasi uzantısı konumundadır, TTB de aynı şekilde radikal sol/terör örgütlerinin legal görünümlü uzantısı haline dönüşmüştür.
Yaklaşık 40 bin üyesi olan İstanbul’da seçime katılım %10’da kalmaktadır. Organize olmuş marjinal sol yapılar seçimi kazanmaktadır. Türk Tabipler Birliği’nin neden milli ve yerli olmadığı, dolayısıyla kapatılmasının zorunlu olduğunu bir kaç maddede özetleyelim:
1)Suriye’de terörist yapılara karşı Zeytin dalı Operasyonu yapılırken, bir kez bile devlete destek açıklaması yapmayan, şehit ve gazilerimiz için iyi temennide bulunmayan TTB, PKK’ya destek çıkarak “Savaş, halk sağlığı sorunudur” açıklaması yaptı ve operasyonlara karşı çıktı. PKK terörünü asla kınamadı.
2)Vatan haini Can Dündar’a destek ziyaretinde bulundular.
3)Gezi olaylarını canla başla desteklediler, ülkede darbe hevesiyle hareket ettiler.
4)Üyesi olan doktorlar katledildikten sonra PKK’yı kınamadığı gibi devleti suçlama yoluna gitti.
5)PKK’nın 250 milyon TL’lik ilaç vurgununa en ufak bir tepki göstermedi.
6)Ölüm orucu tutan DHKP-C’li teröristlere destek açıklamaları yaptı.
7)2015 yılında Ermenistan Tabipler Birliği’ne bir mektup göndererek, üzüntülerini paylaştığını belirtti. Fakat Ermenilerin yapmış olduğu katliamları kınayan bir açıklama yapmadı.
8)Barolar ile ilgili yapılan düzenleme sürecinde hükümete saldırgan bir tavırla yüklendi. Kendi alanına girmeyen konulara müdahil oldu.
9)PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’nin eş başkanına Asya Abdullah’a 2015’de “Barış, Dostluk ve Demokrasi” ödülü verdi.
10)PKK’nın yayın organı İMC TV’ye ödül verildi.
11)İstanbul Tabipler Odası Başkanı, Kürt halkının temsilcisinin Apo olduğunu belirten bir açıklama yaptı.
12)Adalet Bakanlığı’na başvurarak, PKK lideri Abdullah Öcalan’a sağlık kontrolü talebinde bulundular.
13)Teröre destek verdikleri için görevden alınmış olan belediye başkanlarına destek açıklamaları yaptı.
14)Salgın Yönetilemiyor, Fırtına Kapıda’ açıklamasını yaptı. Bu süreçte yalan yanlış bilgilerle halkı ümitsizliğe düşürmek için elinden geleni yaptı.
Devlet Bahçeli: “Sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır… Bu birliğin yöneticilerinden hesap sorulmalıdır… Diyeceğim odur ki, Türk Tabipleri Birliği corona virüsü kadar tehlikelidir. Ve gereği acilen yapılmalıdır.” Diyerek TTB’ni gündemin önemli başlıklarından biri haline getirdi.
Devlet Bahçeli’nin açıklaması sonrasında, HDP’den TTB’ye destek ziyareti gerçekleştirildi. CHP zaten her daim TTB ile birlikte hareket etmektedir.
Sözde ülkücü Meral Akşener TTB Başkanını arayarak desteğini sundu. Ayrıca yapmış olduğu konuşmada “Atamın bize emaneti, cefakâr Türk tabiplerine selam olsun” sözleri ile desteğini tekrarlamış oldu. Fakat burada da bir cehalet söz konusudur. Kastedilen TTB ise, kuruluş tarihi 1953 olduğuna göre hangi atanın emaneti oluyor? Yok kasıt Türk doktorları ise, Türk tabiplerinin tarihi, Türk tarihi kadar eskidir. Anlaşılan ortaya karışık yapmış.
Adında Türk olması bir yapıyı milli yapmaya yetmiyormuş. Sadece TTB değil, aynı tarzdaki bütün meslek yapılanmalarına dönük ciddi düzenlemeler yapılmalı, zorunlu aidat ve tescil bedellerine bir an önce son verilmelidir. Devlet ve millet için tehdit oluşturan bütün yapılar ortadan kaldırılmalıdır.
