Toplumları ayakta tutan bazı değerler vardır. Farklı siyasi, kültürel bazı özelliklerine rağmen toplumda ortak olarak paylaşılan bazı etik değerler de vardır. Her ne kadar toptancı söylemler doğru olmasa da, bazı noktalarda bilgi vermesi bağlamında önemlidir. Mesela Almanların disiplinli olduğu genel olarak kabul görür. Yıllarca Almanya’da yaşadım. Bazı Almanların disiplinli olmadığına şahit oldum ama toplumun büyük bir bölümü disiplinliydi.
Türkler hakkında da bazı doğru genellemeler vardır. Mesela misafirperverliğimiz dillere destandır. Aileye değer verme, büyüklere saygı, dürüstlük, hoşgörü gibi özelliklerimizdendir.
Gelin görün ki bu değerler her geçen gün erozyona uğruyor. Artık bütün değerlerimiz söylemde kalmaya başladı.
Toplumsal bozulmada en fazla televizyon programları etkili olmaktadır. En basitinden haber programlarında bile hakaret dili çok yaygın. Her gün cinayet, şiddet, taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık. Bütün bunları seyrede seyrede normalleştiriyoruz.
Televizyon programlarında dedektiflik oynanırken çok mahrem noktalara kadar girilebiliyor. Her Allah’ın günü kimin kiminle ne şekilde bir ahlaksız ilişki kurduğunu görüyoruz. Yok artık dememiz gereken olayları, failleri çok normalmiş gibi anlatıyor.
Adamın karısı sevgilisiyle kaçmış, bilmem kaç çocukla baş başa kalmış. Adam televizyon programında sözüm ona karısına yalvarıyor geriye dönmesi için.
Aile içi ahlaksızlıklar diz boyu. Her Allah’ın günü bu ahlaksızlıkları hem de dozunu arttırarak millete neden izletiyorsunuz? İlk başta yuh artık denilen şeyler, bir süre sonra normalleşiyor. İnsanlar empati kurayım derken ahlaki ve insani değer olarak alçalmakta.
Türk dizileri zaten tam bir facia. Hakkını vermeliyim. Dünyada en fazla ABD’den sonra Türk dizileri izleniyor. Büyük başarı. Bizim kuşaklar zamanında Brezilya ve ABD dizileri, bi ara Hindistan dizileri ünlüydü. Herkes Maria veya Dallas ile hayata anlam katardı. O günler geride kaldı. Günümüzde genellikle Türk dizileri ülkemizde revaçta.
Dizi yapmayı yapıyoruz da, yaptığımız diziler Türk dizisi mi, tartışılır. Dizi değil sanki ahlaksızlık için üretilmiş virüsler. Toplumdan ve gerçeklikten kopuk yaşamlar. Tamamına yakınında aşk, ihanet, yalan, dolan, dalavere mevcut. Ailecek oturup izleyebileceğimiz kaç dizi var?
Bu konuda TRT dizilerinin bir bölümü kabul edilebilir sınırlar dahilindedir. Ama gerisindeki durum rezalet. Mesela atv kanalı sözüm ona muhafazakâr bir aileye ait. Ama gel gör ki dizilerde ahlaksızlık diz boyu. Muhafazakâr bir süper kahraman oluşturmak gayesi güttüğü iddia edilen “Akıncı” dizisi bile oldukça sorunlu. Muhafazakâr ailenin çocuklarının muhafazakâr olmayan yaklaşımları çok normalmiş gibi sunuluyor. Herkesin sevgilisi var. Bu diziyi izleyen çocuğumuz, onlarda bile normal, sen ne geri kafalısın demez mi?
İslami görüntüyü sadece yaşlılara özgü bir olgu olarak sunuyorlar. Kafası kapalı fakat her türlü sözüm ona modernliğe açık rol model hanımlar…
Gereksiz konular üzerinden birbirimizi çok yıpratıyoruz. Solcu, sağcı veya milliyetçi olmak insanı iyi veya kötü yapmaz. Asıl önemli olan hangi ideolojide olunduğumuz değil, hangi değerleri benimsediğimizdir. Ahlaksızlığın solu, sağı olmaz. Toplum bir bütün olarak bozuluyor. Buna karşı bir an önce RTÜK gerekli önlemleri almalıdır.
